Artık endişelenmek için daha çok nedenimiz var

Bu haftaya kadar belki Türkiye'deki birçok insan Kenya'nın haritada yerini bile gösteremeyecek durumdaydı.Ne var ki, Cumartesi günü başlayan ve dört gün süren silahlı baskın ve bu saldırıda bir de Türkiye kökenli Hollandalı bir kadının ölmesi Kenya'yı hızla Türkiye'nin radarına soktu.

Haberin Devamı

Kenya, Türkiye'nin gündeminden girdi girmesine ama aynı hızla da çıkıverdi.

Oysa, pek derinlemesine incelenmedi, ancak bu saldırı bizi de çok yakından ilgilendiren ciddi sonuçlar doğurmaya gebe.

Öncelikle, dört gün süren rehine krizinin bilançosuna bakmak gerek:

Resmi rakamlara göre, beşi terörist, altısı asker 72 kişi hayatını kaybetti.

Kızılhaç, 61 kişinin kayıp olduğunu duyurdu. Saldırıyı gerçekleştiren El Kaide bağlantılı El Şebab, dört günlük baskında 172 rehineyi öldürdüklerini açıkladı ancak bu açıklama bağımsız bir kaynaktan halen teyit edilebilmiş değil.



GERÇEK BİLANÇO ZAMAN ALACAK


Baskın sona erdi, Başkent Nairobi'nin en önemli sosyal yaşam alanlarından Westgate Alışveriş Merkezi'nden geriye koca bir enkaz kaldı.

Şimdi bu enkaz inceleniyor. İçinde hem rehinelerin cesetleri teröristlerin cesetleri hem de olayla ilgili ipuçları aranıyor.

Haberin Devamı

Sonuçların birkaç hafta, hatta ay sürebileceği söyleniyor. Yani, hiçbir şey bitmiş değil... Bu korkunç olayın gerçek bilançosunun ortaya çıkması zaman alacak.

Yani, sıradan olmayan, çok planlı ve azami hasar ve kaybı vermeyi amaçlayan bir saldırı söz konusu...



ABD'DEN BÜYÜK DESTEK


Bu büyük saldırının boyutlarını ortaya çıkarmak, perde arkasını aydınlatmak için Batılılar da işin içinde aktif rol oynuyor.

Üstelik silahlı saldırının başladığı andan itibaren önce çevre güvenliğini sağlama, ardından rehineleri kurtarma, şimdi de enkaz kaldırma çalışmalarında İsrail, ABD, İngiltere ve Almanya destek veriyor.

Hatta New York Times, rehine krizi sürerken 20 FBI ajanının Kenyalılara destek vermek için Nairobi'de olduğunu yazdı.

Yine New York Times'a göre, krizin bitmesinin ardından FBI ajanlarının yanı sıra New York Ortak Terörizm Görev Gücü kapsamında oluşturulan bir ekip de Nairobi'ye doğru yola çıktı.

Ayrıca, ABD'den DNA, parmak izi ve diğer biyometrik bilgileri toplamak, kamera görüntülerini analiz etmek, silahları incelemek, fotoğraf makinesi ve bilgisayar gibi elektronik cihazlardaki verileri çıkarmak için özel bir ekip de Kenya'nın yolunu tutuyor.

Haberin Devamı



NEDİR BU İLGİNİN NEDENİ


O zaman akıllara, ABD'nin ve diğer Batılı ülkelerin Kenya'ya neden bu kadar ilgi gösterdiği sorusu geliyor...

Bu sorunun yanıtı çok çetrefilli ve çok boyutlu...

Öncelikle, Kenya, Batılı şirketlerin kendilerine Afrika merkezlerini kurmak için seçtikleri yerlerin başında geliyor.

Dolayısıyla burada çok sayıda "expat" yani, yabancı yaşıyor.

Bugüne kadar Afrika'da en istikrarlı ve güvenli yerlerden biri olarak bilinen Kenya, Batılı turistlerin de ilgi gösterdiği bir yer.



EL ŞEBAB BATILILARI DA TOPLUYOR


İkinci olarak, her ne kadar henüz teyit edilmemiş olsa da, saldırganlar arasında İngiltere ve ABD vatandaşlarının olduğu iddiası mevcut.

Haberin Devamı

Saldırganlar arasında bulunup bulunmamalarından bağımsız olarak, özellikle el Şebab'ın yaklaşık 20 ABD'li militanının olduğu tahmin ediliyor.

Bu kişilerin, ABD pasaportlarını kullanarak, ülkeye giriş yapıp bir terör eylemi gerçekleştirmeleri özellikle bu olayla birlikte daha yüksek sesle dile getirilen bir senaryo...

Tüm bunlar özünde haklı gerekçeler... Batılıların Kenya ilgisini "ulusal güvenlik" veya "kendi vatandaşlarının güvenliği" kaygıları çerçevesinde açıklıyor.

Ancak işin bir boyutu daha var ki, işte o bizi de ilgilendiriyor:

Stratejik nedenler...



