Zümer Suresi Oku - Zümer Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu (Diyanet Meali)

Güncelleme Tarihi:

Zümer Suresi Oku - Zümer Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu (Diyanet Meali)
Oluşturulma Tarihi: Nisan 16, 2020 13:48

Zümer Suresi mushaftaki sıralamada otuz dokuzuncu, iniş sırasına göre elli dokuzuncu sûredir. Sebe’ sûresinden sonra, Mü’min (Gåfir) sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Allah’ın rahmetinden ümit kesilmemesi gerektiğini belirten 53. âyetten itibaren üç veya yedi âyetin Medine döneminde indiği yolunda rivayetler varsa da bu rivayetler zayıf bulunmaktadır. Peki, Zümer Suresi anlamı ve fazileti nedir? Zümer Suresi Türkçe ve Arapça okunuşu nasıldır? Sizler için Zümer Suresi diyanet meali ile tefsiri ile ilgili tüm detayları bir araya getirdik.

Haberin Devamı

Zümer Suresi adını 71 ve 73. âyetlerde geçen “Zümer” kelimesinden almıştır. Zümer; zümreler, gruplar demektir. Sûrede başlıca, göklerde ve yerde Allah’ın birliğini gösteren deliller, mü’minlerin cennete, kâfirlerin cehenneme sevk edilecekleri konu edilmekte; kullar, ölüm gelip çatmadan Allah’a yönelmeye çağrılmaktadır.

ZÜMER SURESİ KONUSU

Sûrenin temel konusu Allah ve âhiret inancıdır. Bu çerçevede hiçbir şeyin Allah’a ortak ve denk tutulamayacağı, O’nun mutlak ve eşsiz yaratıcı olduğu, bu sebeple insanın her durumda O’na yönelip bağlanması gerektiği belirtilmekte; bu şekilde inanan ve yaşayanların ulaşacağı âhiret nimetlerine ve cennet hayatına dair bilgi verilmekte; inkârcıların olumsuz duygu ve davranışları değerlendirilmekte; bunların kötü sonuçları

Haberin Devamı

ZÜMER SURESİ  FAZİLETİ 

Hz. Âişe, Resûlullah’ın genellikle her gece yatmadan önce Zümer ve Benî İsrâil (İsrâ) sûrelerini okuduğunu söylemiştir (Tirmîzî, “Sevâbü’l-Kur’ân”, 21).

