Sağlık

Gündüz TEZMEN
Haberin Devamı

Okur Mektupları

Sık çekilen röntgenin zararı var mı?

ZEHRA A. / ALMANYA

RÖNTGEN ışını da, iyonizan ışınlar olarak adlandırılan, sağlığa zararlı ışınlar arasında yer alır. Benzer etkiyi, radyasyon olarak bilinen ışınlar yaratmaktadır.

Bu ışınlar, özellikle metabolizması hızlı hücrelerde zararlı etkilerini gösterir. Metabolizması en hızlı hücreler, anne karnındaki bebeğin (cenin) hücreleridir. Bu nedenle, hamile kadınlarda röntgen çekilmemesine gayret gösterilir. Çekilmek zorunlğu olursa da, kadının karnı ışın geçirmez maddelerle örtülerek ışınların bebeğe ulaşması önlenmeye çalışılır.

Erişkin kişilerde de en kolay etkilenen kan hücreleridir. Zararlı ışınların belirli bir sınırına kadar, kan hücresi üretimi sorunları görülürken, daha yüksek dozlarda kan kanserine varıncaya kadar bazı sorunlar ortaya çıkabilir.

Diğer dokuların hücreleri de, doza bağlı olarak değişik derecelerde etkilenir.

Bunları belirtirken, sizi de korkutmak istemiyorum. Özellikle gelişen teknoloji, daha duyarlı filmler ve daha az ışınla görüntü veren cihazlara kavuşmamızı sağladı. Hele son yıllarda geliştirilen, doğrudan bilgisayara kayıt yapan dijital teknoloji ile hastanın aldığı ışın dozu iyice azaltılmış oldu.

Mektubunuzda sorduğunuz şekilde, bir diyet uygulayarak zararları uzaklaştırmak mümkün olmadığı gibi, her röntgen çekiminde hastanın maruz kaldığı doz farklı olabildiği gibi, herkesien bünyesi de diğerinden farklı olduğu için, hangi sıklıkta ve kaç tane röntgen çekiminden sonra zarar ortaya çıkabileceğini belirlemek de mümkün değildir.

İlaçların yan etkisi konusunda da belirttiğim gibi, bir ilacı almakla beklediğiniz fayda, üstlendiğiniz yan etki riskine göre çok fazla ise bu ilacı kullanırsınız. Bu prensibi röntgene uygularsak, röntgen çekilmesi ile doğru teşhise ulaşmak şeklinde, hastanın sağlığı açısından elde edeceğimiz fayda, röntgen ışını ile üstlendiğimiz riske göre çok fazla ise burada hastanın kazancı var demektir. Bu demek oluyor ki, sadece merakımızı gidermek açısından röntgen çektirmek akıllıca bir uygulama değil. Olayı meslekdaşlarım açısından ele alırsak, hastanın ayrıntılı muayenesini yapmadan, tarama yapar gibi röntgen çektirmek, doğru bir davranış değildir. Hekim önce hastasını ayrıntılı olarak muayene etmeli, eğer bir organla ilgili şüpheli bulguları varsa, teşhisini kesinleştirmek için, sadece o organın röntgenini çektirmelidir.

Sütlü ürünler rahatsız ediyor

N.NİŞİKLİ / İZMİR

SÜTÜN yapısında laktoz adı verilen şeker türü bir madde vardır. Bu madde sindirim sisteminde bulunan laktaz adlı bir enzimle parçalanır. Bir kişide laktaz enzimi eksikse, laktozun parçalanması mümkün olamaz bu da kişide, süt içtiğinde ya da sütten yapılma bir ürün yediğinde ciddi sindirim güçlükleri gaz, karın ağrısı ve ishal gibi şikayetlere neden olabilir.

Süt ve sütten yapılma ürünler sizi de rahatsız ettiğine göre, sizde de laktaz eksikliği düşünülür. Yapılacak en uygun şey bunlardan uzak durmak. Yurt dışında bazı ülkelerde lactaid adıyla satılan katkı maddeleri bu durumda olan kişilerin süt ve sütlü ürünler tüketmelerine imkan yaratmaktadır. Böyle bir ürün elde edebilirseniz, denemenizi tavsiye ederim.

Kan pıhtısı akciğerimi tıkamış

EMİNE D. / ANKARA

TIP dilinde trombüs olarak adlandırılan şey, bir damarın içinde pıhtı oluşmasıdır. Eğer bu pıhtı oluştuğu yerden kopar ve giderek başka bir organın damarını tıkarsa, buna da emboli ya da embolüs adı verilir. Sizin bacaklarınızın derinlerindeki toplar damarlarda trombüs oluşmuş ve bundan kopan bir parça da akciğerinize giderek burada bir damarı tıkamış. Damarı tıkanan akciğer bölgesi beslenemediği için hasar görür. Muhtemelen sizin de akciğerinizin bir bölümü hasar görmüştür.

Bir damar içinde trombüs oluşması, bu damarda bir sorun olduğunu düşündürür. Bu sorun ortadan kalkmadığı sürece yeni trombüslerin ve buradan kopan embolilerin oluşması ihtimali yüksektir. Size uygulanan tedavi kanı sulandırıp pıhtı oluşmasını önlemeye yöneliktir. Bu tedavi devam ettiği sürece trombüs riski ortadan kalkar ama damarın yapısı değişmediği için, tedavi kesilince aynı risk tekrar belirir. Doktorlarınız bacaklarınızda varis olduğunu düşünmüş, varis çorabı ile önlem alınmaya çalışılmış. Sizde lupus hastalığı olması da buradaki riski arttırıyor. Tedavi ile lupus hastalığı açısından iyi durumda olduğunuza göre, bacaklarınızdaki varisler açısından da tetkik olmanızda yarar var. Damar cerrahisi merkezlerinden birine başvurarak muayene olmanızı ve görüntüleme sistemleri aracılığıyla damarlarınızın yapısını kesin olarak ortaya koydurmanızı tavsiye ederim. Eğer bacaklarınızda ileri derecede varisler varsa, belki de ameliyat olmanız sizin için daha iyi olabilir.

Yazarın Tüm Yazıları