Renkler...Ve şimdi...

Bugün bir televizyon dizisi senaryosunu aktaracağım. Biliyorum, Türk dizilerindeki komedi anlayışından hoşlananlara bu senaryo ters gelecek, ama olsun, demokrasi sağolsun, herkes yanlış fikirleri savunma özgürlüğüne sahip Allah'tan.YAZILARIMI biraz olsun dikkatle okuyanlar, benim Monty Python adlı komedi grubuna tutkun olduğumu hatırlayacaklardır.Monty Python's Flying Circus, benim hayatımda önemli yeri olan bir şovdur.Zaten sadece bu nedenden dolayı da bazı yazılarımın başlığını ‘‘Ve Şimdi... Tamamen Farklı Bir Şey’’ olarak attım, çünkü bu, yani İngilizce'siyle ‘‘And Now For Something Completely Different’’, Monty Python'un şovlarının başlangıç sloganıdır.Lafı uzatmayayım, şimdi size aynı adlı video kasetten önceki gece yeniden, belki de yüzüncü kez izlediğim bir skeçi aktaracağım.Önceden ikaz edeyim, Türk dizilerindeki komedi anlayışına gönülden, tutkuyla bağlıysanız burada yapılan komediyi algılamanız katiyen mümkün değil. Konu, aslında son derece basit: Klimanjaro Tepesi'ne tırmanacak bir ekip oluşturulacaktır.Bu nedenle başvuruda bulunanlarla görüşmeler yapılıyor.İlk sahnede John Cleese tek başına bir masanın başında oturuyor. Bazı haritaları incelemektedir.Kapı çalınır.John Cleese: ‘‘Buyrun girin.’’Eric İdle tek başına odaya girer: ‘‘İyi günler efendim.’’John Cleese: ‘‘Lütfen iki kişi birden girmeyin içeri, tek tek girin.’’Eric İdle: ‘‘Ama efendim ben tek başımayım.’’Bu aşamada John Cleese ani bir hareketle masasının başında doğrulur, tek bir gözünü eliyle kapar ve öne doğru eğilerek adamı inceler, ve sonra kendi kendine ‘‘Evet, öyle görünüyor’’ diye söylenir.Eric İdle: ‘‘Gruba katılmak istiyordum da.’’John Cleese: ‘‘Önce biraz konuşalım.’’ (Masanın önünde durmakta olan tek iskemleyi işaret ederek) ‘‘Siz sağdaki, sağdaki...’’Eric İdle: ‘‘İskemle?’’John Cleese: ‘‘Evet evet iskemleydi onun adı, oraya oturun. Siz sağa (bu arada solu gösterir) siz de sola (sağı işaret eder).’’Eric idle: ‘‘Ben tek kişiyim.’’John Cleese: (Boşluğa bakarak konuşmaya başlar) ‘‘Size ilk önce ne yapmak istediğimizi anlatayım. Amacımız, tek bir tırmanış düzenleyip Klimanjaro'nun İKİ tepesine birden tırmanmaktır.’’Eric İdle: ‘‘Ama nasıl olur, Klimanjaro sadece tek bir tepeden oluşuyor.’’Bu aşamada John Cleese panik içinde masadan fırlar, arkada durmakta olan büyük Afrika haritasının önüne koşar, tek bir eliyle gözünü kapayıp, uzunca bir süre Nairobi yakınındaki araziyi inceler ve sonra da son derece şaşırmış bir ifadeyle ‘‘Bu yeni durum karşısında zamandan tasarruf etme imkânımız doğdu’’ diye söylenir. Sonra sakin tavır takınıp yerine tekrar oturur.Eric İdle: ‘‘Düzenlenen tırmanışın amacı ne?’’John Cleese: ‘‘Amacımız, geçen yıl ağabeyimin başkanlığında Klimanjaro Dağı'na tırmanışa giden gruptan arta kalanları bulmaktır.’’Eric İdle: ‘‘Arta kalanları mı? Gruba ne oldu ki?’’John Cleese: ‘‘Ağabeyim KLİMANJARO'NUN İKİ TEPESİ ARASINDA BİR KÖPRÜ KURMAYA ÇALIŞIRKEN, GRUBUN BAŞINA BÜYÜK BİR KAZA GELDİ.’’Bu lafları söyledikten sonra John Cleese son derece kuşkucu bir ifadeyle olan biten hakkında bir kez daha düşünür. Sonra tekrar arkadaki Afrika haritasına tek gözünü eliyle kapayarak bakar ve üzüntülü bir ifadeyle başını sallar.Eric İdle: ‘‘Peki grupta başka kimler olacak?’’John Cleese: (Yanındaki boşluğu göstererek) ‘‘Ben ve ikiz kardeşim grubun lideri olacak. Ayrıca grupta Johnson ikizleri, George Hardy ikizleri, Susan Srathers ikizleri ve Jack ile John kardeşler de yer alacak.’’Eric İdle: ‘‘Jack ile John ikiz değil mi?’’John Cleese: ‘‘Hayır, ama onlar dört kişiler. Her ikisinin de birer ikizi var. Ha tabii bir de siz ikiniz olacaksınız grupta. Adınız ne?’’Eric İdle: ‘‘Arthur Browne’’John Cleese: ‘‘Ben kolaylık olsun diye size Arthur Brown 1, size de Arthur Brown 2 diyeceğim, umarım bir sakıncası yoktur?’’Eric İdle: ‘‘Peki, ama hangi yolu izleyerek tepeye varacaksınız?’’John Cleese; tekrar haritanın başına geçer, İngiltere'yi işaret ederek anlatmaya başlar: ‘‘Manchester'dan yola çıkacağız. İlk önce Liverpool'dan geçeceğiz, sonra M-1 Otoyolu'ndan Londra'ya varacağız, uçakla Nairobi'ye geçeceğiz, ciple şehrin 12 mil güneyinde Kilimanjaro'ya varacağız, falan filan. Umarım bu size izleyeceğimiz yol hakkında az çok iyi bir fikir vermiştir.’’Eric İdle: ‘‘Peki Swahili dilinden anlayanlar var mı?’’John Cleese: ‘‘Tabii olmaz olur mu, bütün Nairobi halkı o lisandan konuşuyor.Bu arada sen bu ekibe katılmak için hangi niteliklere sahipsin?’’Eric İdle: ‘‘Ben çok iyi bir dağcıyım.’’Bu aşamada John Cleese kendi kendine ‘‘Dağcı, dağcı’’ diye söylenmeye başlar ve önündeki Britannica Ansiklopedisi'ni açarak, ‘‘Dağcı’’ kelimesinin anlamını inceler. Ve sonra ‘‘Vay canına, çok ilginç’’ diyerek kendi kendine konuşur.John Cleese: ‘‘Tebrik ederim, ikiniz de gruba dahil edildiniz, şimdi benim başyardımcımı size tanıtayım.’’ (Kapıya doğru adamın ismini haykırır.)Terry Gilliam omuzunda ipler, dağ tırmanma kıyafetleri ile içeriye girer.John Cleese: ‘‘Sizleri tanıştırayım. Arthur Brown 1, bu George 2'nci George 2 bu Arthur Brown 1'inci Arthur Brown 2, işte George 1'inci George 1 bu Arthur Brown 2'nci Arthur Brown 1 bu George 1'inci George 1 bu Arthur Brown 1'inci.’’Terry Gilliam bu aşamada dağa nasıl çıkılacağını odanın içinde anlatmaya başlar. Önüne gelen bütün eşyaları parçalayarak odada ne var ne yok tahrip eder. Terry Gilliam görme özürlüdür.Son sahnede Eric İdle panik içinde koşarak kaçar. John Cleese yerine oturur ve madem o kaçtı sizinle anlaşalım diyerek Eric İdle'in ikiziyle konuşmaya başlar.Nasıl muhteşem değil mi?Size muhteşem gelmediyse bile bunu beğenmemden yola çıkarak nasıl olup da benim bu kadar tuhaf bir insan olduğum sorusuna yanıt bulma yolunda sağlam bir adım atmış olursunuz.Yani anlayacağınız bu yazı hiç olmazsa kamu yararı olduğu için ciddi bir şekilde okunmalıdır.
Yazarın Tüm Yazıları