ZÜMER SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU

1.Tenzılül kitabi minellahil azızil hakım
2.İnna enzelna ileykel kitabe bil hakkı fa'büdillahe muhlisal lehüd dın
3.Ela lillahid dınül halıs Vellezınettehazu min dunihı evliya' ma na'büdühüm illa li yükarribuna ilellahi zülfa innellahe yahkümü beynehüm fı ma hüm fıhi yahtelifun innellahe la yehdı men hüve kazıbün keffar
4.Lev eradellahü ey yettehıze veledel lastafa mimma yahlüku ma yeşaü sübhaneh hüvellahül vahıdül kahhar
5.Halekas semavati vel erda bil hakk yükevvirul leyle alen nehari ve yükevvirun nehara alel leyli ve sehharaş şemse vel kamer küllüy yecrı li ecelim müsemma e la hüvel azızül ğaffar
6.Halekaküm min nefsiv vahıdetin sümme ceale minha zevceha ve enzele leküm minel en'ami zemaniyete ezvac yahlükuküm fı bütuni ümmehatiküm halkam mim ba'di halkın fı zulümatin selas zalikümüllahü rabbüküm lehül mülk la ilahe illa hu fe enna tusrafun
7.İn tekfüru fe innellahe ğaniyyün anküm ve la yerda li ıbadihil küfr ve in teşküru yerdahü leküm ve la teziru vaziratüv vizra uhra sümme ila rabbiküm merciuküm fe yünebbiüküm bima küntüm tü'melun innehu alımüm bizatis sudur
8.Ve iza messel insane durrun dea rabbehu münıben ileyhi sümme iza havvelehu nı'metem minhü nesiye ma kane yed'u ileyhi min kabül ve ceale lillahi endadel li yüdılle an sebılih kul temetta' bi küfrike kalılen inneke min ashabin nar
9.Emmen hüve kanitün anael leyli sacidev ve kaimey yahzerul ahırate ve yercu rahmete rabbih kul hel yestevillezıne ya'lemune vellezıne la ya'lemun innema yetezekkeru ülül elbab
10.Kul ya ıbadillezıne amenütteku rabbeküm lillezıne ahsenu fı hazihid dünya haseneh ve erdullahi vasiah innema yüveffes sabirune ecrahüm bi ğayri hısab
11.Kul innı ümirtü en a'büdellahe muhlisal lehüd dın
12.Ve ümirtü li en ekune evvelel müslimın
13.Kul innı ehafü in asaytü rabbı azabe yevmin azıym
14.Kulillahe a'büdü muhlisal lehu dını
15.F'büdu ma şi'tüm min dunih kul innel hasirınellezıne hasiru enfüsehüm ve ehlihim yevmel kıyameh e la zalike hüvel husranül mübın
16.Lehüm min fevkıhim zulelüm minen nari ve imn tahtihim zulel zalike yühavvifüllahü bihı ıbadeh ya ıbadi fettekun
17.Vellezınectenebüt tağute ey ya'büduha ve enabu ilillahi lehümül büşra fe beşşir ıbad
18.Ellezıne yestemiünel kavle feyettebiune ahseneh ülaikellezıne hedahümüllahü ve ülaike hüm ülül elbab
19.E fe men hakka aleyhi kelimetül azab e fe ente tünkızü men fin nar
20.Lakinillezınettekav rabbehüm lehüm ğurafüm min fevkıha ğurafüm mebniyyetün tecrı min tahtihel enhar va'dellah la yuhlifüllahül mıad
21.E lem tera ennellahe enzele mines semai maen fe selekehu yenabıa fil erdı sümme yuhricü bihı zer'am muhtelifen elvanühu sümme yehıcü fe terahü musferran sümme yec'alühu hutama inne fı zalike le zikra li ülil elbab
22.E fe men şerahallahü sadrahu lil islami fe hüve ala murim mir rabbih fe veylül lil kasıyeti kulubühüm min zikrillah ülaike fı dalalim mübın
