Parlamenter sistem

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Bugün topluma yeni bir faydam daha dokunacak.

9 Ocak tarihi itibariyle son günlerde büyük yara aldığı söylenen parlamentoya gereken saygınlığını tekrar kazandıracağım.

Bunun için yapacağınız tek şey önerilerimi harfiyen yerine getirmektir.

***

Biliyorsunuz İngiliz parlamentosunda adamcağızların oturacak koltukları filan yok.

Utanmasalar iki sandık arasına bir tahta atıp, parlamenterlerini orada oturtacaklar.

Şimdiki oturma sistemi de aslında sandık arası tahtadan pek rahat değil.

Zaten kişiye ait yer de yok. Beşiktaş dolmuşları gibi önce gelen yer kapıyor.

Yer olmadığı halde ille de gelmek isteyenler ise sıkış sıkış ayakta izliyorlar parlamentodaki tartışmaları.

Oraya ‘‘Avam’’ adı takılmış olması da bu yüzdendir, bunu da unutmayın.

Türkiye'nin güçlü teknik kadroları 3 aydır üzerinde çalıştıkları uydu ayarlamasını bir gün elbet yapmayı başaracak ve inşallah BBC'yi tekrar izleyeceğiz.

O zaman göreceksiniz ki İngiliz parlamenterler Avam Kamarası'nda sık sık ayağa fırlayacaklar.

Bugünkü yazımı okumayan bedbaht insanlar bunu İngiliz parlamenterlerin tartışma heyecanına bağlayacaklardır.

Oysa artık biz biliyoruz ki bu parlamenterler oturdukları yerin rahatsızlığından dolayı popoları tutulduğundan sık sık ayağa kalkarak gerinmektedirler.

***

Olaya İngiltere'yi örnek vererek girdim ve öyle devam edeceğim. Çünkü biliyorsunuz ki İngiltere demokrasinin beşiğidir ve ben de klişe kavramlar kullanmayı son derece seven bir insanım.

İngiliz parlamentosunun bir diğer özelliği de muhalefet ile iktidar milletvekillerinin birbirlerini isteseler boğacak kadar yakın oturmalarına rağmen, bunu katiyen yapmamalarıdır.

İki grup arasındaki uzaklık birbirine ancak değen iki kılıç uzunluğudur.

Eskiden kılıçlarıyla meclise gelen silahşörler birbirlerine ana avrat küfür de etseler kılıçlarını sadece dokundururlar, katiyen birbirlerine saplamazlarmış.

Tabii bu, bizim gibi iktidarda kalabilmek için kardeş, anne, baba, amca ve hatta onların yakın akrabalarını da boğdurtmakta sakınca görmeyen imparatorların torunları tarafından zor anlaşılan bir gelenektir.

Yanlışlıkla bir Osmanlı hükümdarı İngiliz parlamentosuna girse, karşı tarafta kendisini eleştiren bir biçare gördüğü an çizgi filan anlamaz, anında karşıya geçip adamın kafasını keserdi.

Açıkça söylemek gerekirse bu bizimkinin tavrı bana daha hoş gelmekte, ama bu da doğal; sonuçta ben de Türk'üm ne de olsa.

***

Bu kadar teori yeter.

İngiliz örneğinden çıkaracağımız ilk ders parlamentomuzda mutlaka milletvekili sayısından az koltuk bulundurulmasıdır.

Koltuk sayısı az tutulursa hem her oturum kalabalık gözükür, hem de ayakta durmaktan hoşlanacaklarını hiç tahmin etmediğim bizimkiler de koşa koşa erkenden Meclis'e gelirler.

Tabii bu sistemde var olan koltuklar kıymete binecektir.

İsterseniz güve tarafından yenilmiş koltuk kullanın parlamentoda, sayısı az olduğu için herkes onları çok sevecek ve böylece yeni koltuk alınmasına da gerek kalmayacaktır.

***

İkinci önerim ise şöyle:

Madem İngiliz parlamentosunda iktidar ile muhalefet iki kılıç arası mesafede birbirlerine bakıyorlar.

O zaman bizimkilerin arasına da bir kurşun atımı mesafe koyalım.

Hatta Türk Standartları Enstitüsü bunun standardını uzun menzilli silaha göre koysun.

Bu kabul edildiği takdirde doğacak avantajlar da aşağıdaki gibidir:

1- İktidar ve muhalefet milletvekillerinin oturma düzenleri arasında en az iki kilometre mesafe olacaktır. Bu durumda Meclis'te stres tamamen azalacaktır bu kesin. Hatta kavga bile çıkamayacaktır. Birbirlerini görmedikleri için herkes mutlu bir şekilde ve Anayasa'ya tam uygun olarak yasama görevini yapacaktır.

2- Bu sistemin asıl çok daha önemli ve hayırlı yanı Kamer Genç'in bir daha parlamento oturumunu yönetemeyecek olmasıdır. Oturum yönetemeyeceği için televizyona da çıkamayacak ve böylece de ben onu ne görmek, ne de işitmek zorunda kalacağım.

Zaten onu işitsem de dediklerinden tek kelime bile anlamıyorum.

Dolayısıyla bu sistemle Türkiye'de herkes mutlu olacak ve parlamento gerçek saygınlığına kavuşacaktır.



Yazarın Tüm Yazıları