Petrol bulutları gürlemeye başladı

GENEL seçimlere az bir zaman kaldı. Güzel ve yalnız ülkemin ufkunda ara sıra beliren, yağmasa da gürleyen petrol bulutları yine dolaşmaya başladı.

Haberin Devamı

Güngör Uras’ ın köşesinde okudum. Karadeniz’de petrol arayan “azdelen” matkap başarısız olmuş. Yerine “uzdelen” bir matkap gelecekmiş. Hepimizin içini ferahlatan “petrol bulundu” veya bulunacak haberlerini veren yüksek ilim sahibi ilgililere teşekkür borçluyuz. Pek tabii petrol öyle ucuza aranan ve bulunan bir nesne değildir. Devlet de kesenin ağzını açmalıdır yani. Eğer ülkemizde öyle kolayca bulunacak petrol rezervleri olsaydı onu “baba petrolcüler” de bulurdu. Ama biz zoru başarmalı, petrolümüzü yerin yedi kat dibinde bile olsa, kendimiz bulup çıkarmalıyız. Hayırlı olsun.  

* * *

2010 yılında Türkiye, petrol ve doğal gaz ithalatı için yaklaşık 36 milyar dolar para harcamış. Bu, tüm ihracat gelirimizin % 31’ne denk geliyor. Bizim “sıcak para gelmezse Türk ekonomisi batar” tezine abone iktisatçılarımız şöyle konuşur: Görüldüğü gibi Türkiye, kendi petrolünü kendi çıkarsa, 50 milyar dolara giden cari açığı, kendiliğinden şıp diye 14 milyara düşer. Demek ki, para, faiz ve vergi politikalamızda bir yanlışlık yok. Sadece petrolümüz olmadığı için kısmetsiziz. Ne ilginçtir; dünyanın cari fazla şampiyonu ülkelerinden Çin’in, Japonya’nın, Almanya’nın, İsviçre’nin ya hiç petrolü yoktur ya da olanı kendine yeterli değildir. O zaman cevap: Onlar başka!

* * *

“Aman petrol, canım petrol” diye şarkı sözü yazan bir neslin çocuklarıyız. Bizim petrol aşkımız derin bir yaradır. Dünya petrol rezervlerinin % 60’ının bulunduğu bir coğrafyada, tam öyle olmasa da bir zamanlar egemendik. Biz yanmıyalım da kimler yansın. Lakin petrolü olan Irak öyle bir yandı ki...

* * *

Petrolle ilgili en gayri iktisadi çözüm veya tipik bir “Zihni Sinir Projesi” bundan bir süre önce Venezuela’yı ziyaret eden resmi heyetimizden gelmişti. “Toplu konut/ucuz petrol” takası. Bir iktisat yorumcusu olarak, bu projeyi eleştirmek bile saçmalamak için yeterli bir sebeptir. Dikkatinizi çekmek isterim. Burada saçmalayan ben oluyorum. Proje sahipleri değil. Bir defa petrol, Venezuela’nın dünya fiyatlarında satmakta zorlandığı bir ürün değil. Parayı veren petrolü alır. Alım fiyatına taşıma bedeli eklenir kapıya teslim fiyat bulunur. Takasa ne gerek var? Sonra ucuz tek taraflı olmaz. Takas, takastır. Gelelim ucuz toplu konut inşaatına. Bizim TOKİ (Toplu Konut İdaresi) ucuz inşaat konusunda patent sahibi bir mühendislik firması değildir. Hatta müteahhit de değildir. TOKİ Türkiye’de başarılı işler yapan “idari, mali, hukuki ve ticari işlerle uğraşan” imtiyazlı bir kamu ihale kuruluşudur. Ne takas edilecektir? Venezuela’ya ucuz işçi mi yollayacağız?
Son Söz: Yiyen varsa, pişiren de olur.

 

Yazarın Tüm Yazıları