Resim jürisinde renkli bir gün

AYDIN DOĞAN VAKFI’nın bu yılki ödül konusu Resim’di.

Adnan Çoker, Ferit Edgü, Neşe Erdok, Mehmet Ergüven, Turan Erol, Jale Erzen, Semra Germaner, Doğan Hızlan, Hüsamettin Koçan, Kaya Özsezgin’den oluşan seçiciler kurulu, dün Kanal D’nin VIP Salonu’nda toplandı.

Geniş bir katılım ve uzun bir öneri listesi vardı. Resme ve ödüle gösterilen bu ilgi elbet sevindiriciydi.

Başkanlığa Adnan Çoker seçildi.

Adnan Çoker ile Turan Erol bugünlerde mesleki bir coşkuyu yaşıyorlar. İş Sanat Kibele Galerisi’nde 16 Mart’ta 1951 Mezunları/Çağdaşlar sergisi açılıyor.

Sergide Şadan Bezeyiş, Adnan Çoker, Turan Erol, Abdurrahman Öztoprak ve Orhan Peker’in 90 özgün yapıtı yer alacak.

Beş ressamın içinde sadece Orhan Peker aramızdan ayrıldı. Konuşmalarında ortak sergi epey yer aldı. O yılın mezunlarının sayısı on kişi ama resmi sürdüren beş kişi.

* * *

TÜRK
heykelinin önemli adlarından Zühtü Müridoğlu sevgiyle anıldı.

Semra Germaner’in anlattığı bir ödül öyküsünü mutlaka aktarmalıyım:

Zühtü Müridoğlu bir ödül alıyor, fakat ödül heykelciğini asla beğenmiyor. Germaner’le birlikte ödül sonrası verilen bir oteldeki yemeğe giderlerken, Müridoğlu heykeli bir çamaşır sepetine atıyor.

Yemek masasına oturduklarında Semra Germaner’in gördüğü manzara şöyle: Herkesin önünde aldığı ödül duruyor. O yıl bir başka ödülü kazanan kişi, Zühtü Müridoğlu’ya dönerek, "Hocam sizin ödülünüzü ben almışım, benim ödül heykelciğim de sizde kalmış" diyor.

Semra Germaner, "Ödülü biz vestiyere bıraktık" deyip ödül heykelciğinin bulunduğu çamaşır sepetini aramaya çıkıyor. Elbette tuhaf sorularla karşılaşıyor, çantamı aradım gerekçesini kullanarak, uzun aramalardan sonra heykelciği buluyor ve sahibine ulaştırıyor.

Semra Germaner ile Zühtü Müridoğlu bir zamanlar aynı apartmanda oturuyorlar. Müridoğlu, bir başka eve taşınıyor, kapıcı Germaner’e gelip, "Hoca altınını unutmuş" diyor ve gene heykel, onun yeni evine ulaştırılıyor.

Elbette böyle anılarda, sınıf arkadaşlarının, meslektaşların fıkraları, anekdotları, toplantıyı renklendiriyor.

Adnan Çoker’in anlattığı da hoşuma gitti:

Herkesin odasının olmadığı dönemlerde, birçok kişi Kerim Silivrili’nin odasında buluşup öğle yemeği yerlermiş.

Konu birden Hitler’in, insanlardan sabun yapma konusuna gelmiş.

Biraz kilolu olan Kerim Silivrili’ye, "Senden epey sabun çıkar" demiş arkadaşları. Birisi de çıkmış, Zühtü Müridoğlu’na, "Senden ancak terzi sabunu çıkar" demiş.

Müridoğlu da zayıf biriydi. Bildiğiniz üzre terzi sabunu da incedir.

* * *

ANILARIN, resim sanatının içinden geçen güzel bir gün.
Yazarın Tüm Yazıları