Refah'ın neresi kapatıldı?..

Bekir COŞKUN

Doğrusunu isterseniz Anayasa Mahkemesi'nin Refah'ı kapatma konusundaki ‘‘gerekçeli karar’’ının henüz yazılmamış ve yayımlanmamış olmasını anlamış değilim.

Normal şartlarda önce kararın gerekçesi saptanıp, kararın sonra alınması gerekmez mi?..

Misal; siz karar verip, arabanızla yola çıktıktan sonra mı ‘‘Niye yola çıktım?..’’ diye düşünürsünüz?..

Burda karar var, gerekçesi yok.

Acaba bunlar önce karar verip, niye öyle karar verdiklerini sonra mı düşünüyorlar?..

Ya sonra gerekçe bulamazlarsa?..

*

Ne olursa olsun, gerekçesiz bir kararla karşı karışıyayız. Ve bu yüzden de Refah Partisi kapatılmış sayılmıyor.

Biz de ne yapıyoruz?

Aslında kapatılmış sayılan, ama kapatılmamış olan, hakkında karar bulunan, ama gerekçe bulunmayan Refah'ı izliyoruz.

Yani, parti açıkken bu kadar faal değildi.

Kapatılınca açıldı.

Mitingler yapılıyor, toplantılar birbirini kovalıyor, gösteriler, şenlikler, bayraklar, tekbirler... Muhterem kardeşimiz Erbakan, RP Genel Başkanı olarak öbür liderlerle görüşüyor, demeçler veriyor, muhalefet yapıyor, Meclis'te grubunu topluyor, yasama işlerine katılıyor, üstelik parti olarak pazarlıklar sürdürüyor.

Sanki kapatılan başkasının partisidir.

Yani Hoca bir fırsatını bulsa koşup Başbakan koltuğuna oturacak.

Çünkü kapatma kararı var, kapatma yok...

*

Gerekçeli karar çıkmayabilir de...

Çünkü Refah'ın kapatılmasına karşı çıkan iki değerli üyeden büyük bir zat olan Haşim Kılıç'ın, bir kararın gerekçesini beş yıldır imzalamadığı... Öbür muhalif üye, yine değerli bir zat olan Sacit Adalı'nın ise bir başka kararı üç yıldır imzalamadığı... Ve bu yüzden de o kararların yıllardır asla uygulanamadığı biliniyor.

Peki, ya bu kararı da imzalamazlarsa?..

Bilemiyoruz...

*

Genelde ‘‘yargının yavaş işlemesinden’’ yakınmak ne kadar beyhude bir şeymiş.

İşte Anayasa Mahkemesi, en yüce mahkemedir. Verdiği kararlar ulusun kaderi ile ilgilidir.

Bu mahkeme dahi işlemiyorsa ne yapacaksınız?..

Kafanızı hangi taşa vuracaksınız?..

---