Sad-Amerikancılar'a dikkat!

Güncelleme Tarihi:

Sad-Amerikancılara dikkat
Oluşturulma Tarihi: Şubat 13, 1998 00:00

Yavuz GÖKMEN
Haberin Devamı

Bugünlerde medyanın ‘‘Saddamcılar’’ - ‘‘Amerikancılar’’ diye ikiye bölündüğünden çok söz ediliyor. Ben bu fikre katılmıyorum.

Bizim medya, Saddamcı-Amerikancı diye bölünemez. Bölünse bölünse, üst yapımız olan devletimizi oluşturan gerçek şahıslar arasında bölünmeler olur. Bunların bir kısmı Saddamcı, bir kısmı Amerikancı kesilebilirler.

Ve devletimizin en böyük korkusu her nedense bölünmek olduğundan, ‘‘biz bölünmüyoruz, medya bölünüyor'' diyerek suçu medyanın üzerine atabilirler.

Medya, Türkiye gibi ülkelerde devletin önemli bir yansımasıdır. Haber kaynakları özellikle devlet içindendir ve bu kaynaklar örtülü ya da açık olarak haber ve demeç üretirler.

Medyada bunlar yayınlanınca, medyanın bölündüğü imajı doğar.

Aslında temel mesele, medyanın bölünmez bir bütün olması değil, bölünebilir olmasıdır. Medyanın bölünmediği ülkeler, Irak gibi Saddamik yönetimlerdir. Totaliter diktatörlükler ve otokrasilerdir.

Bizde şimdilik sadece oligarşi olduğundan, çok şükür medyamız bölünmektedir.

* * *

Ancak asıl mesele, ne medyanın bölünebilirliği, ne de Saddamcılık veya Amerikancılıktır.

Saddamcılık, Türkiye'de daha Saddam dünyaya gelmeden önce vardı, şimdi fena halde vardır ve daha bir süre maalesef var olacaktır.

Amerikancılığın geçmişi de Saddam'dan eskidir. Amerikan mandacıları sonradan biçim değiştirseler de süratle gelişmişler, korudukları özlerini uluorta yansıtarak Amerika'ya arz-ı ubudiyet etmişlerdir.

Bunlar hangi kılıkta olurlarsa olsunlar, bir işi yapmadan önce ‘‘Amerika ne der?’’ diye düşünmüşler, hatta el altından sormuşlardır.

Eskaza sormadan bir iş yaparlarsa, hemen akabinde ‘‘NATO'ya bağlıyız’’ mesajları vermişlerdir.

Velhasıl Amerika'sız yememiş, içmemiş, yatmamışlardır.

Bunları rahmetli İsmet Paşa iyi bilirdi.

‘‘Yeni bir dünya kurulur, Türkiye bu dünyada yerini alır’’ dedikten sonra çıktığı Amerika seyahatinden daha dönmeden, Başbakanlık'tan düşürüldüğünü öğrenmişti.

Acaba bu işi kim ya da kimler yapmıştı ve yerine gelenler şimdi nerelerdedirler?

* * *

Tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye isteyenler için böylesi dönemler eğlencelidirler. Bunlar durum vahim olsa bile, durumdan vazife çıkartamasalar da, eğlence çıkartmayı iyi bilirler.

Bu adamların da o kadar hakları olması gerekir ve ben de onlardan biriyim.

Şimdi açıklıyorum ki, Türkiye'nin korkacağı asıl zat-ı muhteremler, Sad-Amerikancılar'dır. Sad-Amerikancı, içlerinde şiddetle Saddam özlemi taşıyan, ama tarihi göbek bağları yüzünden Amerika'ya hayır diyemeyenlerdir.

Bunlar bir süredir kıvrım kıvrım kıvranmaktadırlar. Bir yandan Türkiye'de Saddamik rejim kurmak özlemi içinde olduklarını özenle gizlemek isterken, öte yandan Amerika’ya suret-i haktan görünmeye çalışmaktadırlar.

Heyhat! Sadece kendilerini kandırmaktadırlar.













Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!