MESELE: AFRİKA BOYNUZU


Kenya, Afrika'nın batısında, Afrika Boynuzu olarak bilinen bölgenin hemen güneyinde yer alıyor.

Haberin Devamı

Afrika Boynuzu, Etiyopya, Somali, Eritre ve Cibuti'yi içine alan ve Afrika'nın doğu bölümünün Arap Yarımadası'nı çevreleyen kısmını kapsıyor.

Yani bir yandan Kızıldeniz gibi stratejik bir geçiş yolunun Arap Denizi ve Hint Okyanusu'na açıldığı noktada bulunuyor, diğer yandan da Afrika ile Arap Yarımadası'nın güneyde birbirine en yaklaştığı noktayı temsil ediyor.

Konum olarak dünyanın en stratejik noktalarından birisi...

Buradaki ülkeler, siyasi ve toplumsal olarak istikrarsız. Aşırı İslamcı gruplar cirit atıyor.



BATI'NIN CANINI HEP YAKTI


Bu nedenle de Arap Yarımadası'nda başta Yemen olmak üzere El Kaide gibi örgütlerin Afrika'ya geçiş noktasını oluşturuyor.

Haberin Devamı

Bununla birlikte, Batılıların da bulaştıklarında canlarının çok yandığı bir yer.

İki örnek bu durumu açıklamak için yeterli:

1993 yılında Somali'ye müdahale eden ABD askerleri ağır kayıplar vermiş, cesetleri yerlerde sürüklenmişti.

1998'de El Kaide Kenya ve Tanzanya'daki ABD büyükelçiliklerine bombalı saldırı düzenlemiş ve yüzlerce kişiyi öldürmüştü.

Bu nedenle Kenya önemli bir ülke. Batı'nın Afrika Boynuzu'ndaki aşırı hareketleri kontrol altına alma çabalarında kilit öneme sahip.

Kenya, 2011 yılında Kenya, El Şebab'ın ulusal güvenlik tehdidi yarattığı gerekçesiyle Somali'nin bir bölümünü işgal etti.

Düzenlediği askeri operasyonlar, Westgate saldırısına kadar da başarılı oldu.



TÜRKİYE DE AKTİF, TÜRKİYE DE HEDEF


Şimdi bu saldırı geldi... Esasen, El Şebab'ın kendi hareket alanına tehdit gördüğü ülkeleri hedef alması yeni değil.

Türkiye de bu ülkelerin içinde başı çekiyor. Somali, Sudan, Tanzanya gibi Afrika bölgelerinde insani yardımlarla "yumuşak gücünü" ortaya koyan Türkiye de sık sık bu örgütlerin hedefi oluyor.

Son olarak Temmuz'da düzenlenen intihar saldırısında bir polis memuru hayatını kaybetti.

Şimdi, El Şebab'ın da hareket ve operasyon alanını genişlettiği, yeteneklerini artırdığı görülüyor.

Dolayısıyla bir zamanlar yerel ve ufak çaplı bir örgüt gözüyle bakılan El Şebab, çok daha tehlikeli bir örgüt olmaya doğru evriliyor.

Yani, bu olayla birlikte El Şebab "rüştünü ispat etmiş" oldu.



AŞIRI İSLAMCI HAREKET BÜYÜYOR


Kenya'da yaşananları, bir noktada Afganistan'da, Suriye'de yaşananlardan bağımsız düşünmek mümkün değil.

Kenya'da rehine krizi yaşanırken, Suriye'de muhalifler gruplar, "Şeriat çatısı altında" birleşeceklerini ilan ettiler.

Suriye'deki iç savaş da artık "Esad'lı mı, Esad'sız mı, tartışmalarının ötesine geçerek, yükselen radikal İslamcı örgütler sorununun yarattığı kaygıların eksenine oturmaya başladı.

Zira bugün, Afganistan'dan Irak'a, Suriye'den Yemen'e, Kenya'dan Mali'ye aynı bayrak dalgalanıyor.

Bu, adına kısaca El Kaide denen, şeriatı savunan Sünniler dışındaki herkesi düşman belleyen, düşmanlarının kafasını kesmekten, ciğerlerini yemekten imtina etmeyen, cihad için her şeyi göze alan ve sürekli etki alanını genişleten örgütlerin bayrağı...

Sanırım Kenya olaylarıyla birlikte sadece ABD ya da Batılıların değil, hepimizin ciddi anlamda endişelenmek için önemli bir nedeni var, artık...

Yazarın son yazıları


#20 Eylül 2013 New York'un bu yılki yıldızı kim olacak?
#13 Eylül 2013 İstanbul'da en erken 2032'de görüşmek üzere...
#06 Eylül 2013 Bu adamla birlikte savaşa girilir mi?
#30 Ağustos 2013 Bak seni böyle vuracağım,haberin olsun!
#16 Ağustos 2013 Arapların gözünden pilotların kaçırılması



YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN >>

Yazarın Tüm Yazıları