Sağlık

Gündüz TEZMEN
Haberin Devamı

Sağlıklı kemik yaratmak

Yaşlılıkta, özellikle kadınların en önemli sorunlarından biri kemiklerin zayıflamasıdır. Tıp dilinde osteoporoz olarak adlandırılan bu durum, kalça eklemi gibi önemli eklemleri oluşturan büyük kemiklerin kırılmasına yol açtığı taktirde çok riskli tabloların belirmesine neden olur. Yaşlılarda büyük kemiklerin kırılması, pıhtıların kopup önemli organlara ait damarları tıkamasına yol açabileceği gibi, hastanın yatalak kalmasına ya da riskli bir ameliyat geçirmesine neden olur. Tüm dünyada sağlıklı yaşama koşullarının iyileşmesi, yaşlı nüfusun artmasına neden olmaktadır. Bu nedenle yaşlılıkta daha sık görülen hastalıklar, bu arada osteoporoz da, giderek daha önemli bir sorun haline gelmektedir. Hastalığın artması, bu konu üzerinde çok yoğun çalışmalar yapılmasına da neden oluyor. Nitekim, tedavi konusunda çok önemli gelişmeler elde edildi. Ancak, tüm hastalıklarda geçerli olan ’korunma tedaviden daha önemlidir’ kuralı, burada da geçerli. Bu amaçla kalsiyum kullanımının yaygınlaşması için kampanyalar düzenleniyor. Artık insanlar daha çok kalsiyum hapı almaya ve daha bol süt ürünü tüketmeye başladılar. Yapılan çalışmaların gösterdiği bir gerçek de, tıp dilinde zirve kemik yoğunluğu olarak adlandırılan yapıdır. Her insan gelişmesinin bir döneminde, en yüksek kemik kitlesine sahip olur. Daha sonra devamlı olarak bu kitleden kayıplar oluşur. Kadınlarda menopozdan sonra, kemik kaybı daha da süratlenir. Belirli bir süre sonra, kemik yapısı, kolayca kırılabilecek derecede zayıflayacaktır. Eğer bir insanın kemik yoğunluğunun zirvesi çok yüksekse, devamlı kayıplara rağmen, kırılma için tehlikeli sınıra gelmesi çok daha geç olacaktır. Kadınlarda yapılan çalışma, kemik yoğunluğunun en fazla 35 yaşına kadar geliştirilebileceğini ortaya koydu. Kemik yoğunluğunun arttırılmasında en önemli dönem, ergenlik öncesi, yani 9 ile 12 yaş arasını kapsayan dönem. Bu dönemde yeteri kadar süt ürünü alarak günlük kalsiyum alımını 1200 mg.ın üzerine çıkaranların, bir yıl sonunda, kalsiyum alımına özen göstermeyenlere oranla yüzde 8 daha fazla kemik kitlesi kazandığı belirlendi.

Çocuklarımızın gerek şu andaki ve gerekse yaşlılıktaki sağlıkları için, onlara bol bol süt, yoğurt, peynir gibi gıdalar yedirmemiz gerekiyor.

Cep telefonları ve sağlık

Mehmet KARA/İSTANBUL

BU konu uzun zamandan beri insanların kafasını karıştırmaya devam ediyor.

Çok yüksek frekanslar olan elektromanyetik dalgaların insan sağlığı üzerinde zararlı olabileceği düşünülüyor. Bu dalgaların belirli kısımları dokuların ısınmasına neden oluyor. Mikrodalga fırınlar da bu etkiden yararlanarak çalışıyor.

Cep telefonları ya da teknik adıyla GSM telefonların frekansları farklı olmakla beraber benzer olduğu için teorik olarak benzer ısınmayı yaratacağı düşünüldü ve bu yönde araştırmalar yapıldı.

Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir çalışmada, cep telefonuyla yapılan uzun konuşmaların ardından beyin dokusunda çok hafif bir ısı artışı olduğu belirlenmiş ancak bunun, beyinde zaten oluşan günlük ısı değişmelerinin yanında çok düşük olması nedeniyle bir risk yaratmayacağı yorumu yapıldı. Bu tür elektromanyetik dalgalar hemen tüm elektrikli cihazdan, örneğin televizyonlardan yayılıyor. Cihazın cinsine ve kullandığı teknolojiye göre değişen bir uzaklıkta bu etki hemen hemen yok oluyor. Cep telefonlarında da özellikte antenden yayılan bu dalgaların etkisini iyice azaltmak istiyorsanız, telefonu vücudunuzdan uzak tutun. Bunun için piyasada satılan kulaklıklardan yararlanabilirsiniz.

