Sarı Yeşil Kırmızı Mavi Siyah

Bu 5 renk 5 ana kıtayı ve Dünya'daki tüm ülke bayraklarındaki renkleri temsil ediyor.

Haberin Devamı

Olimpiyatın renkleri.
Benim içinse umudun renkleri.

Her türlü, ama her türlü, kimlik ve ırkın, dilin, dahası ayrıma neden olabilecek her türlü şeyin geride bırakıldığı; umudun ve hayallerin her şeyin önüne geçtiği o ruh halinin renkleri...
İnsanı "dayanıklılıkla" sınayarak birleştiren olimpiyatın renkleri...
Hayal kurup o hayalin peşinde koşmanın, mucizelere inanıp mucizeleri gerçekleştirmek için yılmadan, caymadan, bıkmadan vazgeçmeden yıllarca kendini inandığın hedefe kitleyerek çalışmanın, ve bunun sonunda sırf parçası olabilmenin bile olağanüstü bir duygu olmasının renkleri.

Siz bu yazıyı okurken, Hürriyet Daily News'dan ve hatta Ankara Lycee Charles de Gaulle lisemden de arkadaşım olan ve tesadüfen bilmem kaç yıl sonra Olimpiyat sayesinde biraraya geldiğim Barçın Yinanç ve ben, Nizhniy Nogrodov'da uzun bi yoldan gelen olimpiyat meşalesini taşımış ve bizden sonrakilere devretmiş olucaz....

VE İŞTE O TARİHİ DAKİKALAR…

Uyku tutmuyor şu anda.

Haberin Devamı

Dün akşam üstü Olimpiyat Komitesi'nin meşale taşımadan sorumlu güzel insanı Cheryl Cagle bize neler olacağını her şeyin nasıl gerçekleşeceğini anlattı.
3 güvenlik görevlisi eşlik edecekmiş elimize meşaleyi alıp koşmaya başladığımızda.

YONCA TOKBAŞ PARKURUN BAŞINDA

"Acele etmeyin. Bu tarihi anın ve yıllardır elden ele geçen bu mucizevi olimpiyat meşalesinin ateşini elinize almanın tadına doya doya varın. Tarihi anınızın tadını çıkarın." dedi.
Yıllardır yaşadığı, insanların meşaleyi taşıdıktan sonraki duygularını anlatan hallerini anlattı bize. Biri beni çok etkiledi.
Atlanta Olimpiyatları için meşale Indiana'nın adı "Hope" yani "umut" olan kasabasından geçecekken, kasaba inanılmaz bir hazırlık yapmış. Bunun üzerine Cheryl komiteye "kasabanın bu çabası takdiri hakediyor bir güzellik yapalım ve kasabanın okulundan iki çocuğa meşale taşıma şansı verelim" demiş.
Cheryl okulun spor koçuna gidip aynen şöyle iki çocuk tarif etmiş; "yalnız başına bırakılan, genelde kimsenin onlarla takılmadığı, kendini terk edilmiş, mutsuz ve değersiz hisseden iki çocuğunu bulalım seçelim lütfen, hayatlarının değiştiği an olsun bu meşaleyi alıp taşımak..."
Koç tam da böyle iki öğrenci olduğunu söylemiş. Bir kız bir erkek 13 yaşında iki öğrenci. Kız babasının tacizine uğrayan, erkek de ailesi tarafından hor görülen bir çocuk.

Haberin Devamı

Bu iki çocuk seçildiklerine inanamamışlar. Cheryl göz teması bile kuramadıklarını anlattı.
Çocuklar meşaleyi kasabanın başından alıp diğerine teslim edip o yol boyunca bütün kasabanın alkışları arasından koşarak geçip gittiklerinde, bu olayın hayatları boyunca gördükleri ilk "ilgi" ve ilk "mutluluk" olduğunu söylemişler.
Alkış, sevgi, coşku... Bunlar da bir çeşit güç! İyi güç.

