Sağlık

Dr.Gündüz TEZMEN
Haberin Devamı

OKUR MEKTUPLARI

Kanseri mikrop mu oluşturuyor?

GEÇTİĞİMİZ günlerde Sayın Etyen Mahçupyan’ın başlattığı bir haber dalgası birçok gazeteyi ve radyo, televizyon gibi yayın kuruluşlarını etkiledi. Bu haberin temel mesajı, Amerika’da bir merkezde, 30 yıldan fazla bir süreden beri yapılan çalışmalar sonucunda kanserin nedeninin mikrop olduğunun belirlendiği ve buna karşı ilaçlar ve aşı geliştirildiği, ancak çıkar gruplarının bunu engellediği şeklinde.

Aslında bu haber yeni değil. Türk basınında yıllar öncesinde de yer aldı. O zaman da üzerinde tartışmalar yapıldığını ve sonuçta ciddiye alınmadığını hatırlıyorum. Bilim dünyasında her zaman bazı tartışmalar olur. Bilim adamları bunu inceler, tartışır ve bilimsel açıdan doğru veriler getirenleri ele alır ve üzerindeki çalışmalar gelişir, diğerleri de bir kenara konulur.

Bu tür bilimsel tartışmalar konu üzerinde eğitimi olmayan kişiler tarafından yapılmaya başlanırsa, o zaman, kafaları karıştırmaktan öte bir işe yaramaz. Türk halkı, bilimsel zeminde yapılması gereken tartışmaların basında, kamuoyu önünde yapılmasının bir örneğini Marmara’daki faylar ve beklenen İstanbul depremi konusunda yaşadı. Bilim adamları veriler konusunda kişisel görüşlerini açıklamaya başlayınca, kafalar karışmaya başladı ve sonuçta gazeteciler bile, ’bu tartışmaları bilim adamları yapsın, sonuçta ortak bir karar oluşsun ve bu açıklansın’ demeye başladılar.

Tıpta da farklı teorilerle ortaya çıkan kişiler olabilir. Önemli olan, bunların tüm bilim dünyası tarafından tartışılıp ortak görüş halinde benimsenmesidir. Livingstone teorisi de bunlar arasında yer alıyor. ’Aşkın gözü kördür’ derler. Bilim adamları da bazen kendi teorilerine aşık olurlar ve başka hiçbir şeyi gözleri görmez. Bu nedenle bu kişilere ’şarlatan’ sıfatını yakıştırmayı pek uygun bulmuyorum, olsa olsa ’kör aşık’ demek daha uygun. İşte Sayın Mahçupyan’ın sözünü ettiği merkezdekiler de bu sınıfta değerlendirilebilir.

Bilim dünyasında köprülerin altından çok sular aktı. Genler belirlendi, gen tedavileri başladı. Bu devirde hala, yıllar önce söylenmiş ve kanıtlanamamış bazı teorilerin peşinde koşmanın anlamı yok. Buna benzer örnekleri basında zaman zaman okursunuz. Bir aykırı adamın peşine takılıp tarikat kurup, sonuçta da bir çiftlikte toplu olarak intihar eden kişilere Amerika’da rastlanabiliyor.

Ancak bu konudaki yayınları sadece ’anlamsız’ diye nitelendirip, üzerinde durmayıp geçmek kolay değil. Eğer siz yayınlarınızda ’diğer tedaviler insanı öldürüyor, bunun dışında hiçbir tedavi yapmayın’ anlamına gelecek şeyler söylüyorsanız, yüzlerce, binlerce kanser hastasının hayatıyla oynuyorsunuz demektir. Nitekim, daha önceki yayınlardan ve halk arasındaki söylentilerden sonra San Diego’ya gidip bu tedaviye başlayan ve hayatını kaybeden birkaç hasta tanıdım.

Gazetecilik için ’köpeğin insanı ısırması değil de, insanın köpeği ısırması haberdir’ derler. Ancak bu tür durumlarda dikkat edilmesi gereken bir konu var, aykırılık peşinde koşarken ezip geçtikleriniz insan hayatıdır. Lütfen herkes sorumluluğunu bilsin.

Eşim şeker hastası

EŞİM Tip 2 şeker hastası. Kan şekeri kontrol altında. Bizim şikayetimiz yürümekte çok zorluk çekmesi. Uzun süre hastanede yattı, uzun süre de evde fizik tedavisi oldu. Ne fizik tedavi uzmanı ne de nöroloji uzmanı, bir hastalık bulamıyorlar, sadece bir iç hastalıkları uzmanı Haşimato hastalığı teşhisi koydu.Şimdi eskisi kadar değilse de çok halsiz. Bazıları, bu durumunu, geçirdiği büyük üzüntüye bağlıyorlar... E.G

EŞİNİZİN durumunda ne şeker hastalığı ne de romatizmal bir hastalığın etkisi olduğunu sanmıyorum.Benim kanaatim, teşhis edilmiş olan Hashimato hastalığının bu durumda etkili olduğu yolunda. Tiroid bezinin bir çeşit iltihaplanması demek olan bu hastalık, bir süre sonra bu bezin hormon salgılayan hücrelerini hasarlandırarak görev yapamaz hale getirir. Bu durumda ortaya çıkan tablo, tiroid bezinin hormon eksikliği yani tıptaki adıyla Hipotiroidi hastalığıdır. İleri derecede halsizlik, bu hastalığın en karakteristik özelliklerinden biridir.Eşinizi tiroid hastalıkları konusunda uzman bir doktora götürün, bu açıdan yapılacak tetkiklerden sonra durum kesinlik kazanırsa, uygun dozda verilecek tiroid hormonu içeren ilaçlarla eski sağlığına kavuşacaktır.

Mektup adresi: Dr.Gündüz Tezmen, Hürriyet Gazetesi Medya Towers Güneşli 34544-İstanbul

FAKS: (0 212) 677 01 39

E-MAİL: gtezmen@hurriyet.com.tr

Yazarın Tüm Yazıları