Kilo alamıyorum

A.Tiryaki

Kİlo kaybetmenizin geçirdiğiniz trafik kazası ile bir bağlantısının olduğunu sanmıyorum. Doktorunuz yaptığı tahlillerden sonra tiroid bezinizin hızlı çalıştığını belirlemiş. Ancak 3.5 yıldan beri tedavi olduğunuzu ve bir sonuç alınmadığını belirtiyorsunuz. Eğer siz sadece kilo alamamak açısından tedaviyi değerlendiriyorsanız bu doğru olmayabilir. Tiroid bezinizin çalışması normale dönmüş olabilir, ancak başka nedenlerle kilo alamıyor olabilirsiniz. Eğer 3.5 yıldan beri ilaca devam etmeniz ve kontrolda doktorunuzun hala ilaca devam etme önerisinde bulunmasını kriter alıyorsanız bu durumda başka bir merkeze başvurarak tetkik ve tedavinizi kontrol ettirebilirsiniz.

Çapa veya Cerrahpaşa’daki tıp fakültelerinden birini düşündüğünüze göre bu fakültelerden birinin endokrinoloji (hormon bilimi) polikliniğine başvurabilirsiniz. Bu başvuru sırasında elinizde daha önceki tetkik ve tedavilere ait belgeler varsa onları da götürmenizde yarar olacaktır.

Demirin fazlası zararlıdır

İnsan bünyesiyle ilgili olarak her yazdığım yazıda, yararlı olan maddelerin de fazlasının zarar verebileceğini belirtmiştim. Demirle ilgili olarak yapılan bir araştırma, bu sözlerin doğruluğunu bir kez daha kanıtladı. Demir, güç ve kuvvet sembolü haline gelmiş bir elementtir. Hatta, Temel Reis çizgi filmi de, bu tema özerine kurulmuştur. Gerçekten de, kanın oksijen taşıma görevini yapması, kasların kasılabilmesi için demire ihtiyaç vardır. Demir eksikliği, kansızlık ve güçsüzlüğe neden olur, bu eksikliğin ortadan kaldırılması ile bu belirtiler de ortadan kalkar, ancak daha fazla demir alarak belirli bir sınırdan daha fazla yarar elde etmek mümkün olamaz. Demir için ihtiyaç miktarı ve yedek demir stoklama kapasitesi bellidir. Bunun üzerine çıkıldığında zararlı etkiler belirmeye başlar. Kime sorarsanız, en önemli demir kaynağı olarak ıspanağı gösterir. Ispanak sebzeler arasında, demir yoğunluğu en yüksek gıda olmasına karşın, en önemli demir kaynağının et ürünleri olduğunu unutmamak gerekir.

İhtiyaçtan daha fazla et ürünü yiyenlerde vücuttaki demir oranının yükselmesi kaçınılmazdır. Özellikle Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’da, ciğer, sosis, biftek tüketimi çok yüksek boyutlardadır. Bunun sonuçları 40-60 yaşlar arasında ortaya çıkıyor.

Finlandiya’da yapılan bir araştırmada, vücuttaki demir stoklarının göstergesi olan Ferritin adlı maddenin kandaki düzeyi temel olarak alındı. 40 ile 60 yaşları arasındaki 2000 erkeğin kanındaki ferritin düzeyleri beş yıl boyunca takip edildi. Bu takip süresinde, ferritin düzeyi yüksek bulunanlardan 51'i enfarktüs geçirdi.

Araştırmacı Salonen, kandaki demir düzeyinin yüksekliğinin, kalp ve damar sistemi açısından, kolesterol ve yüksek tansiyondan daha önemli bir risk faktörü olduğunu öne sürüyor. Araştırmacıya göre, sadece sigara içiyor olmak, demir yüksekliğinden daha önemli bir risk faktörü.

Yapılan arastırmalar, demir yüksekliğinin, damar içinde plak ve pıhtı oluşmasını hızlandırdığını ortaya koydu. Bu metal, aynı zamanda zincirleme bir reaksiyon yaparak, bir kalp krizi atağı sırasında, kalp kası hücrelerini toplu ölüme de götürüyor.

Kadınlar korunuyor

Kadınlarda menopoz öncesi kalp krizinin çok seyrek olması da bu metalin etkisiyle açıklanabilir. Adet kanamalarıyla, her ay kaybedilen kan ile, vücuttan bir miktar demir kaybedilmiş oluyor. Kandan kaybedilen demir, karaciğer gibi organlarda bulunan demir stoklarından karşılanıyor, böylece fazla demir dengelenmiş oluyor. Araştıramacıların çalışmaları devam ediyor. Bu yönde daha fazla bilgi elde edilirse, sık sık kan bağışında bulunarak, kalp krizinden korunmak mümkün olabilecek.

FAKS: (0 212) 677 01 39

E-MAİL: gtezmen@hurriyet.com.tr

Yazarın Tüm Yazıları