Özer Çiller'e MİT brifingi

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Türkiye, Azerbaycan darbesini konuşuyor. Tansu'nun başbakan olduğu dönemde bizden birileri, Haydar Aliyev'i devirmek için darbe girişimi yapıyorlar. Azerbaycan'a özel ekipler, silah ve mühimmat gönderiliyor.

Hadise doğru ve gerçekten çok vahim... Çünkü bu işi tezgâhlayanların başında gelen Ferman Demirkol'un, MİT'in kadrosuz elemanı olduğu herkes tarafından biliniyor.

Darbe girişimini Aliyev'e Süleyman Demirel haber veriyor.

Üç yıl önce yaşanan bu olayın mutlaka irdelenmesi ve açığa çıkarılması gerekiyor.

Tansu'nun başbakanlığı döneminde Türkiye çok ilginç olaylar yaşadı. Örneğin Tansu'nun bilgisi dahilinde İran'ı bombalama girişimleri başlatıldı. Fakat devletin üst yönetimi -askerler dahil- buna karşı çıktı ve bu girişim önlendi.

Bunlar tıpkı Turgut Özal'ın 1991 yılında Körfez krizi sırasında sırf Amerika'ya yaranmak için Irak'a dalmak, Musul ve Kerkük'ü ele geçirmek ve Basra'dan çıkmak hayalleri gibi meceracı girişimlerdi.

***

Tansu'nun başbakanlığı döneminde devletin çok önemli belge ve bilgilerinin doğrudan Özer Çiller'e gönderildiği iddiaları çok yoğun.

O dönemde bir gün bazı gazeteci arkadaşlarla birlikte, üst düzey MİT yetkilileriyle yemek yemiştik. Onlardan birinin söylediği sözü hiç unutmuyorum. Aynen şöyleydi:

‘‘Kadına bütün raporları ve belgeleri yolluyoruz ama zahmete girip okumuyor ki...’’

Şimdi size aynı dönemle ilgili çok önemli bir gerçeği açıklıyorum.

‘‘MİT, Tansu'nun kocası Özer Uçuran Çiller'e bir brifing vermişti. Brifinge o günlerin MİT Müsteşarı Sönmez Köksal da katılmış, aynı gün Özer'le yemek yemişlerdi.’’

Burada ‘‘Bu doğru mu?’’ diye sormuyorum çünkü kesin doğru bilgi.

Şimdi Özer Uçuran Çiller'den bir açıklama bekliyorum ve aşağıdaki sorulara yanıt vermesini rica ediyorum:

1- Bu brifinge hangi sıfatınla katıldın?

2- Brifingin amacı neydi?

3- Niçin sana verildi?

4- O gün sana aktarılan belge ve bilgileri nerede ve nasıl kullandın? Başbakanlık koltuğunda oturan karına mı götürdün?

5- Hangi konuyu konuştunuz?

Özer Uçuran Çiller bu olayı sakın ola ki inkâr etmeye kalkışmasın.

Ayrıca, beşinci soruya hiç yanıt vermesin.

Ama inkâr ederse, hangi ‘‘güncel’’ konuyu konuştuklarını da, yani beşinci sorunun yanıtını da burada açıklarım.

Özer, işine gelen konularda daktilonun başına oturup bütün basına açıklamalar gönderiyor. Şimdi bu konuda yapacağı açıklamayı merakla bekleyelim!

***

Burada bir kez daha yazıyorum: Tansu döneminde hükümet işlerinden bir bölümünü Özer yürütüyordu. Devlette ve hükümette olup biten pek çok şeyi biliyor, özellikle ekonomik konularda alınacak kararları yönlendiriyordu. Devletin üst düzey atamalarını Konut'ta yapıyordu.

Devlet yaşamına büyük katkı sağlıyordu!

Bir başbakanın karısı veya kocası kimdir ki, devletin istihbarat örgütünde kendisine hem de ‘‘Türkiye'nin yaşamsal ve en kritik konularında’’ brifing veriliyordu?

Bu nasıl iştir?

***

Tansu zor durumda. Tansu sıkıştı. Çok yakın gelecekte, Mal Varlığı Komisyonu Meclis'te yine kurulacak... Ve bu sefer, müttefiki Refah Partisi bile onu kurtaramayacak! Refah'la danışıklı dövüş yapması mümkün olmayacak.

Kocası olan Özer, şimdiden Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyor.

Parsadan olayı yakında Yargıtay'da karara bağlanacak.

Orada kararın arasına sıkıştırılan iki cümleyle aklansa bile, devletin örtülü ödenek parasını dolandırıcılara kaptıran başbakan olarak tarihte yerini aldı.

Örtülü ödenek parasını dolandırıcılara kaptıran başka bir başbakan, Türk ve dünya tarihine gelmedi!

***

Burada Tansu'yla ilgili bir konuyu daha yeniden gündeme getirmeyi görev biliyorum. Yine onun başbakanlığı döneminde örtülü ödenekten bir gece içinde apar topar çekilen, bavullarla Başbakanlık Konutu'na getirilen ve sonra ortadan kaybolan 500 milyar lira olayını anımsayınız...

Günümüzün değerleriyle yaklaşık 1,5 trilyon ediyor.

Bu para ne oldu?

Kime, kimlere verildi?

Yine anımsayınız, bu konuyu soranlara Tansu ne demişti?

‘‘Nereye verildiğini açıklarsak savaş çıkar’’ dememiş miydi?

Bu paranın nereye harcandığını Genelkurmay, MİT, İçişleri ve Dışişleri o gün de bilmiyorlardı, bugün de bilmiyorlar.

Bu nasıl iştir ki, devletin bu işlerle ilgili hiçbir kuruşulu bu büyük örtülü ödenek parasının nereye gittiğini bilmiyor ama tek başına Tansu biliyor!

Para Vakıfbank hesabından çekilip bavullarla Başbakanlık Konutu'na götürüldüğüne göre, nereye gittiğini çok büyük olasılıkla Özer Uçuran Çiller ve belki Suna Pelister de biliyor!

Hayır, böyle devlet yönetimi olmaz. Bunların hesabı verilmelidir.

Ama gelin görün ki, zamanında bu hadiseyi basına sızdıran Mesut Yılmaz, şimdi başbakan... Ve işin üzerine gitmiyor.

Niçin gitmediğini bilmiyoruz.

Neyse, tekrar yazımın esas amacına döneyim!

MİT brifingi konusunda Özer'den açıklama bekliyorum.

Saygılarımı sunuyorum!













Yazarın Tüm Yazıları