Sana hela temizletirim!

Ege CANSEN
Haberin Devamı

Hadi Uluengin, çarşamba günü necip ulusumuzun yestehlerken ‘‘helanın içine etme’’ geleneği (kültürü) hakkında kışkırtıcı bir yazı kaleme almıştı. Kaçırdıysanız, bulup okuyun. Özet olarak; insanların, biyolojik olarak birbirinden hiçbir farkı olmadığı halde, sosyolojik olarak birbirinden çok farklı olabileceğine işaret ediyordu. Yazının, satır aralarına girmiş mesajı, Batılı'nın, Doğulular hakkındaki menfi önyargısının sebepsiz olmadığı idi. Pek tabii, kıssadan bir hisse çıkarmak gerekiyordu. Bu ders, ‘‘Başkalarının senin hakkındaki kanaatini değiştirmesini istiyorsan, önce sen değiş’’ idi.

Bendeniz, hela falan gibi pestenkerâni işlerin (haddim olmayarak iddia ediyorum) uzmanı sayılırım. Türkiye, temiz umumi helayı, ilk defa İstanbul Hilton Oteli'nin giriş katında gördü. TMTF Tercüman Rehber kursunda, bize Ayasofya ve yöresini anlatan rehberlik hocamız, Türk casusu İngiliz Kemal, sıkışan turistleri bir taksiye atıp Hilton'a götürmemizi öğütlerdi. Benim gibi pek çok kişi, bu hela işine daha o tarihlerde kafayı takmıştı. Hatta, bir grup hayırsever müteşebbis ‘‘Temiz Hela Vakfı’’ kurdu. Başta Shell olmak üzere, benzin şirketleri, istasyonlardaki helaları temiz tutan işletmecilere parasal yardım yapıp ödüller verdi. Türkiye'nin gururu Varan otobüsleri, pek tabii Nevzat Bey, karayolları üzerindeki tesislerinde dünya standardında sıcak sulu, fotoselli helalar yaptırdı. İstanbul'daki bazı umumi helaları ihya eden müthiş adamlar çıktı. Son yirmi yılda Türkiye, temiz hela konusunda inanılmaz mesafe kaydetti. Ancak bunu hep ‘‘sen pislet, başkası temizlesin’’ metoduyla gerçekleştirdi. Pahalı çözümler üretti. Meselenin esası pek çözülemedi.

* * *

Biz, neden kullandığımız helayı temiz bırakmayız?

1. Türk erkeği için en aşağılayıcı iş, hela temizlemektir. Çünkü askerde, hela temizlemek, herkesin nöbetleşerek yaptığı bir görev değildir. Torpilliler, hiçbir zaman hela temizlemez. En önemlisi, disiplinsizlik yapan askere, ceza olarak hela temizletilir. Genç adamın beyninde ‘‘temizleme’’ kavramı ‘‘ceza’’ ile eş anlamlı kılınır. Kimse, kendini cezaya müstehak görmek istemez. Bu sebeple erkekler, kadınlara kıyasla, hela temizlemeye karşı içlerinde müthiş bir direnç, hatta isyan taşır.

2. Hela temizlemek, zordur. Hele başkasının artıklarını temizlemek, ondan da zordur. Bir kişi, helayı pis bırakıp çekip gitse, ardından kendi pisini temizleyecek karakterde kırk kişi girse, hela giderek daha pis hale gelir. Çünkü kişiler, ben kendi pisliğimi temizlemeye razıyım, ama başkasınınkini asla, der. Bu bir fasit dairedir. Kurulması kolay, kırılması zordur.

3. Bizde anneler, etrafı batırmasın diye, çocuklarına hela temizletmez. Hatta helaya giren çocuklarına ‘‘Bitti mi?’’ diye seslenir, ‘‘Bitti’’' cevabı alınca içeri girip, onun altını temizler. Çocuk, küçük yaştan itibaren kendi pisliğini bir başkasının temizlemesi gerektiği konusunda şartlanır. Bu şartlanma, erkek çocuklar için, kız çocuklarına göre misliyle geçerlidir.

4. Bizim kültürümüz, ‘‘kafası çalışan adamın eli, eli çalışan adamın kafası çalışmaz’’ kabul eder. Değil hela temizlemek, okumuş yazmış olanlarımız, yere kâğıt düşürseler eğilip almazlar. Bu konuda müthiş komplekslidirler. Bir gören olur, sonra ne der (?) diye titrerler.

SON SÖZ: Hela temizlemeyenin, pis heladan şikâyete hakkı yoktur.













Yazarın Tüm Yazıları