23.Allahü nezzele ahsenel hadısi kitabem müteşebihem mesaniye takşeırru minhü ccüludüllezıne yahşevne rabbehüm sümme telınü cüludühüm ve kulubühüm ila zikrillah zalike hüdellahi yehdı bihı mey yeşa' ve mey yudlilillahü fe ma lehu min had
24.E fe mey yettekıy bi vechihı suel azabi yevmel kıyameh ve kıyle liz zalimıne zuku ma küntüm teksibun
25.Kezzebellezıne min kablihim fe etehümül azabü min hayüs la yeş'urun
26.Fe ezakahümüllahül hızye fil hayatid dünya ve leazabül ahırati ekber lev kanu ya'lemun
27.Ve le kad darabna lin nasi fı hazel kur'ani min külli meselil leallehüm yetesekkerun
28.Kur'anen arabiyyen ğayra zı ıvecil leallehüm yettekun
29.Darabellahü meseler racülen fıhi şürakaü müteşakisune ve racülen selemel li racül hel yesteviyani mesela elhamdü lillah bel ekseruhüm la ya'lemun
30.İnneke meyyitüv ve innehüm meyyitun
31.Sümme inneküm yevmel kıyameti ınde rabbiküm tahtesımun
32.Fe men azlemü mimmen kezebe alellahi ve kezzebe bis sıdkı iz caeh e leyse fı cehenneme mesvel lil kafirın
33.Vellezı cae bis sıdkı ve saddeka bihı ülaike hümül müttekun
34.Lehüm ma yeşaune ınde rabbihim zalike cezalü muhsinın
35.Li yükeffirallahü anhüm esveellezı amilu ve yecziyehüm ecrahüm bi ahsenillezı kanu ya'melun
36.E leysellahü bi kafin abdeh ve yühavvifuneke billezıne min dunih ve mey yudlilillahü fema lehu min had
37.Ve mey yehdillahü fema lehu mim müdıll e leysellahü bi azızin zintikam
38.Ve lein seeltehüm men halekas semavati vel erda le yekulünnellah kul eferaeytüm ma ted'une min dunillahi in eradeniyellahü bi durrin hel hünne kaşifatü durrihı ev eradenı bi rahmetin hel hünne mümsikatü rahmetih kul hasbiyellah aleyhi yetevekkelül mütevekkilun
39.Kul ya kavmı'melu ala mekanetiküm innı amil fe sevfe ta'lemun
40.Mey ye'tıhi azabüy yuhzıhi ve yehıllü aleyhi azabüm mükıym
41.İnna enzelna aleykel kitabe lin nasi bil hakk fe menihteda fe li nefsih ve men dalle fe innema yedıllü aleyha ve ma ente aleyhim bi vekıl
42.Allahü yeteveffel enfüse hıyne mevtiha velletı lem temüt fı menamiha fe yümsikülletı kada aleyhel mevte ve yürsilül uhra ila ecelim müsemma inne fı zalike le ayatil li kavmiy yetefekkerun
43.Emittehazu min dunillahi şüfea' kul e ve lev kanu la yemlikune şey'ev ve la ya'kılun
44.Kul lillahiş şefaatü cemıa lehu mülküs semavati vel ard sümme ileyhi türceun
45.Ve iza zükirallahü vahdehüşmeezzet kulubüllezıne la yü'minune bil ahırah ve iza zükirallezıne min dunihı izahüm yestebşirun
46.Külillahümme fatıras semavati vel erdı alimel ğaybi veş şehadeti ente tahkümü beyne ıbadike fıma kanu fıhi yahtelifun
47.Ve lev enne lillezıne zalemu ma fil erdı cemıav ve mislehu meahu leftedev bihı min suil azabi yevmel kıyameh ve beda lehüm minellahi ma lem yekunu yahtesibun
48.Ve beda lehüm seyyiatü ma kesebu ve haka bihim ma kanu bihı yestehziun
