Piyasaların tepkisi olumluydu ama...

Erdal SAĞLAM
Haberin Devamı

Piyasalar oluşturulan yeni ekonomi yönetimine güveniyor.

Hükümetin gelir gelmez yaptığı şok zamlara rağmen, piyasaların fazla karışmaması bu güvenin en iyi kanıtı oldu.

Ancak mevcut yönetimin şu gerçeği gözardı etmemesi gerekiyor:

- Refahyol'un ardından kim gelirse gelsin olumlu bir beklenti doğacaktı. Bu yönetimin, ‘‘sadece Refahyol'dan sonra gelen bir yönetim olmadığını’’, ‘‘gerçekten farklı olduğunu’’ kanıtlaması gerekecek.

Şok zamlar öncesi teknisyenlerde, kurlara ilişkin şu görüş hakimdi:

- İlk yarıda enflasyon yüzde 36, sepetteki kur artışı yüzde 30 oldu. Aradaki farkı, yazın 2-3'lük enflasyona karşın, kur artışlarını yine yüzde 4,5 gibi sürdürerek, sonbahara kapatırız. Böylece ödemeler dengesi açısından bir sorun yaşanmadan bu yılı atlatırız.

Bir kaç deneyimli bürokratla, akaryakıt zammının yapıldığı gün tartıştığımızda ise şöyle bir yorum ortaya çıkıyordu:

- Böyle şok zamlar devalüasyonun ardına gizlenirdi. Şimdi tek başına şok zamlar, dış fiyatlarda büyük bir handikap yaratacak, dolayısıyla cari açık açısından sorun doğabilir. Açık pozisyona sahip bankalar, enflasyondaki artışa paralel gidecek diye dövize yüklenirse, rezerv iyi döviz satıp önlenebilir ama, bu kez de faizleri epey yükseltmek gerekir.

Bürokratlar zammın ertesi gün yapılan Hazine ihalesindeki faizlerin bu nedenle yüzde 115'lere kadar çıkabileceğini tahmin ediyorlardı.

Ancak beklenen olmadı ve faizler bu beklentinin tersine yüzde 104'lere kadar indi. Hem de, epeyce yüklü kağıt satılarak...

Bu durum bütün bürokratların aynı yorumu yapmalarına neden oldu:

- Pes doğrusu. Bu faiz piyasalarda yeni Hükümete olan güvenin ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor. Tabii bir de ekonomik gidişatta, beklentilerin ne kadar yüksek rol oynadığını da...

NE YAPACAKLAR?

Şimdiye kadar işler iyi gitti sayılır da, bundan sonra ne olacak?

Bir yetkili bundan sonra kurda olması gereken için şöyle diyor:

- Merkez Bankası'nın dövize hücumu önlemesi için bir süre daha kur artışını yüzde 4,5 civarında sürdürmesi ve kararlı olduğunu göstermesi gerekecek. Bunu yaparken faizde artış olacak kompleksine kapılmamalı.

Yalnız ekonomi bürokratlarının son günlerdeki eğilimlere bakarak korktukları bir şey var, o da; harcamaların epeyce açılması.

Yüzde 35'lik zamla birlikte aylık maaş ödemeleri 150 trilyonu aşıyor. Son haftada müteahhitlere, çiftçilere derken, maaşların hemen hemen yarısı kadar bir miktar da piyasalara verildi. Yani harcama 250 trilyona yaklaştı.

Bu gidişattan korkan bürokratlar, gidişatın durdurulması konusunda Hazine Müsteşarlığı'na atanan Mahfi Eğilmez'e güveniyorlar. Eğilmez'in harcamaları disipline etmesini, belirli bir program koymasını bekliyorlar.

İçinde bulunulan durum için şöyle bir özet yapılabilir:

- Piyasaların niyeti iyi de kafaları hala karışık.

Gerçekten de piyasalar önümüzdeki dönemde ne olacağını henüz göremiyor.

Bu nedenle en geç 2-3 hafta içerisinde ekonomi yönetiminin stratejisini belirleyip, piyasalara,‘‘ ne yapacağının sinyalleri’’ni vermesi gerekiyor.

Harcamaların son bir haftadaki gibi sürmesi halinde, kur artışları, yüksek çıkacak enflasyonun altında daha fazla tutulamayacak.

Gerçi bazı iktisatçılar da kur artışlarının, cari açığa bir süre katlanılıp, enflasyonun altında sürdürülebileceğini söylüyor...

Kısacası; piyasalar ekonomi yönetimine güveniyor, bundan sonra da güveni sürdürmek istiyor ama ne yapılacağının belli olmasını bekliyorlar.

Yazarın Tüm Yazıları