Özer'den tık yok!

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Eski başbakan kocası Özer Uçuran Çiller, Refah Partisi'nin uğruna ‘‘cihat çağrıları’’ yapılan televizyonu Kanal-7'de birbiri ardına yalanlar sıraladı. Biz bunları elbette yutmadık. Nasıl yalan söylediğini belgelerle tek tek kanıtladık.

Ancak bu şahıs o kadar çok yalan söylüyor ki, hepsine yanıt vermek gerçekten mümkün olmuyor.

Burada bir parantez açıyorum.

Bazı kimseler diyor ki, ‘‘Yazılarında Tansu-Özer ikilisinden daha önemli konulara da girsen’’...

Bu eleştiriler bize zaman zaman gelir. Aynı olayı Turgut Özal döneminde de yaşardım. Onlara bindirdikçe, o dönemdeki hırsızlık ve yolsuzlukları, utanç verici gerçekleri yazdıkça, Semra, Ahmet, Zeynep, Efe, Korkut gibi hanedan bireylerinin nasıl zengin olduğunu açıkladıkça birileri bağırırdı:

‘‘Bal tutan parmağını yalar yav!.. Başka konu mu kalmadı memlekette...’’

Bazıları iyice cıvıklaşırdı:

‘‘Bırak yesinler be abicim. Devlet malı deniz, yemeyen domuz...’’

‘‘İş bilenin, kılıç kuşananın be abi...’’

Biz bu kepazeliklerle yıllarca uğraştık. Bıkmadan, usanmadan yazdık.

Aynı şeyi şimdi Tansu-Özer ikilisi için yapıyoruz, yapacağız.

Bunlar sıradan insanlar değil. Türkiye'yi -maalesef- yönetmişler.

Bunlara önem vermek, karanlık servetlerini, yalanlarını ortaya çıkarmakla görevliyiz.

Gazetecilik budur.

Gazetecilik birilerine yağ çekmek, onlara övgüler düzmek, haklı davalarda taraf olmaktan kaçmak değildir.

Kendine güvenen babayiğit gazeteci, inandığı konunun üzerine gider.

* * *

Sevgili okuyucularım, Uçuran Çiller Ailesi, Özer'in İstanbul Bankası Genel Müdürü olduğu 1981 yılında zenginleşiyor. Özer, müşterilerine kredi verip karşılığında avanta ve komisyon alıyor. Bunları belgeledim. Sadece kem küm ediyor, hepsi o kadar!

Özer uyanık adam. Bankanın sahibi olan Hasoğlu Ailesi'yle ortak şirketler kuruyorlar. Kendi şirketlerine bankadan bugünkü değerlerle trilyonlara varan kredileri kendi imzalarıyla hortumluyorlar.

Sonra banka batıyor ve bütün bu pisliği devlet ödüyor. Evet, devlet ödüyor.

Bakınız, Özer'in BMT isimli bir şirketi vardı. Şirket o dönemde Libya'da Kaddafi'den inşaat işi alıyor. Banka buna milyonlarca dolar tutarında teminat mektubu veriyor. Avanslar alınıyor, paralar yurtdışına transfer ediliyor. Kısa süre sonra şirket ‘‘batıyor’’.

Bu dosyalar halen İstanbul İcra İflas Masası'nda kuzu gibi yatıyor. Ziraat Bankası ve Emlakbank'a büyük borç var. Bu iki banka da devlete ait.

Şimdi burada yetkilileri uyarıyorum. Bu iki devlet bankasının alacaklı olduğu icra iflas dosyaları hangi aşamada?

Özer'den, onun sahibi olduğu BMT isimli şirketten, sadece bu konuda devletin kaç milyon dolar alacağı var?

Bu dosyalar niçin yıllardan beri uyutuluyor?

Ziraat ve Emlakbank'tan sorumlu hükümet üyeleri, şu dosyalara -zahmet olacak ama- bir el atsınlar, bakın ortaya ne büyük rezalet ve ne büyük bir pislik çıkacak...

Çünkü Tansu-Özer ikilisi, bu şirket kanalıyla korkunç paralar kazandılar. Servetin kaynağında İstanbul Bankası ile BMT var.

* * *

Televizyona çıkmış, Tansu ile birlikte kurdukları ‘‘Bizim Vadi’’ isimli kooperatifin davalarından beraat ettiğini, Yargıtay'ın da bu kararı onayladığını söylüyor. Hiç sıkılmadan bir yalan daha savuruyor.

Hayır efendim, Yargıtay bu kararı bozdu. Dava İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde devam ediyor.

19 Kasım günü saat 14.30'da duruşma var!

Bu kooperatife üye olan ortaklar, Özer aleyhine kendilerini dolandırdığı iddiasıyla dava açmışlardı. Bilirkişi raporları, ortada dolandırıcılık olayı olduğunu vurguluyordu. Savcılık dava açmıştı.

Bütün bu gelişmeler sonrasında Tansu başbakan oldu ve bunların bütün mahkeme dosyalarına adeta ‘‘sihirli bir el’’ değdi!..

Ve İstanbul Bankası dosyaları zamanaşımına uğratılırken, diğerlerinde bunlar paçayı sıyırdı. Fakat davalar Yargıtay'dan döndü.

Bundan sonra olacakları hep birlikte izleyeceğiz!

* * *

Devletin bir genel müdürünü Özer'in Başbakanlık Konutu'na nasıl çağırdığını, görevden alınma kararını nasıl tebliğ ettiğini dün burada isim vererek açıkladım.

Böyle şeyler yapmadığını söylüyor, inkâr ediyordu!

Burada bir kez daha yazıyorum. Şimdi buyursun beni ve Tolga Akgün'ü mahkemeye versin, kendisine ‘‘iftira atıldığı’’ iddiasıyla dava açsın!

Haydi Özer!.. Bunları danışıklı dövüş şike programlarda inkâr etmek kolaydır. Şimdi seni bekliyorum ve ‘‘Mahkemede hesaplaşalım’’ diyorum.

Ama çok yakında karı-koca epey mahkemeye çıkacaksınız. Hesap vereceksiniz.

Bu sefer sizi, gölgesine sığındığınız o Refah Partisi bile kurtaramayacak.

Türk milleti bütün yalanların, bütün karanlık servetlerin, iş takiplerinin, kanunsuzlukların, Kuşadası çiftliklerinin, ödemediğiniz vergilerin, deniz kıyısında yaptırdığınız o yasa dışı turistik tesislerin, İstanbul Bankası hortumlamalarının, Bizim Vadi kooperatifinin, TURBAN dosyalarının hesabını tek tek soracak...

* * *

Emin Çölaşan'ın notu: Refah'ın yeni bir skandalı, korkunç bir hortumlama olayı daha patladı. El Tayyip, İ. Melih, Fasulye-Mercümek gibi oyuncuların yer aldığı Kanal-7 skandalına da Allah'ın izniyle yarın balıklama dalacağız!

Yazarın Tüm Yazıları