Recep Tayyip ErdoÄŸan ve Türklerin düÅŸüÅŸü

Güncelleme Tarihi:

Recep Tayyip Erdoğan ve Türklerin düşüşü
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 04, 2010 12:41

Aşağıdaki yazı, WSJ gazetesinin bugünkü sayısında Baş Yazı Editörü Robert L. Pollock imzasıyla yayımlanan makalenin geniş bir özetidir:

Haberin Devamı

Ä°srail özel kuvvetleri ve komandoları, Mavi Marmara'nın güvertesine çıkma giriÅŸimleri sırasında ÅŸiddetle karşılaÅŸtıklarına ÅŸaşırdılar. Oysa ÅŸaşırmamaları gerekiyordu. Gemideki Türk "barış aktivistlerinin" Ä°srailli askerlerin geliÅŸini Hitler'in SS'lerinin geliÅŸi gibi aldıklarına hiç şüphem yok.       Â

Türkiye'nin son yıllardaki gidiÅŸatını izlemek, bir ulusun deliliÄŸin pençesine düşmesini izlemeye dönüştü. Avrupa ile Asya arasındaki geçiÅŸ yolu üzerinde oturan 80 milyon civarı insan düşünün. Hint-Avrupa ailesine ait dilleri bilmiyor ve muhtemelen 100 binlercesinin de yabancı medyaya eriÅŸimi yok. Elde ettikleri bilgilerin çoÄŸunluÄŸu ya Ä°talyan komünistleri saÄŸcı gösteren laik medya ya da hükümet etkisi altındaki Ä°slamcı yayın organlarından alıyor. Â

Haberin Devamı

Mesela 2003 yılındaki tezkere reddedildiğinde biz burada "Türkiye'yi kim kaybetti" tartışması yapıyorduk. Ancak böyle bir tartışmanın Ankara ve İstanbul'da esamesi bile okunmuyordu. Aksine Türkler, Yahudilerin fiziki gücü olduğunu ima ettikleri ABD güçlerinin Irak'ta gerçekleştirdiği söylenen hayali katliamlarla ilgili hikayelerle besleniyordu.

Başbakan Erdoğan'ın her gün okuduğu Yeni Şafak gazetesi, Amerikalıların Fırat nehrine o kadar çok ceset atmışlar ki sonunda mollalar balık yemeyin fetvası vermek zorunda kaldığını yazdı.

Diğer yandan laik Hürriyet gazetesi, İsrail askerlerinin Musul'da Türk güvenlik görevlililerini öldürdüğünü öne sürerken, ABD'nin de insani yardım kisvesi altında Müslüman Endonezya'yı işgale başladığını yazdı.

Dönemin ABD Büyükelçisi Eric Edelman, 2004 yılındaki tsunaminin ABD'nin gerçekleştirdiği bir nükleer test yüzünden gerçekleşmediğini açıklamak için gazetecilerle bir telekonferans düzenlemek zorunda kaldı.

ABD VE Ä°SRAÄ°L KARÅžITLIÄžI
Erdoğan ve partisi, en başından beri Amerika ve İsrail nefretini kışkırtmaya oynuyor. İsrail-Mısır'ın Gazze'ye uyguladığı ablukayı kırmaya çalışan geminin Erdoğan'ın cesaretlendirmesi olmasa bile onayıyla gerçekleştiğine hiç kuşkum yok.

Erdoğan'ın Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin ABD, NATO ve AB gibi Batılı kanatla olan bağını gevşetip, Doğu'da kendi etki alanını yaratması gerektiği yönündeki felsefenin de mimarı. Bu nedenle Türkiye'nin İran'ın uranyum zenginleştirmesine yardımcı olacak anlaşmayı yapmış olması hiç de sürpriz değil.

Haberin Devamı

Ne yazık ki 2002 yılında Erdoğan'a kaybettiğinden bu yana Türkiye'de güvenilir bir muhalefet bulunmuyor. Atatürk'ten ilham alan CHP, liderini yeni değiştirdi.

TÜRKLER İKİ YÜZLÜ
Dahası Türkler, ayan beyan ortadaki iki yüzlülüklerini görmezden gelmeyi sürdürüyor. Türklere başka ülkelerin Kürt azınlığa destek için bir "yardım" konvoyu (Gazze filosuna benzer) ayarlasa ne düşüneceklerini sorsanız, size dövecek gibi bakarlar.

Türkiye'nin kör noktası Kürt sorunu, Türkiye'nin 1998 yılında neredeyse Kürt terörizmini desteklediği gerekçesiyle Suriye'yi işgal edeceğini düşününce daha da vurucu hale geliyor.

Başbakan Erdoğan, Gazze'deki Hamas yönetiminin meşruiyetini tanıyan ilk dünya liderlerinden biri oldu. Ve şimdi de Hamas'ın nezdinde İsrail'i provoke ettikten sonra tonunu daha da sertleştiriyor.

Haberin Devamı

TÃœRKÄ°YE DAHA NE KADAR ZARAR VERECEK?

Lütfen... Dünya liderleri, böyle durumlarda tansiyonu daha da artırmak yerine düşürmek için çalışmalılar. Hiçbir Amerikalı bu adamların gerçek niyetleri hakkındaki kandırmacaya kapılmamalı:

Bunlar, hem kendi ülkelerinin hem de Ortadoğu'nun genelinin en kötü unsurlarına hitap eden demogoji uzmanları.

"Türkiye'yi daha doğrusu Batı yanlısı Türkiye'yi kim kaybetti" sorusunun yanıtı çok açık, Türkler bunu kendileri yaptı. Şimdi ortaya çıkan soru da Türklerin önümüzdeki dönemde bölge barışına daha ne kadar zarar verecekleri.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!