Güncelleme Tarihi:
T.C.
PATNOS
2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(AİLE MAHKEMESİ SIFATIYLA)
DOSYA ESAS NO. : 2022/135 Esas
BİLİRKİŞİ RAPORU
1) Taraflar arasındaki yasal mal rejimi, 28.02.2022 boşanma dava tarihinden geçerli olmak üzere sona ermiştir. (TMK 225/2 m.)
2) Kanunumuzdaki mal rejimine ilişkin kurallar genel olarak; eşlerin her birinin kendisine ve eşine ait bulunan mal varlığına yönelik haklarını, yükümlülüklerini, mal rejimi sona erdiğinde birbirlerinden talep edebilecekleri hakların neler olduğunu düzenlemektedir. Taraflar 4721 sayılı Yeni Medeni Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonraki bir tarihte evlenmişlerdir. Sunulu bilgi ve belgelerden tarafların herhangi bir mal rejimi sözleşmesi akdetmedikleri anlaşılmakla tarafların 25/02/2021 tarihinde evliliklerinin en başından itibaren edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.
3) TMK 219. madde anlamında, edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir. Bir eşin edinilmiş malları özellikle şunlardır: 1. Çalışmasının karşılığı olan edinimler, 2. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler, 3. Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar, 4. Kişisel mallarının gelirleri, 5. Edinilmiş malların yerine geçen değerlerdir.
4) TMK 222/1 maddesindeki ; “Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür”, TMK 222/2 maddesindeki; “Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır”, TMK 222/3 maddesindeki; “Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir.” hükmünü amirdir. TMK 220.maddeye göre, kişisel mallar; eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya, mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği mal varlığı değerleri, manevi tazminat alacakları, kişisel mallar yerine geçen değerler olarak belirlenmiştir. Bir eşin çalışması karşılığı olan edinimleri ise TMK 219. madde uyarınca edinilmiş mal grubundadır.
5) TMK 236.madde anlamında, katılma alacağının hesabında , tarafların dava konusu mala ne kadar katkı yaptıklarının, tarafların şahsi çalışmaları ile ne kadar gelir elde ettiklerinin önemi yoktur. Zira, edinilmiş mallara katılma rejimi içerisinde katılma alacağının hesabında, yasa hükümleri gereğince katılma alacağına konu malın diğer eşle dayanışma ile edinildiğinin kabulünden hareket edilmektedir. Bu itibarla, davacı eş davalı eşin edinilmiş malına hiçbir katkıda bulunmamış olsa bile, katılma alacağına hak kazanacaktır. Başka bir ifadeyle, katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Başka bir ifadeyle, bu rejim döneminde diğer eşin çalışıp çalışmamasının ya da birinin diğerine nazaran daha fazla kazanç elde etmesinin dava konusu mal bedelinin hangi eşin ödediğinin önemi bulunmadığı gibi, yapılan katkının da ispat zorunluluğu bulunmayıp; rejim sonlandığında, TMK 236.madde uyarınca malın artık değerinin yarısı miktarında diğer eşin katılma alacağı hakkı doğmaktadır.
6) Edinilmiş mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK m. 229) ve denkleştirmeden (TMK m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden, bu mallara dair borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır. Ancak, dava konusu malın edinilmesine, iyileştirilmesine ve korunmasına ilişkin davacı TMK 220. madde anlamında kişisel malı ile katılmışsa (TMK 236. mad. katılma alacağından bağımsız olarak) aynı zamanda TMK 227. madde gereğince Değer Artış Payı Alacağına hak kazanabilmektedir. Buna karşılık, dava konusu malı kendi adına kaydedilmiş bulunan davalı ise, malın edinilmesinde TMK 220. madde anlamında kişisel bir malının değerini kullandıysa, bu durumda da, tasfiyede TMK 230. madde gereğince davalı lehine denkleştirmeye gidilebilmektedir. Bu davanın açılabilmesi için, kişisel maldan kişisel ya da edinilmiş mala veya edinilmiş maldan kişisel mala katkının bulunması gerekir. TMK 232. maddesi; “Mal rejiminin tasfiyesinde malların sürüm değerleri esas alınır hükmü”, ve 235. maddesi, “Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar, tasfiye anındaki değerleriyle hesaba katılırlar.” hükmü ve yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince edinilmiş malların sürüm değeri ( keşif tarihindeki değeri/nihai karara en yakın tarihteki/halihazırdaki sürüm değeri) göz önüne alınacaktır. SOMUT OLAYDA, dava konusu5 no'lu ve 14 no'lu meskenlerin edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde davalı adına iktisap edildiği, edinim tarihleri açısından davalının edinilmiş mal grubunda olduğu görülmektedir. Dava konusu iki meskenin de evlilik birliği içerisinde, boşanma davası açılmadan önce dava dışı üçüncü kişilere satılarak devredildiği görülmektedir. Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi sebebiyle açılan alacak davalarında kural olarak mal rejiminin sona erdiği anda (boşanma dava tarihinde) mevcut bulunan edinilmiş mallar tasfiye anındaki değerleri gözetilerek tasfiye yapılmaktadır. (TMK'nun 232, 235/1.m) Mal rejiminin sona erdiği sırada bulunmayan, evlilik sırasında edinilmiş olmakla birlikte boşanma davası açılmadan önce elden çıkartılan mal varlığı değerlerinin de istisnai olarak devredildikleri tarih dikkate alınarak tasfiyeye katılma imkanı bulunmaktadır. (TMK 229, 235/son m.) Zira, TMK 229. maddesine göre; eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar ile mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler mal rejiminin sona erdiği anda mevcutmuş gibi tasfiyeye dahil edilir. Malvarlığı elden çıkarılmışsa, başkasına devredilen malvarlığı mevcutmuş gibi tasfiye hesabına dahil edilir ve devir tarihindeki durumu(nitelik ve özellikleri) gözetilerek yine, tasfiye karar tarihindeki sürüm değeri yani, karar tarihine en yakın tarihteki değeri esas alınarak hesaplama yapılmaktadır.(yargıtay 8. Hukuk Dairesi E. 2015/7311 K. 2016/15935 T. 22.11.2016, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E. 2015/21730 K. 2017/7674 T. 24.05.20
7) Nitekim, daha önceleri Yargıtay tarafından doğrudan devir tarihindeki değer esas alınırken, sön dönemdeki içtihatlarda, devredilen malın devir tarihindeki durumu niteliği, seviyesi, yaşı özellikleri vs gözetilerek, tasfiye karar tarihindeki sürüm değeri yani, yine karar tarihine en yakın tarihteki değeri esas alınarak hesaplama yapılmaktadır. (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi21.11.2018 Tarih Ve 2016/18541 Esas, 2018/19005 Karar , Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 06.06.2018 Tarih Ve2016/4004 Esas, 2018/13729 Karar, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 03.04.2019 Tarih Ve 2016/21616 Esas, 2019/3601 karar) Dosya kapsamında, eşlerin evliliklerinin yaklaşık bir sene gibi kısa bir süre devam ettiği, iki meskenin de resmi tapu işlemine göre bedel karşılığı satış ile evlilik tarihinden sonra iktisap edildiği görülmekteyse de, evlilik sürecinin kısa olduğu gözetildiğinde bu meskenlerin 3 aylık ve 7 aylık bir çalışma ile satın alınmış olmasının ve kanunda yer alan devir durumundaki istisna halinin uygulanıp uygulanamayacağının takdiri münhasıran Sayın Mahkemeye bırakılacaktır. Dosya genel muhtevası kapsamında taraflara ait somut olarak kanıtlanmış herhangi bir kişisel mal iddiasına rastlanmadığından ve bu yönde somut bir savunma ve delil de bulunmadığından; TMK md.222/II, “Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar, onların paylı mülkiyetinde sayılır.” ve TMK md. 222/III , “Bir eşin bütün malları , aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir” hükmünden hareketle, nihai kabul ve takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere ; davacının 1/2 oranında katılma alacağının hesaplamasının yapılabileceği düşüncesiyle hesaplamalarım aşağıdadır. Afyonkarahisar/Merkez, Kumartaş Mahallesi 113 Ada 1 Parsel 5 nolu mesken için; Davalının İşbu Taşınmaza İlişkin Artık Değeri =Taşınmazın Nihai Karara En Yakın Andaki Güncel Değeri = 640.361,16 TL Davacının Katılma Alacağı = Davalının Artık Değeri / 2 = 640.361,16/ 2 = 320.180,58 TL katılma alacağının mevcut olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Afyonkarahisar/Merkez, Kumartaş Mahallesi 113 Ada 1 Parsel 14 nolu mesken için;Davalının İşbu Taşınmaza İlişkin Artık Değeri =Taşınmazın Nihai Karara En Yakın Andaki Güncel Değeri =867.423,30 TL Davacının Katılma Alacağı = Davalının Artık Değeri / 2- 867.423,30/ 2 = 433.711,65 TL katılma alacağının mevcut olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Sayın Mahkemece evlilik birliği içerisinde davalı adına satışla iktisap edildiği ve yine evlilik birliği içerisinde boşanma davasından önce devredildiği görülen iki meskenin tasfiye hesaplamasına dahil olması kabul edilecekse; TMK md.222/II, “Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar, onların paylı mülkiyetinde sayılır. ”ve TMK md. 222/III , “Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir” hükmünden hareketle, Afyonkarahisar/Merkez , Kumartaş Mahallesi 113 Ada 1 Parsel 5 no'lu mesken için; 320.180,58 TL katılma alacağının hesaplanabildiği, Afyonkarahisar/Merkez , Kumartaş Mahallesi 113 Ada 1 Parsel 14 no'lu mesken için; 433.711,65 TL katılma alacağının hesaplanabildiği, Dosya kapsamında toplam 753.892,23 TL katılma alacağı hesaplanabildiği, TMK 239/3 md. kapsamında katılma alacaklarına nihai karar tarihinden itibaren yasal faiz işletilebileceği, görüşleri ve kanaatini bildirir rapordur. 24/11/2024
#ilangovtr Basın no ILN02174390