Sağlık

Haberin Devamı

Balık ve kalp sağlığı

Kalp sağlığınıza dikkat ediyorsanız, size ilk sorulacak soru, ne kadar sıklıkla balık yediğiniz olacaktır. Gerçi balık avı yasağının devam ettiği bugünlerde böyle bir soru anlamsız gibi geliyor ama oltayla amatör balıkçılıkta kısıtlama olmadığı gibi dondurulmuş balıklar ve son yıllarda giderek yaygın hale gelen balık üretme çiftlikleri de dikkate alındığında isteyen için olanak bulunabiliyor.

Balık, sadece kolesterolsüz protein kaynağı olmakla kalmıyor, yapısında bulundurduğu Omega-3 adlı yağ asitleri sayesinde, kalp ve damar sistemi için yararlı etkiler de gösteriyor.

1970’li yılların sonlarına doğru Eskimo’larla ilgili yapılan çalışmaların yayınlanması bilim dünyasında çalkantılar yarattı. Aşırı yağlı beslenen Eskimo’larda kalp krizleri çok seyrek görülüyordu. Bunun üzerine geliştirilen çalışmalarda, bol miktarda yenilen yağlı balıkların ve balina etinin yapısında bulunan Omega-3 adlı yağ asitlerinin damar sertliğinden koruduğu ortaya konuldu. Omega-3 özellikle soğuk denizlerdeki yağlı balıklarda daha çok bulunuyor. Ülkemizde ithal uskumru adıyla satılan Makarel ve kuzey denizlerinde yetişen somon balığı bu açıdan en önemli kaynaklar. Bütün yağlı balıkların yanısıra yeşil yapraklı sebzelerde, soya fasulyesinde ve fındıkta da bulunuyor.

Düzenli olarak balık yemenin birçok olumlu etkisi var.

Kandaki yağ düzeyini düşürür: Omega-3’den zengin bir beslenme, kan yağlarının bir türü olan Trigliserid’lerin kandaki düzeyini düşürür. trigliseridlerin kanda yüksek düzeyde bulunması, damar sertliği ve kalp krizi riskini arttırır. Bu nedenle diyet uygulanmasının yanı sıra balık yağı haplarının kullanılması da olumlu sonuçlar verebilmektedir.

Damar içinde pıhtı oluşması riskini azaltır: Omega-3 yağ asitleri, doğal antikoagülan (pıhtı önleyici) gibi etki gösterir. Kandaki pıhtılaşma hücrelerinin (trombosit) birbirlerine yapışmasını azaltır, böylece damar içinde pıhtı oluşması ihtimali azalır.

Tansiyonu düşürür: Omega-3’lerin tansiyon üzerinde de etkisinin olduğu kanıtlandı. Sadece sebze-meyveye dayalı bir diyetle (vejetaryen), balığa dayalı bir diyeti uygulayanların birbirlerine oranlanmalarında, balığa dayalı diyet uygulayanlarda tansiyon yüksekliği olaylarının çok seyrek olduğu görüldü.

Bütün bu yararlı etkileri dikkate alan beslenme uzmanları kalp-damar hastalığından korunmak isteyen herkese balık yemesini tavsiye ediyor. Özellikle soğuk denizlerdeki yağlı balıkların tercih edilmesi daha önemli. Ancak balığı yağda kızartmaktan kaçınılması da yapılan tavsiyeler arasında yer alıyor.

OKUR MEKTUPLARI

Kan uyuşmazlığı var mı?

F. D. / Adana

Sizin kan grubunuz A Rh Pozitif, karınızınki O Rh pozitif, oğlunuzunki ise A Rh Negatif bulunmuş. Siz bu durumda bir kan uyuşmazlığı olması gerektiğini düşünüyorsunuz. Mektubunuzda açıkça belirtmemişsiniz, ama hem sizin hem de eşinizin Rh faktörlerinin pozitif olmasına rağmen oğlunuzun nasıl Rh negatif olduğunu düşünüyorsanız, hemen belirteyim ki bu olabilen bir durumdur. Anlatılması uzun sürecek kalıtım kurallarına göre, sizlerden olacak çocukların kan grupları A veya O, Rh faktörleri de Pozitif veya Negatif olabilir. Oğlunuz bunlara uyduğuna göre endişe etmeyin.

Eğer endişeniz anne ve bebek arasında kan uyuşmazlığı sorunu ise bu yönden de endişe etmemelisiniz. Kan uyuşmazlığı, annenin Rh Negatif, bebeğin Rh Pozitif olduğu hallerde ortaya çıkan bir durumdur. Oğlunuzun Rh Negatif, eşinizin Rh Pozitif olması nedeniyle kan uyuşmazlığı olmamış.

Sizin ikinci çocuğunuzda da kan uyuşmazlığı olmaz. Kadının Rh Negatif erkeğin Rh Pozitif olduğu hallerde dikkatli olmak gerekir. Çünkü bu ilişkiden oluşacak bebek büyük ihtimalle Rh Pozitif kan taşıyacaktır, o zaman da kan uyuşmazlığı olur. Eğer zayıf ihtimal gerçekleşir ve bebek Rh Negatif kan taşırsa kan uyuşmazlığı olmaz.

Yazarın Tüm Yazıları