Sağlık

Dr. Gündüz TEZMEN
Haberin Devamı

OKUR MEKTUPLARI

Kalp şoku cihazını herkes kullanabilir mi?

Sanatçı Kemal Sunal’ın uçakta kalp krizi geçirerek ani ölümü arkasından, ani kalp durmasında yapılabilecekler konusunda tartışma çıkmıştı. Tıp dilinde defibrilatör olarak adlandırılan kalp şoku cihazları, kalp durması halinde kalbin yeniden çalıştırılmasında en önemli araç.

Kalp durması olarak adlandırılan tabloda kalp aslında durmuyor. Kalbin içinde oluşan elektrik karmaşası nedeniyle kalp titreşim halinde kasılıyor. Etkili kasılmalar yapamadığı için kalp, kanı pompalama görevini yapamıyor. Dolaşım durduğu için dokular beslenemiyor ve beslenemeyen dokular ölmeye başlıyor. Eğer 10 dakikalık süre içinde etkili bir şekilde canlandırma çalışmaları yapılmazsa, en önemli organlardan biri olan beyinde kalıcı hasarlar ortaya çıkıyor.

Canlandırma çalışmaları derken, bilinçli bir şekilde yapılan kalp masajı, yapay solunum ve elektrikli kalp şoku yani defibrilasyon kastediliyor.

Dikkat ettinizse 10 dakikalık bir süreden bahsettim. Olayı fark edip ambulans çağırmak ve ambulansın olay yerine varıp işe başlaması genellikle bu süreyi aşıyor. Kaldı ki her ambulansta defibrilatör bulunmayabiliyor. Defibrilasyonun başarısında her dakikanın önemi çok büyük. İlk birkaç dakika ile 10 dakikanın sonlarına doğru başarı oranları arasında da önemli fark var. Durum böyle olunca, ani kalp durmasında hayata geri döndürme oranları çok düşük kalıyor.

Amerika, iyi eğitilmiş ekip ve 8-10 dakikalık sürenin aşılmaması halinde yüz güldürücü sonuçlar veren defibrilasyonun yaygınlaşması halinde nasıl bir sonuç vereceğini araştırmaya başlıyor. Bu araştırmanın gerekçesi Amerika’da her yıl topluma açık alanlarda 70-80 bin civarında ani kalp durması vakasıyla karşılaşılması. Seçilen 24 yere defibrilatör yerleştirmeyi ve halka yönelik kampanyalarla defibrilatör kullanımı konusunda bilgiler vermeyi planlıyorlar. Böylece ani kalp durması olaylarının toplamında yüzde 4 civarında olan hayatta kalma oranının arttırılması hedefleniyor.

Ancak Amerikalı yetkililer de bu eğitim kampanyalarının ne kadar başarılı olacağı ve sistemin işe yarayıp yaramayacağından pek emin değil. Önümüzdeki günlerde başlayıp 2.5 yıl sürmesi planlanan araştırmada, bu 24 merkeze yakın yerlerde yaşayan gönüllüler, yoğun bir eğitimden geçirilip, cihazları kullanabilir hale getirilmeye çalışılacak. Sistemin işe yarayabilmesi için mümkün olduğu kadar çok sayıda kişinin eğitimden geçirilmesi gerekiyor.

Görüldüğü gibi defibrilatör kullanımı, basında yer aldığı gibi ’çocukların bile kullanabileceği kadar kolay’ bir iş değil. Kullanacak kişilerin yoğun bir eğitimden geçirilmeleri gerekiyor.

Hormonlarınız çalışmıyor

H.ÖZTOPRAK/ALMANYA

Baş ağrısı ve görme sorunu ile başlayan sorununuz, beynin alt kısmında yer alan ve görevi bütün hormonları idare etmek olan hipofiz bezine ait olmalı. Böyle hallerde öncelikle tümör düşünülür. Ancak sizde ameliyat sonrası tümör olmadığı söylenmiş. Bu, sevindirici bir durum. Ne var ki gerek hipofiz bezinin hastalığı ve gerekse de geçirdiğiniz ameliyat nedeniyle hipofiz beziniz artık görev yapmıyor. Hipofiz bezi diğer hormonları yönetmedeki orkestra şefliği görevini yapmadığı için hormon üreten diğer bezler de görev yapamaz. Adet kanamalarınızın durması cinsiyet hormonlarınızın yetersizliğine, bol idrar çıkması ve bunu karşılamak için 15-20 litre civarında su içmek zorunda kalınması da, vücutta su tutulmasını sağlayan hormonların eksikliğine bağlı. Benzer şekilde tiroid hormonlarınız ve böbrek üstü beziniz de çalışmıyor.

