Rapor...

ANAP kongresi yapılırken bile Guniz Sokak dolup taşıyor. Heyetlerin biri geliyor, biri gidiyor.

Bursa heyeti, Demirel'e bir rapor sunuyor. Temmuz 2001 tarihli rapor, ‘‘Hürmetle ellerinizden öperim, sevgi ve saygılarımı sunarım’’ diye başlıyor ve devam ediyor:

Geçen hafta Orhan Gazi'mizin beş belde ve köylerini dolaştım. Gemlik, Armutlu, Yalova ve Yenişehir'e uğradım. Döktaş Fabrikası (Koç'un) 1000 işçi çıkardı. Apeks ve Mensucat kapandı. Cargil, yüzde 30 kapasiteyle çalışıyor. Asil Çelik özelleşti, asgari ücret ödüyor. İTÜ'den sınıf arkadaşınız Orhan Öcalgiray'ın Ormo İplik Fabrikası işçi çıkarmadı.

Halkımız bezgin ve umutsuz. Zeytin üreticisi 50 bin aile gübre ve ilaç kullanamaz, traktörüne mazot alamaz halde. Şeker gübresi 4 milyon liradan 10 milyona, Supradyn ilaç 8 milyondan 18 milyon liraya çıkmış. Mazot 850 bin lira olmuş. Çelik üretimi yüzde 50 azaldı. Marmarabirlik, aralık ayında aldığı zeytinin yüzde 40 bedelini hálá ortaklarına ödeyemedi.

Köylerde tüpgaz 4 milyon 500 bin liradan 13 milyon 500 bine çıktığı için kadınlar yemeklerini kuzine ve peçkada (elle yapılmış fırın-ocak) pişirmeye çalışıyor. Esnaf perişan. Halk Bankası'ndan yüzde 60 faizle aldığı borcunu yüzde 90'dan ödeyemez halde. Köylü, Tarım Kredi'den yüzde 45 faizle aldığı traktör ve gübre borcunu yüzde 118'le geri ödeyememenin ıstırabını yaşıyor. Müstahsil perişan; 'Kurda kuşa yem olduk, arı bizi soktu, elim kırılsaydı da oy vermeseydim' diye yüksek sesle haykırıyorlar.

Demirel, raporu görevliye uzatırken talimat veriyor:

‘‘Bundan fotokopiler çekin... Bu, Türkiye'nin de raporudur.’’

* * *

Sakarya heyeti sırada bekliyor.

AP ve DYP dönemlerinden biliştiğim yerel siyasetçilerle selamlaşıyoruz.

İçerden davet beklerken, Recep Tayyip Erdoğan'ın şansını tartışıyorlar. Bir ara, hiç aklıma gelmeyen bir bürokrattan bahsedildiğini fark ediyorum.

Mehmet Ali Bayar'ı yere göğe sığdıramıyorlar.

Bayar, şu an ABD'de diplomat.

Dikkat ediyorum, adı Sakaryalılar kadar diğer yörelerden gelenleri de heyecanlandırıyor. Biri, ‘‘Aranan kan’’ diyor. Diğeri, ‘‘Bakalım çocuğun böyle bir niyeti var mı?’’ diye soruyor...

Haklı! Mehmet Ali'nin böyle bir niyeti, hatta bu sohbetten belki haberi bile olmayabilir. Ama siyasetin tıkandığı yerde insanların arayışları sürüp gidiyor. Solda ve dinci kesimde yeni oluşumlar gündemde. Demek ki, merkez sağda da İlhan Kesici gibi isimlere Mehmet Ali Bayar ekleniyor.

Mehmet Ali, eski AP'li Sanayi Bakanı Nuri Bayar'ın oğlu. Özelleştirme İdaresi Başkanı Uğur Bayar'ın da kardeşi.

* * *

Güniz Sokak sohbetlerinde not tutanlar da oluyor.

İşte, ‘‘Ne olacak bu memleketin hali?’’ sorusuna verilen bazı yanıtlar:

Çark dönmeye başlamalıdır. Bu ne demektir? Kriz bir kábus gibi ülkenin üstüne çökmüştür. Korku, kaygı ve endişe hákimdir. 4,5 aydır bir rahatlama da yoktur. Her şey adeta kötüye gitmektedir. Ülke bundan kurtulmalı, halk sadece krizi konuşur halden çıkmalıdır.

Bankalar, sanayi ve halk arasındaki münasebetler normale dönmelidir. Servete, sermayeye, iş hayatına ve işadamına bakış düzeltilmelidir. İdare yeniden çalışır hale gelmelidir.

Siyaset ve siyasetçiye bakış düzeltilmelidir. Geçmiş düşmanlığı ve Cumhuriyet'in horlanması mutlaka önlenmelidir. Ve nihayet, geleceğe güvenle bakılmanın yolları bulunmalıdır.

ANAP kongre yapıyor, ama ortaklık yaptığı iktidarda bunların hiçbirini yapamıyor. Sıkıntı da burada düğümleniyor.
Yazarın Tüm Yazıları