Ramazanda camiler -1

Güncelleme Tarihi:

Ramazanda camiler -1
Oluşturulma Tarihi: Aralık 21, 1998 00:00

Haberin Devamı

O vakitki Ramazanlarda, aşağı yukarı öğlelere kadar caddelerin, sokakların hali şimdilerdeki nüfus sayımı günlerinin, tayyarelere karşı pasif korunma tecrübelerinde görülen alarm saatlerinin hemen hemen eşi gibiydi.

Gelip geçeni parmakla göster. Sütçü, salepçi, simitçi, peynirlipideci, zerzevatçı sesleri, bağırtıları da yok.

Öğle okunacak da dini bütünlerde sahiden oruç, mürailer de yemeğin mükemmelini kıvırmış dopdolu midelerle yalandan oruç edaleti, evlerinden çıkacaklar; işlerine güçlerine gidecekler.

O saate kadar camilerde deervahiler. Bunlar da dolmağa başlar, ilk seğirtileri küçük evlilerden babaanneler, anneanneler, teyzeler, kaynanalar, konaklara barınmışlardan ka*hya kadın, dadı, kalfa, ihtiyar bacı ve yaşlı çanak yalayıcılar teşkil ederdi.

Yani ince eleyip, sık dokumayan makuleler. Ne hafızın sesmuhrikliğini, ne kurralığını ve yedi usu*l kıraatini, ne de hıfzının kuvvetini aramayan ve hatır ve hayale getirmeyen takımlar.

Gaygaylı, çatlak zurna savtlı, yalnız beyati makamını bellemiş, dinleyicisi tarafından boyuna yanlışı çıkarılan, estağfurullahı basıp düzelten acemi çaylak, bunak, külüstür hafızların etrafındalar.

Yahud da ayıboğan kılıklı, kavuğu arkaya itik, sıtma görmemiş sesle:

‘‘Ey cemaat, cehennemliğiz cehennemlik. Zebaniler dillerimizi ateşten kerpetenlerle çekecekler! Tabanlarımızı kızgın demirlerde gezdirecekler! Bedenlerimizi cayır cayır yakıp küllerimizi küreklerle savuracaklar!’’ diye rahleye güm güm vuran yobaz vaizlerin avaz avaz yaygaralarına kulak kesilmedeler.

Bazı muayyen camilerdeki hafızlar ve vaizler yüksek, dinleyicileri de seçmeydi.

Birinci kademede Ayasofya'daki Yerebatan, Vezneciler'deki Abacılar, Direklerarası nihayetindeki Camcı Ali mescitleri.

Bu üçünün gedikli (tila*vethanı), hatuneler baş tacı meşhur Hafız sami. Aynı saftaki diğer mescitlerde Şehzadebaşı'nda Mimar Ayas, Vefa'da Taştekneler, La*leli'de Kızıltaş'dı.

Oraların demirbaşları da udi şekerci Cemil'in ağabeysi, namlı yakışıklılardan Hafız Etem; (Şirin Hafız) la*kaplı, Karacayağız Şevket, nazik, nazeninliğiyle şöhretli Yamalı Nuri efendiler.

Ramazanda cennetlemişlerin ruhuna hatim sürdürmek küberaca, hattâ orta hallilerce mergup; yar u ağyare karşı namdar bir hafız peylemek mutad.

İşte saydığımız camiciklere kalantor kalantor hanımefendiler buyurur, yanlarında ekdileri de eksik olmazdı ve cümlesi pür tuvalet.

306 tarihinde (1890) yaşmak ferace ba-irade yasak edilinceye kadar, sırtlarda Çarşı-i kebirli terzi Anastas'ın, makasıgüzel'in bol harçlı, kabuk gibi feraceleri; ondan sonraları Yenikapılı Şaşı Manyo'nun, Beşiktaşlı Vasiliki'nin, daha ardından Beyoğlu Şpiegel'in, Efiyeni'nin, Kalivresi'nin dapdaracık, kloş etek çarşafları...

Anaçkolar Hafız Sami'nin süzüm süzüm didelerine, Hafız Etem'in kumral sakalına, Hafız Şevket'in tip şirinliğine, Hafız nuri'nin edep ve nezaketine hayran, yanlarındakileri dürte dürte çoştukları anlarda tazeleri de az ötede, aktarma edildikleri şehzade camisinde.

(İstanbul Yazıları, Akşam, 4. Kasım. 1939)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!