Rekabette üstünlük

ÜLKEMİZDE, profesyonel futbol faaliyeti olan kulüplerin başarı için önemsedikleri tek kriter, “finansal kapital”dir.

Haberin Devamı

Spor Toto Süper Ligi’ne baktığımızda finansal açıdan oldukça iyi koşullara sahip olunmasına karşın, sportif başarıda yetersizlik yaşandığı bilinen bir gerçektir.
Ülkemizde sportif başarı için inanılan ve peşinden koşulan tek değer “PARA” olarak görüldüğünden, kurumsal bir yapıda diğer değerlerin bütünleştirilmesi, ilişkilendirilmesi ve etkinleştirilmesi bir türlü sağlanamıyor. Oysa rekabette başarı için doğru bir pozisyon almak birinci ihtiyaçtır. Doğru pozisyon almak için ise...
1-Potansiyelini iyi bilmek,
2-Potansiyelini etkin kullanabilecek bilgi ve beceriye sahip olunması gerekir.
Böyle bir durumda, finansal kapital yanında; bilgi kapitali, deneyim kapitali, güvenilirlik kapitali, ilişki kapitali, ilgi kapitali ve prestij kapitali, güvenli bir gelişme ve seviyesine göre iyi bir performans ortaya koymanın gereğidir.
Ama belli ki, böylesine devasa bir sektöre hükmeden kulüp yöneticileri “finansal kapital” haricinde bir değerin bilincinde olmadığı içindir ki, tüm kulüpler sportif başarıda olduğu gibi, kurumsal performansta da yetersizlik yaşıyorlar. Ve görülen o ki yaşamaya da devam edecekler.
Açıkçası; kulüplerin en öncelikli ihtiyacı “doğru bilgi” dir.
Soru şudur... Bu sayın yöneticiler bilmedikleri şeyi yönetme hakkını kendilerinde nasıl görüyorlar?
Cevap ise şu... Bilmeyen insanların tercihleri ile.

Haberin Devamı

BÜTÜNLÜK OLMADAN BÜYÜKLÜK OLMAZ

TÜRK futbolunun BAŞI, BEDENİ, RUHU birbirinden kopuk.
Yani yöneteni, paydaşları ve kültürel değerleri bir bütünlük içinde olmadığı için, hayatta olsa bile ayakta duramıyor.
Bu gerçeği görmeyenler, Türk futbolunun geleceğini kurmaya soyundu.
Ve nihayet TFF’nin yönetimsel anlamda boşluğu giderildi.
Ama bu demek değildir ki, Türk futbolunda ihtiyaç duyulan boşluk doldurulmuş oldu.
Seçilip gelenler asla yönetenler değil, yönetilenler olacaktır.

Yanılgı içindeler

Ve bu durum da son yıllarda olduğu gibi Türk futbolunun canına okuyacaktır.
Türk futbolu çok vahim sorunlar altında ezilirken, ne yazık ki bir kısım kulüp yöneticileri, kendi şartlarının iyileşeceği yanılgısı içindeler.
Yani, hiçbir bedel ödemeden ödül almak beklentisi...
Birileri mücadele edecek, başaracak ve kendileriyle paylaşacak.
İddia ediyorum, Türk futbolu bu kadar günahkarı taşıyacak güçte değildir.
Cem Karaca’nın dediği gibi: “Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete.”
Bekleyip göreceğiz... Hayırlara vesile olur inşallah!

Yazarın Tüm Yazıları