RP konusunda bazı kişisel düşünceler

Salih NEFTÇİ
Haberin Devamı

RP kapatıldı. Dün bu olayı siyasetin gerçekleri açısından tartıştık.

Dünkü yaklaşım, işin ‘‘idealist’’ yanıyla ilgili değildi. Olayın demokrasiyle ne kadar bağdaştığı, doğru olup olmadığı vs. gibi konulara girmedik. Ama sanırız dünkü yazının ana fikri, gerçeklerden fazla uzak da değildi.

RP'nin kapatılması ile diğer partiler kısa sürecek bir avantaj elde etmişlerdir. Hep birlikte bu ‘‘fırsatı’’ iyi değerlendirip, yapısal reformları kısa bir zaman içinde gerçekleştirirlerse, RP konusu bir süre sonra marjinalize olmaya başlar. Ancak, bu zaman çarçur edilir, boşa harcanırsa, RP karşıtı kesim ileride çok büyük sorunlarla karşılaşabilir.

Pratiğe baktığınızda işin özü bu.

Ancak RP konusunda kişisel bazı gözlemlerimiz de var. Pazar günü yazısında bazılarını kısaca özetleyelim.

RP SORUNU

Bizim basında bugünlerde yine unutulan bir noktayla başlayalım.

RP sorunu, RP'liler tarafından oluşturulmuş bir sorun değil. RP'liler kendi inandıkları bir yolda kararlılıkla ilerleme amacındalar. Çalışkanlar.

Diğer siyasi partilerdeki politikacılardan ‘‘daha az’’ dürüst de değiller. Amaçlarının kısa vadede köşeyi dönmek olduğunu gösteren bir kanıtı en azından biz göremiyoruz.

RP sorununu RP'liler çıkarmıyor. Çünkü inançları bizimkilerden çok farklı da olsa, yaşamak istedikleri Arap kültürüne yakın dünyayı benimsemesek de, geniş seçmen gruplarının inanç ve istekleri bir sorun olamaz. Olsa olsa sadece gerçeğin bir parçası olur.

RP sorununu ortaya çıkaranları aslında hepimiz biliyoruz.En kısa şekliyle söylemek gerekirse, RP sorununu ortaya çıkaran ‘‘bizleriz.’’

İki bakıma.

SORUNUN NEDENLERİ

Birincisi doğrudan.

Çiller Başbakan olmadan önceki genel seçimde RP, MHP ile birleştiği halde yüzde 16 civarında oy almıştı. Demek ki gücü yüzde 10'lardaydı. Oy oranı eskisine göre sadece yüzde 2 veya 3 yükselmişti. Özal döneminin hızlı ve bir bakıma da tartışmalı değişiminden sonra anlaşılır bir artış, RP Çiller'den önce bir sorun değildi.

RP'nin oy oranı Çiller'in kısa süreli Başbakanlık döneminde yüzde 20'yi aştı.

Rakamlara baktığımızda RP, Çiller'in bir mirası.

Ama bu bir yerde, fazla derine inmeyen basmakalıp bir açıklama.

İKİNCİ NEDEN

RP sorununu esas yaratan bizlerin, ortaya gerçek bir alternatif koyamamış olmamız.

Alternatif ne mi?

Bazı ilkelere inanmak. Bu ilkeleri açıklıkla ve ısrarla savunmak.

Koltuk veya çıkar için değil, ilkeleri için bu işe soyunduğu imajını vermek.

Dürüst olmak.

Ne yaptığını bilmek. Dünyayı yakından izlemek. Bunun için de etrafına Türkiye'de sayıları fazla da az olmayan uzmanları toplamak. Ama onları bir süs olarak değil, yapılanların gerçek sorumluları olarak kullanmak.

Siyaseti bilmek.

Bu özelliklere kişilerin hâkim olduğu bir hareket oluşturulabilseydi RP, sorun olmazdı.

Elitler bu konuda çok başarısız kaldılar.

Gün kurtarılmaya çalışıldıkça, RP büyüyecektir. Bu kadar basit.

SONUÇ

RP kapatıldıktan sonra şimdi kolları sıvayıp elde ettikleri (kısa) zamanı hızla değerlendirmeye çalışacaklar mı?

Yoksa, stres azaldı deyip, biraz daha mı pasifleşirler?

Bu pazar yazısını şöyle bitireyim:

Bizim bir tahminimiz var.














Yazarın Tüm Yazıları