Travmalar ülkesiyiz

Güncelleme Tarihi:

Travmalar ülkesiyiz
Oluşturulma Tarihi: Eylül 06, 2012 00:00

Terör ve şehitler, yüzde 1400 oranında artan kadına şiddet, çocuğa karşı toplu cinsel istismar, sokakta kafası kesilen insanlar, namus cinayetleri, endüstri kazaları, ölen işçiler, depremde, selde hayatını kaybedenler... Ülkemizde her gün birbirinden çarpıcı şiddet haberleri yağıyor. Sadece bugün Afyon'dan 25 şehit, Beytüşşebap'tan 1 şehit, İzmir açıklarında ise yeni bir yaşama geçmek için çabalayan 58 mültecinin ölüm haberi geldi.

Haberin Devamı

Hemen her güne bu üzücü haberlerle başlayan toplumda bireylerin psikolojisi ne tür tepkiler verir? Yaşanan olaylar ve bunun yarattığı travma topluma nasıl yansır? Hürriyet Dünyası bu soruları sordu Türkiye Psikiyatri Derneği Ruhsal Travma ve Afet Psikiyatrisi Çalışma Birimi üyesi ve Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burhanettin Kaya yanıtladı. Doç. Dr. Kaya'ya göre toplumsal travmalar arttıkça, kişilere devlet eliyle yardım edilmedikçe, güvenli bir hayat sağlanmazsa şiddet sarmalı büyür yani şiddet şiddeti doğurur.

 

 

Haberin Devamı

"TRAVMALAR ÜLKESİYİZ"

 

Doç. Dr. Kaya'ya göre Türkiye'de son yıllarda bu olaylar artış gösterdi ama bu yeni bir şey değil çünkü Türkiye zaten travmalar ülkesi: "Sadece siyasi anlamda da değil doğal afetler, toplumsal şiddet, kadına şiddet, cinsel istismar... Bu açıdan son derece yoğun, travmalarla örülü bir ülkeyiz ve buna bağlı ruhsal tepkiler de aynı biçimde yoğun. Travmaların iki yönü vardır. Birincisinde yaşanış biçimi açıktır, sebebi bellidir örneğin deprem, patlama gibi. Ancak bir diğer türünde bu travmanın ne olduğunu kişi söylemedikçe bilemeyiz, cinsel istismar, aile içi şiddet gibi olaylardır. Bu yüzden birçok tepkinin kaynağını bilmiyoruz."

 

ŞİDDET SARMALI BÜYÜR

 

Son yıllarda kadın cinayetlerinin yüzde 1400 arttığını belirten Doç. Dr. Burhanettin Kaya "Acaba ben bu ülkede güvende miyim? Sokakta güvende miyim? gibi soruların giderek artacağını ve bunun kaygı yaratacağını belirtiyor. 'Neden ben' sorusu haksızlığa uğradığını düşünmenin toplumda ciddi bir öfke sorununa yol açtığını belirten Doç. Dr. Kaya uyarıyor; Bu öfke şiddet sarmalını daha da büyütür. Eğer yaşanılan travmaların etkileri ortadan kaldırılmaz, kişiler özellikle kamusal nitelikli sosyal destek alamaz, adalet tecelli etmezse, haksızlığa uğradığını düşünürse ve güvende hissedememe devam ederse travmanın etkileri daha da şiddetlenecek ve ruhsal sorunlar kronikleşecektir. Bu durumda en büyük risk kişilerin kendi adaletini kendilerinin sağlamak istemesi olabilir. Böylece şiddet şiddeti doğurur. Kişinin selde yaşadıklarından dolayı suçlanması bile şiddet üretmesine neden olur. Travmanın dışa vurulamaması, kişinin önemsenmemesi, bir kesime hemen yardım giderken ona 3 hafta geç gitmesi şiddet üretmesine neden olur."

Haberin Devamı


"HEPİMİZ İKİNCİL TRAVMA ADAYIYIZ"

 

Travmalarda acı bir deneyim yaşayan kişi birincil travma vakası iken, bunları duyan, gören, kişilerin yakınında bulunanlar da ikincil travma vakaları oluyor. Doç. Dr. Kaya'ya göre; "Türkiye'de hepimiz bir ikincil travma vakası olmaya adayız. En fazla ikincil travmalar acil yardım ekipleri, afet kurtarma ekiplerinde ve bir de ailelerde görülüyor. Bu da birincil travmanın iyileşmesini güçleştiriyor. Travmayı daha karmaşık hale getiriyor. Sonra bu travma çözülemez oluyor."

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!