’Ramazanın yıldızları’

"TÜRKİYE’nin yanı sıra dünyanın dört bir yanında yoksulların umudu olan yardım dernekleri (Kimse Yok mu?, Deniz Feneri, İnsani Yardımlaşma Derneği ve Cansuyu), ramazan ayının parlayan yıldızları oldu. Yüz binlerce insanın yüzünü güldürdü"

’Kimse Yok mu Derneği’nin basın açıklamasında, dört derneğin ramazandaki faaliyetleri şöyle tanıtılıyor:

Türkiye’de 22 şubesi bulunan ’Kimse Yok mu Derneği’, 1.8 milyon kişiye iftar ve kumanya dağıtmış; geçen yıl 6 olan iftar çadırını 11’e çıkarmış; 11 ülkede faaliyet gösteriyor. İftar çadırı kurduğu ülkeler arasında Moğolistan, Pakistan, Sri Lanka, Endonezya, Sudan ve Afganistan da bulunuyormuş.

İHH, ramazanda 800 bin kişiye ulaşmış. Sadece Türkiye’de 25 bin kumanya ve 10 bin de kırtasiye paketi dağıtmış. 60 ülkede yardım faaliyeti yürütüyormuş. Ramazan ayında 2.5 milyon YTL para toplamış; 3 milyon YTL civarında bağış yapılmış kendisine.

Deniz Feneri Derneği, ramazan boyunca 650 bin kişiye yardım etmiş; ’iftara beş kala’ projesiyle gönüllüler, evlerinde hazırladıkları yemeklerle muhtaç ailelere gitmiş. Cezaevlerinde de iftar verilmiş. İstanbul ve İzmir’de hastanelerin acil servislerinde iftar ve sahur yemeği dağıtmış.

(Cansuyu’nun faaliyeti hakkında bir bilgi yer almıyor.)

Açıklamada ayrıca, AKP İl Başkanlığı’nın geçen hafta Lütfi Kırdar Kongre-Sergi Sarayı’ndaki iftarında, ’Kimse Yok mu Derneği’ yöneticilerinin faaliyetleriyle ilgili bir dosya sunduğu Başbakan Erdoğan’ın kendilerine "Dernek olarak yaptığınız çalışmalardan dolayı teşekkür ediyorum. Allah razı olsun" dediği yer alıyor.

KİM BU DERNEKLER

’Hayır’
da yarışan yardım derneklerini kamuoyu ne ölçüde tanıyor?

2002’de Samanyolu Televizyonu bünyesinde ’Kimse Yok mu’ programı ile yola çıkan ve ’Kimse Yok mu Derneği’ olarak 2004’te kurumsal hale gelen dernek, Fethullah Gülen cemaatine yakın olarak biliniyor.

Deniz Feneri’... Milli Görüş tarafından kuruldu; daha sonra AKP yanlısı oldu. Kızılay’dan sonra kamu yararı dernek statüsüne sokuldu. (ÇYDD’ye ise bu olanak verilmedi). Almanya’da Kanal 7 ile aynı binada faaliyet gösteriyor. Deniz Feneri/Kanal 7’nin Almanya sorumlularından üçü halen cezaevinde yatıyor; Frankfurt Savcısı harcamaların nerede kullanıldığını araştırmak üzere geniş bir soruşturma yürütüyor.

’İnsani Yardımlaşma Derneği’ (İHH)... Erbakan tarafından tarafından kurdurulmuştu; ancak bugün AKP yandaşı varsayılıyor, eski radikal kimliğinden uzaklaştı, eylemlerini durdurdu.

’Cansuyu’... Milli Görüşçü; deprem felaketine uğrayan Pakistan’da protez fabrikası kurdu; Nermin Erbakan adına Keşmir bölgesinde 2 bin kişilik bir cami yaptırdı.

Kızılay yetim mi

BU ’hayırsever’ dernekleri, AKP iktidarıyla güçlenip milyon YTL’lik bütçelere kavuşurken, Kızılay ise ’yetim’ mi kalıyor soruları gündeme geliyor.

Kızılay’ın bütün gelir-gider hesapları denetleniyor. Bu derneklerin denetiminin yapılıp yapılmadığı, yapılıyorsa kim tarafından denetlendiğini kamuoyu bilmiyor.