49.Fe iza messel insane durrun deana sümme iza havvelnahü nı'metem minna kale innema utıtühu ala ılm bel hiye fitnetüv ve lakinne ekserahüm la ya'lemun
50.Kad kalehellezıne min kablihim fe ma ağna anhüm ma kanu yeksibun
51.Fe esabehüm seyyiatü ma kesebu vellezıne zalemu min haülai seyüsıybühüm seyyiatü ma kesebu ve mahüm bi mu'cizın
52.E ve lem ya'lemu ennellahe yebsütur rizka li mey yeşaü ve yakdir önne fı zalike le ayatil li kavmiy yü'minun
53.Kul ya ıbadiyellezıne esrafu ala enfüsihim la taknetu mir rahmetillah innellahe yağfiruz zünube cemıa innehu hüvel ğafurur rahıym
54.Ve enıbu ila rabbiküm ve eslimu lehu min kabli ey yetiyekümül azabü sümme la tünsarun
55.Vettebiu ahsene ma ünzile ileyküm mir rabbiküm min kabli ey ye'tiyekümül azabü bağtetev ve entüm la teş'urun
56.En tekule nefsüy ya hasrata ala ma ferrattü fı cembillahi ve in küntü le mines sahırın
57.Ev tekule lev ennellahe hedani leküntü minel müttekıyn
58.Ev tekule hıyne teral azabe lev enne lı kerraten fe ekune minel muhsinın
59.Bela kad caetke ayatı fe kezzebte biha vestekberte ve künte minel kafirın
60.Ve yevmel kıyameti terallezıne kezebu alellahi vücuhühüm müsveddeh e leyse fı cehenneme mesvel lil mütekebbirın
61.Ve yüneccillahüllezınettekav bi mefazetihim la yemessühümüs suü ve la hüm yahzenun
62.Allahü haliku külli şey'iv ve hüve ala külli şey'iv vekıl
63.Lehu mekalıdüs semavati vel ard vellezıne keferu bi ayatillahi ülaike hümül hasirun
64.Kul e fe ğayrallahi te'mürunnı a'büdü eyyühel cahilun
65.Ve le kad uhıye ileyke ve ilellezıne min kablik lein eşrakte le yahbetanne amelüke ve le tekunenne minel hasirın
66.Belillahe fa'büd ve küm mineş şakirın
67.Ve ma kaderullahe hakka kadrihı vel erdu cemıan kabdatühu yevmel kıyameti ves semavatü matviyyatüm bi yemınih sübhünehu ve teala amma yüşrikun
68.Ve nüfiha fis suri fe saıka men fis semavati ve men fil erdı illa men şaellah sümme nüfiha fıhi uhra fe izahüm kıyamüy yenzurun
69.Ve eşrakatil erdu bi nuri rabbiha ve vüdıal kitabü ve cıe bin nebiyyıne veş şühedai ve kudiye beynehüm bil hakkı ve hüm la yuzlemun
70.Ve vüffiyet küllü nefsim ma amilet ve hüve a'lemü bima yef'alun
71.Vesıkallezıne keferu ila cehenneme zümera hatta iza cauha fütihat ebvabüha ve kale lehüm hazenetüha e lem ye'tiküm rusülüm minküm yetlune aleyküm ayati rabbiküm ve yünziruneküm likae yemiküm haza kalu bela velakin hakkat kelimetül azabi alel kafirın
72.Kıyledhulu ebvabe cehenneme halidıne fıha fe bi'se mesvel mütekebbirın
73.Vesıkallezınet tekav rabbehüm ilel cenneti zümera hatta iza cauha ve fütihat ebvabüha ve kale lehüm hazenetüha selamün aleyküm tıbtüm fedhuluha halidın
74.Ve kalül hamdü lillahillezı sadekana va'dehu ve evrasenel erda netebevveü minel cenneti hayüs neşa' fe nı'me ecrul amilın
75.Ve teral melaikete haffıne min havlil arşi yüsebbihune bi hamdi rabbihim ve kudıye beynehüm bil hakkı ve kıylel hamdü lillahi rabbil alemın

