PKK faturası, asker ve AB'ye çıkarılamaz

Bir yandan, Kürtçülerin akılsızca tutumlarıyla artan terör olayları, öte yandan toplumun giderek sertleşen öfkesi ve bu durumdan yararlanmaya çalışan aşırı milliyetçiler. Hükümet inisiyatif almazsa, bu tırmanış bizi çok yanlış yerlere götürür.

Haberin Devamı

Son haftalarda yaşanan gelişmelere bakarsak, önemli bazı saptamalar yapabiliriz.

 

  1. PKK RİSKLİ BİR OYUN OYNUYOR:

 

Aslında, 1980-1990’lı yıllardaki eylemlerle karşyılaştırıldığı taktirde, bugünkü olaylar çocuk oyuncağı gibi kalır, ancak ateş düştüğü yeri yakıyor. PKK, çok riskli bir strateji uyguluyor. Uzaktan kumandalı bombalarla, vurup kaçıyor. Verilmek istenen mesaj, Genel Af çıkarılmadığı sürece kan akıtılacağı şeklinde. Türkiye’nin AB’ye giden yolunun, PKK’nın tatmin edilmesinden geçtiğine inanan örgüt,3 Ekim müzakereleri öncesinde Ankara’ya baskı yapıyor. Bu şekilde, Türkiye’nin sertleşmesini, eskisi gibi üstüne yürümesini ve AB’nin imdada koşmasını bekliyor. Eğer Ankara akıllı davranır, genel Kürt sorunu ilePKK’yı birbirinden ayıracak birpolitika uygular, yani Kürt kökenli vatandaşların aş-iş-yaşam beklentilerini karşılarken, PKK’nın üstünegiderse,örgüt’ünbu politikası çöker. Ankara , inisiyatifialmazsa, karmaşa yaygınlaşabilir.

Haberin Devamı

 

  1. TOPLUMUN ÖFKESİ ARTIYOR:

 

Mayın olayları belki eskiye oranla çok düşük düzeyde ancaksinek küçük ama miğde bulandırıyor. Dikkat edecek olursanız, toplumdaki öfke beklentilerin ötesinde sert. Yıllar boyunca barış içinde yaşamaya alışmış, terör kurbanlarının cenazelerini sinesine gömmüş olan toplum, şimdi eskiye dönme olasılığının tepkisini veriyor. Sokaktaki vatandaşta öfkeli. Kürt kökenli vatandaşları rahat ettirebilmek için çıkartılan reform paketlerine rağmen, PKK’nın terörü sürdürmesi, “demek ki bunlar reform değil, dayak istiyorlarmış” şeklinde algılanıyor.

 

  1. HÜKÜMETE VE ASKERE TEPKİ:

 

İşte bu ortam içinde, yavaş yavaş yaygınlaşan yeni bir gelişme daha var. O da, Hükümet’e veAsker’e karşı verilen tepki. Eskiden böyle bir durumla karşılaşılmazdı. Sivil hükümetler PKK terörüyle mücadeleyiAskere ihale ederler, Asker’de sürekli destek görürdü. Şimdi dikkat ediyorum, cenazelerde acılı aileler açıkça hem hükümet üyelerini,hem de Askeri eleştiriyor. Terörü durduramamalarından dolayı hepsini suçluyor.

Haberin Devamı

 

Bir de aşırı milliyetçi kesim var ki, bir süredir medya’daki sözcüleri aracılığı ile Askeri açıkçaeleştiriyorlar. Genelkurmay Başkanına “Bu hükümet yetkilerinizi tırpanlarken neredeydiniz?”sorusunu yöneltiyorlar.Askeri en duyarlı oldukları bir noktadanvuruyor, tahrik ediyor. Sivil hükümete sert çıkması için baskı yapıyor.Asker, göz göre göre bir iç politika hesaplaşmasının içine itiliyor. Hükümet ise, henüz vizyonu olan genel bir politika açıklamıyor. İnisiyatifi ele alabilmiş değil.

 

GİZLİ HEDEF: AB VE HÜKÜMETİ YIPRATMAK

 

Benim görebildiğim kadarıyla, oyun içinde oyun oynanıyor.

 

Bir yanda, PKK’ya karşı nasıl bir mücadele yapılacağı, yetkinin kime verilmesi gerektiğinin kararsızlığı yaşanıyor. Öte yanda, hükümete karşı muhalefette bu kargaşanın içinde yer alıyor.

Haberin Devamı

 

Tartışmanın diğer bir hedefi de, Avrupa Birliği.

 

Bazı yazarlar, PKK terörünü AB uyum yasalarına bağlıyor ve “bırakalım AB’yi, yine eskiye dönelim” çağrısı yapıyorlar. Amaç, 3 Ekim öncesinde AB ile gerilimi arttırmak. Faturayı AB’ye çıkartmak.

 

Oysa asıl sorun, genel bir politikasızlıktankaynaklanıyor.

 

Fatura ne Asker’e, ne de AB’ye çıkarılabilir.

 

Beklenmesi gereken, hükümetin çok boyutlubir yaklaşım ortaya koyması, Askeriyle, Sivil Toplum Örgütleriyle koordineli bir hareket başlatmasıdır.

 

Başbakan, Cuma günü Diyarbakır’a gidiyor. Yapacağı konuşma bu açıdan son derece önemli. Erdoğan yeni bir yaklaşım, yeni bir politika ile inisiyatifi ele alabilirse, karmaşa bir oranda yatışır, ancakyine de bitmez. Zira Kürt sorunu daha çok uzun yıllar içimizde yaşayacak. Önemli olan, PKK’yı cezalandırırken, ana soruna çözüm üretmektir.

Yazarın Tüm Yazıları