Dört derneğin yardımlarının genellikle Uzakdoğu ve Afrika ülkelerinde ağırlık kazandığı dikkat çekiyor. Kuzey Irak’ta ise bir faaliyette bulunduklarına dair bir bilgi bulunmuyor.

Yardımların doğru ellerde toplanmasını sağlamak ve böylece ekonomik varlığını güçlendirmek isteyen Kızılay’ın, geçen ramazan ayında Almanya’da zekát ve kurban yardımları için bağış toplama girişimine başlamasının, bu dernekleri rahatsız ettiği biliniyor. (Nitekim bazıları büyük reklam kampanyası yaptı ramazanda...) Diyanet İşleri’ne yakın, merkezi Köln’de bulunan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’nin (DİTİB), bu dernekler yerine yurtdışında Kızılay’ın daha fazla etkinlik göstermesi görüşünde olduğu belirtiliyor.

Sistemin bütün dengesi bozuluyor

CUMHURBAŞKANI’nın cuma günü referandum konusunda konuşma hakkı olabilir mi?

Bütünüyle kendisini ilgilendiren referandum kanununu imzalayacak, sonra da bu konu hakkında halka hitap edecekmiş.

Böyle bir şey dünyada duyulmuş bir şey değildir. Aksi halde "Gül kendisini mi, yoksa AKP’yi temsilen mi konuşacak?" sorusu ortaya çıkar.

Kendisinin taraf olduğu bir konuda Cumhurbaşkanı’nın böyle bir tasarrufta bulunması hangi hukuk ve siyasal etiğe uyar?

Demek ki etik kavramının içi boşaltılmak isteniyor.

Bütün sistem delik deşik ediliyor; ayarı kalmıyor.

Çok yazık!

Çağdaş sanata darbe

1914’de İstanbul Şehremini Dr. Cemil Topuzlu tarafından kurulan ilk ödenekli tiyatronun ilk kadrosunda bulunan Mehsin Ertuğrul’un hem oyuncu, hem de yönetmen olarak hizmet vermesi unutulamaz. Aslında yıkılmak istenen belki de farkında olunmadan M. Ertuğrul’un hiçbir zaman yılmayan taviz vermeyen aydın kişiliği ve uğruna bir ömür verdiği çağdaş sanat anlayışı ve arayışıdır. Ekonomik getirileri olmayan (!) tüm tarihi yapı ve alanların yerlerinde gökdelenler yükseltilmesine artık şaşmayacak mıyız yoksa. Dr. Tekin Özertem

ÇEVRE ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun makam arabası Afyon’da köpek sürüsüne çarpmış.

Fotoğrafta gördüğümüz kadarıyla araç bu kadar hasar gördüyse, ölen veya yaralı köpeklere ne oldu? İlk müdahaleyi kim yaptı? Yoksa yaralı bir vaziyette olay yeri terk mi edildi?

Sabahattin KURTOĞLU

İDO’
nun kapılarında İngilizce olarak ’Emergency exit’ yazıyor. Gözlerime inanamadım; Türkçe şöyle yazılmış: ’Emercensi çıkış’. Türkçemizde ’Emercensi’ diye bir kelime olduğunu bir edebiyatçı olarak yeni öğrendim, İDO’ya teşekkür ederim. Tam Karadeniz fıkrası olacak durumdayız. Hasan GÜRELLİLER

ATAŞEHİR’
deki Zübeyde Hanım Öğretmenevi Müdürü Nilgün Ulusoy’un, yeni atanan müdür yardımcısı Cemile Samancı’nın idari anlamda bazı müdahaleleri üzerine rahatsız olarak, Öğretmenevi’nin korumaları ile yardımcısını darp ettiğini ve tarafların karakolluk olduğunu biliyor musunuz? Ne yazık ki 200 yataklı bu öğretmenevi rant kapısı olmuş?

G.S.Y.

7. Ulusal Deprem Mühendisliği Konferansı’ bugün İTÜ S. Demirel Kültür Merkezi’nde başlayarak 20 ekime kadar sürecek.
Yazarın Tüm Yazıları