ZÜMER SURESİ DİYANET MEALİ

Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla
Kitab'ın indirilmesi mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi Allah tarafındandır. ﴾1﴿ (Ey Muhammed!) Şüphesiz biz o Kitab'ı sana hak olarak indirdik. Öyle ise sen de dini Allah'a has kılarak O'na kulluk et. ﴾2﴿ İyi bilin ki, halis din yalnız Allah'ındır. Onu bırakıp da başka dostlar edinenler, "Biz onlara sadece, bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz" diyorlar. Şüphesiz Allah ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez. ﴾3﴿ Eğer Allah bir çocuk edinmek isteseydi, yarattıklarından dilediğini seçerdi. O bundan uzaktır, yücedir. O bir ve her şey üzerinde mutlak otorite sahibi olan Allah'tır. ﴾4﴿ Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yaratmıştır. Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine örtüyor. Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Bunların her biri belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. İyi bilin ki, o mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır. ﴾5﴿O, sizi bir tek nefisten yarattı. Sonra ondan eşini var etti. Sizin için hayvanlardan (erkek ve dişi olarak) sekiz eş yarattı. Sizi annelerinizin karnında bir yaratılıştan öbürüne geçirerek üç (kat) karanlık içinde oluşturuyor. İşte Rabbiniz olan Allah budur. Mülk (mutlak hakimiyet) yalnız onundur. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. O halde nasıl oluyor da haktan döndürülüyorsunuz? ﴾6﴿ Eğer inkar ederseniz şüphesiz ki Allah sizin iman etmenize muhtaç değildir. Ama kullarının inkar etmesine razı olmaz. Eğer şükrederseniz sizin için buna razı olur. Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın yükünü yüklenmez. Sonra dönüşünüz ancak Rabbinizedir. O da size yaptıklarınızı haber verir. Çünkü O göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilir. ﴾7﴿ İnsana bir zarar dokunduğu zaman Rabbine yönelerek O'na yalvarır. Sonra kendi tarafından ona bir nimet verdiği zaman daha önce ona yalvardığını unutur ve Allah'ın yolundan saptırmak için O'na eşler koşar. De ki: "Küfrünle az bir süre yaşayıp geçin! Şüphesiz sen cehennemliklerdensin." ﴾8﴿ (Böyle bir kimse mi Allah katında makbuldür,) yoksa gece vakitlerinde, secde halinde ve ayakta, ahiretten korkarak ve Rabbinin rahmetini umarak itaat ve kulluk eden mi? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar. ﴾9﴿ (Ey Muhammed!) Bizim adımıza de ki, "Ey iman eden kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyilik yapanlar için (ahirette) bir iyilik vardır. Allah'ın yeryüzü geniştir. Sabredenlere mükafatları elbette hesapsız olarak verilir." ﴾10﴿De ki: "Şüphesiz bana, dini Allah'a has kılarak O'na ibadet etmem emredildi." ﴾11﴿ "Bana, müslümanların ilki olmam da emredildi." ﴾12﴿ De ki: "Eğer ben Rabbime isyan edersem, şüphesiz büyük bir günün azabından korkarım." ﴾13﴿ De ki: "Ben dinimi Allah'a has kılarak sadece O'na ibadet ediyorum." ﴾14﴿ "Siz de Allah'tan başka dilediğiniz şeylere ibadet edin!" De ki: "Şüphesiz hüsrana uğrayanlar kıyamet gününde kendilerini ve ailelerini hüsrana sokanlardır. İyi bilin ki bu apaçık hüsranın ta kendisidir." ﴾15﴿ Onlar için üstlerinde ateşten katmanlar, altlarında (ateşten) katmanlar vardır. İşte Allah kullarını bununla korkutur. Ey kullarım bana karşı gelmekten sakının. ﴾16﴿ Tağut'tan, ona kulluk etmekten kaçınan ve içtenlikle Allah'a yönelenler için müjde vardır. O halde kullarımı müjdele! ﴾17﴿ Sözü dinleyip de onun en güzeline uyanlar var ya, işte onlar Allah'ın hidayete erdirdiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahiplerinin ta kendileridir. ﴾18﴿ Hakkında azap sözü (hükmü) gerçekleşenler, hiç onlar gibi olur mu? Cehennemlikleri sen mi kurtaracaksın? ﴾19﴿ Fakat Rabbine karşı gelmekten sakınanlar için (cennette) üst üste yapılmış ve altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Allah gerçek bir vaadde bulunmuştur. Allah vadinden dönmez. ﴾20﴿ Görmedin mi, Allah gökten su indirdi de onu yeryüzündeki kaynaklara ulaştırdı. Sonra onunla renkleri çeşit çeşit ekinler çıkarıyor. Sonra ekinler kuruyor da onları sapsarı kesilmiş görüyorsun. Sonra da Allah onları kurumuş çer çöp haline getirir. Şüphesiz ki bunda akıl sahipleri için bir öğüt vardır. ﴾21﴿Allah'ın, göğsünü İslâm'a açtığı, böylece Rabbinden bir nur üzere bulunan kimse, kalbi imana kapalı kimse gibi midir? Allah'ın zikrine karşı kalpleri katı olanların vay haline! İşte onlar açık bir sapıklık içindedirler. ﴾22﴿ Allah sözün en güzelini; âyetleri, (güzellikte) birbirine benzeyen ve (hükümleri, öğütleri, kıssaları) tekrarlanan bir kitap olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların derileri (vücutları) ondan dolayı gerginleşir. Sonra derileri de (vücutları da) kalpleri de Allah'ın zikrine karşı yumuşar. İşte bu Kur'an Allah'ın hidayet rehberidir. Onunla dilediğini doğru yola iletir. Allah kimi saptırırsa artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur. ﴾23﴿ Kıyamet günü kötü azaba karşı yüzüyle korunan kimse, (o gün) azaptan emin olan kimse gibi midir? Zalimlere, "Kazandıklarınızı tadın" denir. ﴾24﴿ Onlardan öncekiler de yalanladılar ve azap kendilerine farkına varamadıkları bir yerden geldi. ﴾25﴿ Böylece Allah dünya hayatında onlara zilleti tattırdı. Elbette ki ahiret azabı daha büyüktür. Keşke bilselerdi! ﴾26﴿ Andolsun, öğüt alsınlar diye biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü misali verdik. ﴾27﴿ Biz onu, Allah'a karşı gelmekten sakınsınlar diye hiçbir eğriliği bulunmayan Arapça bir Kur'an olarak indirdik. ﴾28﴿ Allah, birbiriyle çekişen ortak sahipleri bulunan bir (köle) adam ile, yalnızca bir kişiye ait olan bir (köle) adamı örnek verdi. Bu iki adamın durumu hiç bir olur mu? Hamd Allah'a mahsustur. Hayır, onların çoğu bilmiyorlar. ﴾29﴿ (Ey Muhammed!) Şüphesiz sen öleceksin ve şüphesiz onlar da öleceklerdir. ﴾30﴿ Sonra şüphesiz siz kıyamet günü Rabbinizin huzurunda muhakeme edileceksiniz ﴾31﴿