Ertesi günkü gazetelerin manşetlerinde bu iki çocuk varmış. Bir köşe yazarı bu iki çocuğun meşaleyi taşımalarının hikayesi üzerine "olimpiyat ruhu tam da bu işte, o çocukların hayatlarına katılan umut." yazmış. Cheryl bunu bize anlatırken ağladı.
Daha sonra okulun koçuyla konuşmuş, çocuklar o günden sonra okulun itilen kakılan dışlanan çocukları olmamışlar. Gerçekten hayatlarına değmiş o ateş!

Haberin Devamı

Eminim hayatları da değişmiştir.
Değer verilmek umuttur çünkü.

Ben de ağladım Cheryl'i dinlerken.
Güzel ülkemin sonsuz umutlu koşan yazarı olarak ağladım. Tabi ağlarım ya!
Spor budur.
Umuttur.
Güçtür. Cesarettir.
Yalnızken bile kalabalık bir takım gibi hissetmektir.
İnanmaktır.
Azimdir.
İyi hissetmektir.
Heyecandır.
Umut Her şeydir!

Of ya çok büyük bir duygu bu.
Daha açıkçası bi de ne hissediyorum biliyor musunuz Barçın'a ve kendime baktığımda; biz bunu hakettik.
İyiki bizi seçti 27 yıldır Olimpiyatlara sponsor olan Visa!

Hakkını verecek, anlamını en damardan hissedecek kadar sporu ve spor ruhunun ulviliğini bilen dahası bi de harbi düzenli olarak yaptığı sporu candan seven, sporcunun yalnızlığını, yaşadıklarını anlayan iki insanız şurada bizim basından. O ultramaratonlarda koşan arakdaşlarımı düşündüm, engelli sporcularımızın yalnızlığını düşündüm, küçücük yaştan azimle onca imkansızlığa rağmen hayal kuran çocuk sporcularımızı ve ailelerinin çaresizliklerini düşündüm...

Haberin Devamı

Ne diliyorum bizim için biliyor musunuz?
Sporun bu birleştirici yapıcı iyileştirici ruhunun daha fazla insanımız tarafından bilinmesini tanınmasını ve buna inanmasını ve destek olmasını!
Bütün bunları da anlatmaya katkımızın olabilmesini!

Ülkemde çok daha fazla kişinin, her yaştan hem de, her türlü sporu; yok hava koşulu o bu şu bahanelerine sığınmadan hayat boyu yol arkadaşı edinmesini!

Evet meşaleyi hepimiz adına taşırken içimden bunları geçirip dileyeceğim.
Sporunu sağlam yapan insanın kafası sağlam olur çalmaz çırpmaz adil olur, mert olur dürüst olur, merhametli olur!

Ülkemdeki herkes için inandığım umudun şu satırları okuyan okumayan herkesin içine kaçıp yeşermesini dileyeceğim.

Haberin Devamı

Sizi, ülkemi, taşını toprağını ve sporu çok seviyorum!
Allah'ım benim en pörsümüş nine halimde bile koşabiliyor ve ha bire size anlatabiliyor olmam lazım!

Çocuklarıma kocaman bir tarihi anıyla dönecek olduğum için de ölüyorum mutluluktan...
Torunlarım belki "biliyo musun büyükannem yonca olimpiyat meşalesi taşımış benim" der diye düşünüp şu an geberiyorum heyecandan.

Hele bi elime alayım ve koşayım şu meşaleyle... Bi de o zaman yazıcam size.
Nasipse videosu ve fotoları da olacak.

Bana o güzel mailleri mesajları atan her bir tekinize canımdan sevgiler!
Çok çok teşekkür ederim varlığınız ve desteğiniz için.
Siz de çok acayip okurlarsınız! Çok özelsiniz! Beni anlıyorsunuz...
Şansıma, kaderime ve hayallerimi duyup gerçekleştirmeme yardımcı olan şu güzel mucizevi Evren'e çok teşekkür ederim.
Gasteme de bana bu yazma özgürlüğünü verdiği için teşekkürüm sonsuz!
Hürriyet benim!

Yonca
"Yanık"

Yazarın Tüm Yazıları