Popvirüs....

Lale barçın İMERMaksat muhabbet olsun...’ Yukarıdaki başlığı ‘‘Karışık Pizza'nın karışık olmayan müzikleri’’ şeklinde de kullanabilirdim çünkü son yıllarda başarılı bir grafik çizen soundrack albümlerinin bu sonuncusu, sizi temin ederim filmle kıyaslanmıyacak kadar başarılı. Titiz hazırlanmış, iyi pişirilmiş ‘‘karışık bir pizza’’nın dayanılmaz lezzeti neyse film müziklerinde de o lezzeti bulabilirsiniz. Filmin tam tersine... Yani müzik bu kıvamda olmasaydı filmden tat almak hiç mümkün olmazdı... Bugüne dek reklam cıngılı yapan Ömer Ahunbay ve Hakan Özer'in ‘‘ses ve sound cümbüşünden’’ çıkan albümde farklı motifler güzel ve modern bir çatıda buluşuyor. Albümün en sevdiğim yanı ise ‘‘arabesk’’e yansıttığı yeni ışık. Farklı bir perpektiften bakarak modern bir çizgide hazırlanan parçalar kadar seçilen solistler de isabetli. En çok da Özkan Uğur'un ‘‘sesinden’’ ‘‘Maksat Muhabbet Olsun’’a (iki versiyonunu da) bayıldım , ama Hümeyra'nın seslendirdiği ‘‘Aşık Olmak’’ı da pek sevdim. Bu iki şarkının dışında ‘‘Sen Kimsin Güzelim’’ ve Levent Altındağ'ın yorumladığı ‘‘Pizza Sax’’ı da ilgiyle dinliyorum. Uzun lafın kısası, Ömer ve Hakan çok başarılı bir albüm hazırlamışlar. Arabesk'in farklı tadını tanımak isteyenlere hararetle tavsiye ederim. Ve de alışılmışın dışına çıkıp ‘‘Film biter müzik sürer’’ yerine ‘‘Filmi unutun müziğe kulak verin’’ derim...Porto Riko’nun altın çocuğuDış görünüşler artık beni yanıltamaz desem de Ricky Martin beni yanılttı doğrusu. Bu çocuksu ‘‘parlak’’ erkeğin, kafasının pek dolu olmadığını düşünmüştüm. Onu ülkemizde bolca örneği bulunan ve dünyevi işlerle ilgilenmeyen ‘‘star sanatçı’’lardan sanmış, o da ‘‘parıtılı dünyanın pırıltılı’’ çocuklarındandır, diye düşünmüştüm. Ama Ricky Martin hiç de öyle çıkmadı. Basın toplantısında sempatik ve sevecen tavırlarının yanı sıra zekası, espiri anlayışı, sabrı ve sağlam dünya görüşüyle de orada bulunan herkesi etkilemeyi bildi... Yüzünden gülümsemeyi eksik etmeyen, etrafına sevgi saçan ama asla yapmacık olmayan Martin, mükemel bir ‘‘star’’ın sahip olması gereken tüm meziyetlere sahipti. Tıpkı milyonları etkilemeyi başaran diğer ünlüler gibi, ama ne yazık ki bu tip ‘‘parıltılı’’ insanların sayısı öylesine az ki... Oysa onların varlığı kesinlikle yaşadığımız dünyayı güzelleştiriyor. Ricky Martin küçücük bir Güney Amerika ülkesi olan Porto Riko'dan çıkıp güzel mesajlar veriyor, müziğiyle, görüntüsüyle ve tavırlarıyla insanları mutlu ediyor. Ben çok yakın bir gelecekte ‘‘Porto Riko'nun altın çocuğu’’ Martin'in unutulmaz pop devlerinin ‘‘mertebesine’’ yükseleceğine inanıyorum. Bir güzellik yarışmasındaki 3 şarkılık mini konserde gösterilen sahne performansı elbette ki tartışılır ama Ricky Martin, basın toplantısındaki samimiyeti ve sevecenliğini orada da gösterdi. Martin'i (nasıl olduysa oldu işte) bizim Tarkan'la kıyaslama olayına gelince şunları yazabilirim:Tarkan'ın Ricky Martin gibi uluslararası bir başarıya ulaşma şansı üzgünüm ki daha az. Neden derseniz, birincisi İsyanyolca daha avantajlı bir dil...(Yani Türkçe'den, ya da bir Türkün kullanacağı İngilizce'den...) İkincisi Ricky'nin bazı özellikleri Tarkan'dan daha güçlü. Karizmasında çocuksu masumiyet ile seksi erkek görünümü harika bir kıvamda harmanlanmış. Tarkan'da ise masumiyetten uzak bir seksapel var. Bilmem aynı kanıda mısınız? ÖNEMSİZ(!) BİR NOT:Bu arada atladığım bir röportajın ‘‘sahte’’ çıkması geçtiğimiz hafta beni en çok şaşırtan olaylardan biriydi. Ricky Martin geçtiğimiz yaz Türkiye'ye geldiğinde henüz bugünkü popülaritesine ulaşmamıştı ve her isteyenle röportaj yapacak kadar bol zamanı vardı. Oysa bu yıl sadece 18 saatliğine Türkiye'ye gelen sanatçı hiç bir gazeteyle özel röportaj yapmadı. Ama meslektaşım ve hemcinsim olan biri geçtiğimiz yıl çektirdiği fotoğraflarla birlikte basın toplantısında konuşulanları ‘‘özel röportaj olarak pazarladı. Ya da gazetesine yutturdu. Aferin ona...