Haberin Devamı

ZÜMER SURESİ DİYANET MEALİNİN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN

ZÜMER SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU

Zümer Suresi Oku - Zümer Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu (Diyanet Meali)

Zümer Suresi Oku - Zümer Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu (Diyanet Meali)

Zümer Suresi Oku - Zümer Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu (Diyanet Meali)

ZÜMER SURESİ ARAPÇA OKUNUŞUNUN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN

ZÜMER SURESİ TEFSİRİ

Müfessirlerin çoğuna göre her iki âyette geçen “kitap” ile Kur’ân-ı Kerîm kastedilmiştir; ilk âyetteki kitapla bu sûrenin, ikincisiyle Kur’an’ın kastedildiğini düşünenler de vardır (Zemahşerî, III, 337). İbn Atıyye’nin tercih ettiği (IV, 517), bize de daha isabetli görünen diğer bir görüşe göre ilk âyetteki kitapla başlangıçtan itibaren bütün peygamberlere indirilen kitaplara, ikincisiyle de Kur’ân-ı Kerîm’e işaret edilmiş; yüce Allah’ın, önceki peygamberlere, insanlık için yol gösterici olan ve yasalar koyan kitaplar indirdiği gibi Hz. Muhammed’e de bu kitabı, Kur’an’ı indirdiği belirtilmiştir.

Haberin Devamı

 Râzî, Mu‘tezile’nin görüşünden de yararlanarak ilk âyetteki azîz ve hakîm sıfatlarını bu bağlamda özetle şöyle açıklamaktadır (XXVI, 238): Azîz, “asla yenilemeyecek derecede güçlü”; hakîm, “arzularına göre değil hikmetin gereğine göre iş yapan” demektir; bu da Allah’ın evrendeki bütün olup bitenleri eksiksiz bildiği anlamına gelir. Buradan Allah’ın üçüncü bir niteliği ortaya çıkar ki o da hiçbir şeye muhtaç olmayışıdır. İşte âyetteki “el-azîzi’l-hakîm” kısmı Allah’ın bu üç sıfatını yani güçlü, kusursuz hikmet sahibi ve ihtiyaçtan münezzeh olduğunu ifade etmektedir. Bu sıfatlara sahip olan Allah’ın bütün yapıp yarattıkları kesinlikle iyidir, doğrudur; engel tanımayan mutlak gücü sayesinde, olağan üstü bir iletişim yolu olan vahiy ile indirdiği kutsal kitaplar da O’nun engin ilim ve hikmetinin dünyaya ve insanlığa yansıyan ışıklarıdır. 2. âyette Kur’an’ın indirilişini “gerçeğin bilgisi” (hak) kavramıyla ilişkilendiren ifade de bunu göstermektedir. Her iki âyette Kur’an’ın Allah katından geldiği gerçeğine itiraz edenlere cevap verilmektedir.

Haberin Devamı

 Allah, hiçbir şeye muhtaç olmadan dilediği her şeyi en doğru ve en iyi bir şekilde yapabilecek derecede güç, bilgi ve hikmet sahibidir; geçmişteki kutsal kitapları ve Kur’an’ı da O indirmiştir. Bu gerçek açıkça belli olduktan sonra, 2. âyette artık insanın görevinin, içten bir saygı ve bağlılıkla yalnızca Allah’a kulluk etmek olduğu sonucuna varılmıştır. Âyette bu saygı, bağlılık ve kulluk ihlâs kavramıyla ifade edilmektedir. İhlâs, “gerek ibadetleri gerekse diğer dinî ve ahlâkî davranışları riyâ ve gösterişten, çıkar kaygılarından uzak olarak yalnızca Allah rızası için yapmak” anlamına gelir.

