Pınar Selek

PINAR SELEK’i çok eskilerden beri Kürt meselesi, kadın hakları, çocuklar ve akla gelebilecek her türlü eşitsizliğe karşı mücadele eden bir kadın olarak tanıyorum.

Haberin Devamı

Mısır Çarşısı davasının bitmek bilmeyen ağırlığına rağmen gözlerinin içi gülen, hayatın ipine kuvvetle asılan bir kadın.

Ama bu son nokta fazla geldi. Hepimize fazla geldi.Â

Bu ülkede kötü giden işlere karşı çıkmanın, eşitlik istemenin, yoksulluğa baş kaldırmanın bedeli bu kadar ağır mı olacak?

1998 yılında Mısır Çarşısı’ndaki patlamayla ilgili olarak iki buçuk yıl hapis yattıktan sonra serbest kalan Pınar Selek, o günden beri mahkemelerin çeşitli kademelerinin verdiği beraat ve bozma kararları arasında gidip geliyor.

Bomba mı yoksa LPG gazı mı, neden kaynaklandığı belli olmayan bir patlama nedeniyle ömür boyu hapis cezası tehdidinden bir türlü kurtulamayan bir insanın uğradığı manevi zararı hangi devlet karşılayabilir?

Manevi zararların telafisi olabilir mi?

Ama telafi edilemeyen zararların bedeli vardır. Adaletsizlik duygusu içine yuvalanan toplum, güvensizlikler çukurunda o bedeli ağır biçimde öder.

* * *

Haberin Devamı

Â
BUGÜN Dünya Kadınlar Günü. Hayatın çarkları arasında, kadınlık rolünün yüklediği durum nedeniyle iki kez ezilen insanların günü.
Bugün bir kadının, Pınar Selek’in on iki yıldan beri yaşadığı kâbusa sizi de ortak etmek ve kadın hakları konusunda en fazla çaba gösterenlerden biri olduğu için bugün onun yanında olmak istiyorum.

Pınar Selek, iki buçuk yıl hapis yattıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Dava 2006 yılına kadar sürdü. Pınar, sekiz yıl müebbet hapis cezası ihtimaline rağmen durmadı, yılmadı çalışmaya devam etti, toplantılar düzenledi, dergi çıkardı, her yere yetişti. Mahkeme 2006 yılında beraatle sonuçlandı.  Dava Yargıtay’a gitti, bozuldu, İstanbul’da mahkeme yeniden başladı. İkinci kez patlamanın bombadan kaynaklanmadığına ilişkin uzman raporları bulunması nedeniyle beraatle sonuçlandı. Yıl 2008 idi. Yine Yargıtay’a gitti, Yargıtay’ın çeşitli daireleri arasında farklı görüşler ortaya kondu, bir dairenin dediğini diğeri bozdu.

* * *


SONUÇ? Bir ay önce davanın yeniden İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildi. Bu kez Pınar Selek, daha önce zaman aşımına uğradığı için beraat ettiği örgüte yataklık suçundan değil, üyelik suçundan yargılanacak.

Çoook uzun 12 yılın çok kısa özeti işte böyle.

Pınar’ın yaşamını Araf’ta sonu belirsiz bir yolculuğa dönüştüren bu durumu kabul etmek mümkün mü?

Kabul etmiyorsak kime derdimizi anlatacağız? Bu ülkede İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru, yargı sürecinin olağan bir parçası haline geldiyse eğer, bunun nedenini ele almak zorunda değil miyiz?

Buradan yargı reformuna bağlamak istemiyorum.

Ä°nsan ile ilgili bir soruna, katılımcı bir çözüm bulmak zorunda olduÄŸumuzu hatırlatmak istiyorum. Â

Adaleti, cezalandırma, yoksunlaştırma, intikam alma, haddini bildirme mekanizması olarak yaşayan toplumların, iç barışın ön koşulu olan demokrasi ölçüsünü tutturabilmelerinin mümkün olamayacağını hatırlatmak istiyorum. 

Yazarın Tüm Yazıları