Platin çocuk Musti
Güncelleme Tarihi:
Son olarak ‘‘Bir Anda'' isimli şarkısını yeniden düzenleyip, yepyeni bir de klip çeken Mustafa Sandal, klipteki gri metalik saçlarıyla basında ilk kez POPSİ Dergisi'ne poz verdi. Musti, bu değişikliğin sebeplerini, bu rengi bulana kadar hemen hemen tüm saç renklerini denediğini, klip serüvenini, İzel konusundaki spekülasyonları, İngiltere macerasını ve yeni albümünü sadece POPSİ'ye anlattı. İşte Musti'nin röportajından kısa bir özet...
Bu yeni saç nereden çıktı?
- Klibin senaryosuna Erhan Ceyhan'la birlikte karar vermiştik. Görüntüler kafamızda oluşmaya başladıkça, beynimin bir köşesindeki o küçücük eksiklik yavaş yavaş büyümeye başladı. Şarkıyı söyleyen Mustafa Sandal'la klipte oynayan Mustafa arasında bir fark vardı ama ben bunu bir türlü anlatamıyordum. Tam dört gün düşündüm, nasıl olmalıydı da bir cinlik yapmalıydım. Bir anda şimşekler çakıverdi kafamda: ‘‘Tamam abi buldum, saçlar beyaz olacak; gri, metalik gri''. Hemen Zeki Doğulu'ya gelip aklımıza gelen bütün renkleri denedik; yeşili, kırmızıyı, maviyi... Dedim ki; ''Tamam bu!''.
Ya yeni albüm...
- Bir tanesi Hollanda'da tanıştığım bir besteciye ait. O da ülkesinde tanınmış ve çok sevilen bir besteci, aranjör, söz yazarı. Genç ve inanılmaz yetenekli. Ben ileride dünyanın bu adamın ismini tanıyacağından eminim. Onunla bir kardeş gibi kaynaştık. Onun Hollanda'da Marco adında bir sanatçıya verdiği bir şarkı var ve orada şu anda albümü 1.5 milyon sattı. Türkiye'de 10 milyon tiraj gibi.
Karizma mı show mu? Neydi Musti'yi farklı kılan?
- Şimdi bir konser verildiği zaman, bir Michael Jackson'ın bile -çok önemli hatalarından biridir- şeye çok önem verir; ışıklar, patlamalar, çatlamalar... Ama o anda ruh da olmalıdır. Herşey oradaki patlamalar değil. Eğer bir konserde insanların ruhunu ele geçiremiyorsan, onu yansıtamıyor ve hissettiremiyorsan, o zaman UFO bile indirsen izleyiciye ulaşamazsın. Çünkü konserin amacı çok daha farklı. Işık da olacak, görüntü de olacak ama her şey dozajında olmalı. Bir de insanlara dokunmak için yaptım ben bunu. Çünkü 200 metre uzaklıktaki bir adama nasıl dokunacaksın?! Öyle dokundum ben de. Şeklen olmasa da ruhlarına dokunmak istedim mecazi anlamda...