“Katıksız (hâlis) din” deyimini, kelime-i şehâdete dayalı din veya İslâm dini şeklinde açıklayanlar olmuştur (Zemahşerî, III, 337). Ancak bu deyimi, daha açık olarak “her türlü şirkten, bâtıl inanç ve hurafelerden uzak bulunan; vahye dayanan ve kutsal kitabıyla, inanç ve amellere dair hükümleriyle orijinalliğini koruyan din” şeklinde anlamak isabetli görünmektedir. 

Haberin Devamı

“Sadece bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye onlara tapıyoruz” şeklindeki ifadelerinden de anlaşılacağı üzere Câhiliye putperestleri, Allah’ın varlığına ve yaratıcı gücüne inanmakla birlikte, putları aracı tanrılar kabul edip kendilerine şefaat edeceklerine inandıkları için onlara taparlardı. Görünür veya görünmez varlıklara tapan başka çok tanrılı din mensuplarıyla Hz. Îsâ’yı tanrı kabul eden hıristiyanlar da benzer bir anlayışa sahiplerdi (Taberî, XXIII, 193). Âyette, bu şekilde değişik bâtıl inanç gruplarıyla ilgili son hükmü Allah’ın vereceği, yani onları hak ettikleri şekilde cezalandıracağı belirtilmektedir. Yaratılmış ve sonlu, böyle olduğu için de eksik ve âciz varlıkları tanrı kabul etmek bir yalandan ibarettir, dolayısıyla bir küfürdür, yani gerçeği ters yüz etmek, inkâr etmektir; bu sebeple de hidayetten mahrum kalmayı gerektirir (Râzî, XXVI, 242). Bu suretle âyet şu gerçeği dile getirmektedir: Melekler veya cinler gibi görülmez varlıklara, güneş vb. gök cisimlerine, Hz. Îsâ veya başka bir beşere, ata ruhlarına veya bu sayılanların sembollerine, heykellerine tapanlar ve Allah’ı bırakıp bunları koruyucu (veli) ve kurtarıcı kabul edenler, onlardan medet umanlar hak yoldan sapmışlardır; bunların inançları yalandan ve küfürden ibarettir. Yegâne hak din, tevhid inancıdır; kurtuluşu hak edenler de sadece muvahhid (tek tanrı inancını benimseyen) müminlerdir.

Putperest Araplar Lât, Uzzâ, Menât gibi putların Allah’ın kızları olduğuna inanırlardı. Âyete göre farzımuhal Allah evlât sahibi olmak isteseydi, iddia edildiği gibi taş toprak cinsinden yapılmış şeyleri değil, yarattıkları içinden en güzel varlıkları seçerdi. Ama Allah ile yarattıkları arasında hangi şekilde olursa olsun bir baba-evlât ilişkisi söz konusu olamaz, Allah bundan münezzehtir; O’nunla yarattıkları arasındaki ilişki hâlik-mahlûk, ulûhiyyet-ubûdiyyet ilişkisinden ibarettir. Şu halde melekler, Îsâ, Muhammed veya herhangi bir canlı ya da cansız varlık, bunların hepsi yalnız ve yalnız O’nun mahlûkudur ve bunların her biri Hakk’ın yasalarına boyun eğerek, bazıları da bilinçli ve iradeli olarak O’nu hamd ile tesbih eder (İsrâ 17/44). “O mutlak otorite sahibi tek Allah’tır”; dolayısıyla O’nun herhangi bir varlıkla ne bir ortaklık ilişkisinden ne de babalık-evlâtlık ilişkisinden söz edilebilir.

ZÜMER SURESİ TEFSİRİ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN

ZÜMER SURESİ KAÇ AYET?

Zümer Suresi 75 âyettir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!