Sağlık

Gündüz TEZMEN
Haberin Devamı

Kanser, köşeye sıkışıyor

Çağımızın en ürkütücü hastalıklarından biri ve belki en başta geleni olan kanser, tıp bilimindeki gelişmeler karşısında giderek köşeye sıkışıyor. Geçtiğimiz günlerde Amerikan Sağlık Bakanlığı’na bağlı Kanser Enstitüsü’nün yaptığı değerlendirmede, kanserin giderek daha kolay tedavi edilen bir hastalık haline geldiği ortaya konuldu.

Son 25 yılda neler oldu?

Son 25 yıllık gelişmeler çok önemli boyutlarda. Sadece 1991 ile 1995 yılları arasında, kanserden ölüm oranı yüzde 2.6 azaldı. Bu orana akciğer, prostat, testis, meme ve kalınbağırsak kanseri gibi önemli kanser türleri de dahil. 25 yıl önce, çocukluk çağı kanserlerinde ömür haftalar ve aylarla ifade edilirken bugün için tedavide başarı oranı yüzde 70’lerin üstüne çıktı. Hodgkin hastalığı ve testis kanseri gibi türler artık ‘tedavi edilebilen hastalıklar’ arasına girdi.

İnterferon ve interlökin gibi biyolojik tedaviler ve bağışıklık sistemini güçlendiren aşılar, vücudun kendini toplamasına kanser ilaçlarının yan etkilerinin daha hafif olmasına yardım ediyor. Meme, kemik ve prostat gibi organlarda ameliyatlar daha sınırlı alanlara yöneldi. Meme ve kalınbağırsak kanserlerinde ilaç tedavileri daha da gelişti.

Son zamanlardaki en büyük gelişme, kanser biyolojisini kökten tanımak oldu. Genlerin kanser oluşumundaki ve tedavisindeki etkileri ortaya konuldu. Bu sayede kanserin önlenmesinde, erken teşhisinde ve tedavisinde büyük aşamalar katedilmeye başlandı.

Genlerin önemi

Kansere eğilimin genetik (kalıtsal) olduğu bilinmekte. Kanserin önlenmesi, tanınması ve tedavisinde stratejiler geliştirilmesi, sorumlu genlerin özelliklerinin bilinmesine bağlıdır. Yapılan çalışmalarda, sorumlu bazı genler oraya konuldu. Böylece, kanserin erken teşhisi ve etkili tedavisi yolunda önemli aşamalar katedilmeye başlandı.

Çocuk kanserlerinde aşamalar

Son 25 yılda çocuk kanserlerinin tedavisinde çok büyük aşamalar katedildi. 70’li yılların başından bu yana ölüm oranı yüzde 57 azaldı. Tedavi ile tamamen düzelme oranı tüm kanser türlerinin ortalaması olarak yüzde 72’lere vardı. İlaçların geliştirilmesi, sağlam dokuların zarar görmesini engellerken, kemik iliği naklinin gelişmesiyle lanfoma gibi hastalıklarda, vücuttaki tüm kanserli hücreleri yok edecek dozlarda ilaç uygulanabilmesini mümkün kılmaktadır.

Kolon (kalınbağırsak) ve rektum (makat) kanserleri, kadın ve erkekte kanser ölümleri arasında baş sıraları almaktadır. Ancak son 20 yılda bu kanserlerden ölüm oranları da önemli boyutta azaldı. Kolon kanserinin değişik tiplerinin oluşmasında etkili dört gen tespit edildi. Yeni tetkik yöntemleri ile bu kanserler daha erken teşhis edilebilir ve dolayısıyla daha etkili tedavi edilebilir hale geldi. Yeni ameliyat teknikleri ve yeni ilaçlarla, hastaların yaşam kalitelerini fazla etkilemeden tedavi imkanları doğdu. Bilgisayarlı görüntüleme teknikleri, genetik araştırmalar ve diğer alanlardaki halen devam eden bilimsel çalışmalar kısa zamanda bu alanda daha da önemli gelişmelerin sağlanacağını gösteriyor.

Son zamanlarda yapılan çalışmalar, prostat kanserindeki bilgilerin de sağlam temellere oturmasını sağladı. Prostat kanserine eğilim yaratan gen bulundu. Böylece, neden bazı ailelerde prostat kanserinin daha sık rastlandığı belirlenmiş oldu. Halen yürümekte olan çalışmalarla prostat kanserine yol açan daha birçok genin belirlenmesi ve böylece normal hücrelerin nasıl kanserleştiğinin açıkça ortaya konması bekleniyor.

Son yıllardaki gelişmelerle, bilgisayar destekli görüntüleme sistemlerinin radyoterapi yöntemlerine katılmasıyla, sağlıklı dokulara zarar vermeden sadece kanserli dokuya ışın tedavisi yapılması mümkün oldu. Tümör hücresinin dondurularak tahrip edilmesi ve tümörü azgınlaştıran hormonların ilaçlarla etkisizleştirilmesi imkanı doğdu. Yeni ameliyat teknikleri ile başkaca sorun yaratmadan prostatın alınması mümkün oldu.

Teşhis imkanlarının gelişmesi ile kanserin başlangıç halinde teşhis edilmesi artık mümkün olabiliyor. Genlerle ilgili çalışmalar sayesinde, kanserin oluşumu tümden aydınlatılacağı gibi, prostat kanseri oluşmadan önce, bu yönde risk taşıyan kişilerin belirlenmesi ve hangi kişiye hangi tür tedavinin daha etkili olacağının aydınlatılması mümkün olabilecek.

Akciğer kanseriyle savaştaki son durum

Birçok ülkede akciğer kanserinden ölüm, tüm kanser ölümleri arasında ilk sırayı işgal ediyor. Son yıllarda ölüm oranı azalmakla birlikte erken dönemde teşhisi ve başarılı tedavisi zor. Akciğer kanseri oluşumunda, en önemli etkenlerden biri olan sigara tüketiminin azaltılması yolundaki kampanyaların başarılı sonuçlar vermeye başlaması, akciğer kanseri oranlarında da düşmelere yol açtı.

Devam edecek

Yazarın Tüm Yazıları