Size burun sprayi şeklinde verilen hormon, vücutta su tutulmasını sağlıyor. Tiroid hormonu, kortizon ve diğer ilaçlar hep vücutta eksilen hormonları yerine koymayı amaçlıyor. Bu ilaçların, genellikle ömür boyu kullanılması gerekiyor. Kestiğiniz taktirde şu anda normal olan bütün vücut işlevleriniz bozulur.

Periyodik olarak yapılan kontrollarınızı ihmal etmeyin, doktorlarınızın belirlediği bütün ilaçları düzenli olarak kullanın, vücudunuzda herhangi bir belirti hissederseniz, sizi sürekli olarak takip eden doktorlara başvurun.

Anüs çevresinde kaşıntı

H.METİN/ ADANA

22 yaşındayım. Uzun zamandan beri makat çevremdeki kaşıntıdan şikayetçiyim. Gittiğim doktor, dışkı tahlili yaptırarak, solucan arattırdı, sonra da bana ilaç verdi. İlaçları kullanmama rağmen bir sonuç alamadım. Kaşıntı çok olduğu zaman merhem sürüyorum, bu biraz rahatlatıyor ama kesin çözüm olmuyor...

Dışkının çıktığı yer olan anüs ve çevresindeki deri, kaşıntı oluşması açısından çok uygun bir yerdir. Birçok etken bu bölgede kaşıntı oluşmasına yol açabilir. Bir anüs kaşıntısı vakasında bütün bu etkenlerin tek tek ele alınarak incelenmesi gerekir.

1) Parazitler: Ülkemizde çok sık görülen bağırsak parazitleri, özellikle kıl kurdu, kaşıntı nedeni olabilir. Ayrıca bit ve uyuz gibi parazitler de incelenmelidir.

2) Deri hastalıkları: Sedef hastalığı ve ekzema sık karşılaşılan nedenler arasındadır. Alerjik deri hastalıklarında, çamaşır deterjanları, tuvalet kağıtlarının boyaları ve bazı gıdalar etkili olabilir. Etkili olabilen gıdalar arasında baharat, narenciye, bira, şarap, kahve, kolalı içecekler ve sirke sayılabilir.

3) Mikroorganizmalar: Sıklıkla mantar ve bazı tür bakteriler olmak üzere birçok mikroorganizma bu bölgede hastalık ve kaşıntı nedeni olabilir.

4) Antibiyotikler: Özellikle tetrasiklin olmak üzere, ağızdan alınan bazı antibiyotikler de kaşıntı yapabilir.

5) Nem ve ısı: Naylon türü malzemeden yapılmış külotlar ya da külotlu çoraplar, sıkı ve kalın giysiler, şişmanlık, hava almayan malzemeden yapılmış koltuklarda uzun süre oturmak zorunda kalmak ve hatta gerek olmadığı halde kalın yorganla yatmak, bu bölgede ısı ve nem artışına neden olur.

6) Temizlik kuralları: Dışkıladıktan sonra bu çevrenin iyi temizlenmemesi, dışkı kalıntılarını tahriş yaratmasına neden olur. Devamlı sabun ve antiseptik maddeler kullanılması ile yapılan aşırı temizlik de olumsuz etkilere yol açar.

En uygunu su ile yıkanması ve yumuşak bir tuvalet kağıdı ile kurulanmasıdır.

7) Diğer hastalıklar: Öncelikle şeker ve karaciğer hastalıkları olmak üzere bazı sistemik hastalıklar da anüs kaşıntısına neden olabilir.

8) Psikolojik etkenler: Bu bölgede herhangi bir sorun olmadığı halde, kaşıntı hissederek kaşımak, tahriş nedeniyle gerçek kaşıntı yapabilir.

Görüldüğü gibi, anüs çevresinde kaşıntı yapabilen birçok neden var. Bunların tetkiki ve bulunan nedenlerin tedavisi ile bu dertten kurtulmanız mümkün. Bunlar yapılıncaya kadar, lokal anestezik etkili merhemler ile geçici olarak rahatlayabilirsiniz.

Yazarın Tüm Yazıları