Özer Çiller, kendi ağzıyla yakalandı

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

DYP Lideri Tansu Çiller'in eşi Özer Çiller, önceki gece Kanal-7'de yaptığı açıklamalarda, pek çok noktada kendisiyle çelişti. Mülakatı, Özer Çiller'in, gerek geçmişte, gerek bugün ticari faaliyetleri konusunda ‘doğruları söylemediğini’ bir kez daha gün ışığına çıkardı.

Özer Çiller'in açıklamalarının en ilginç yönlerinden biri, ‘ticari faaliyetlerini tasfiye ettiğini’ söylerken, tasfiye sürecinin, eşinin 1993 yılında başbakanlığı üstlenmesinden sonra başladığını belirtmesi. Oysa gerek Özer Çiller, gerek Tansu Çiller, geçmişte yaptıkları bir dizi açıklamada, tasfiye sürecinin, ‘‘Tansu Çiller'in siyasete atılmasından sonra’’ başladığını belirtmişlerdi. Bu durumda, geçmişte yaptıkları açıklamalar doğru değildi.

Böylelikle, Tansu Çiller'in 20 Kasım 1991 tarihinde başlayan ve 25 Haziran 1993 tarihine kadar süren ‘‘Hazineden Sorumlu Devlet Bakanlığı’’ döneminde, Özer Çiller'in ticari faaliyetlerini aksatmadan yürüttüğü ve bunda bir sakınca görmediği bir kez daha ortaya çıkıyor.

Özer Çiller'in önceki gece içine düştüğü önemli çelişkilerin bir bölümü şöyle özetlenebilir:

KUŞADASI ÇİFTLİĞİ

Özer Çiller, Kanal-7'deki mülakatında, Kuşadası'ndaki ünlü çiftliğin Suna Pelister'e ait olduğu yolundaki ilk açıklamasında, Türk kamuoyuna doğruyu söylemediğini bir kez daha kabullenmek durumunda kaldı.

Özer Çiller, Kuşadası çiftliği olayının basına yansımasından sonra 27 Ekim 1995 tarihinde şu açıklamayı yapmıştı:

‘‘Suna Pelister, ailemizin bir parçasıdır. Emeklidir, ama mali durumu o kadar da bozuk değildir. Kuşadası'nda bu arsayı alıp, üzerine bu bağevini yaptırmak istediğinde, tabii ki yanında yer aldık ve maddi destekte bulunduk. Kaldı ki, onun böyle bir mülke sahip olması bizi çok sevindirdi. Evin sahibi Suna Pelister'dir. Başkaca açıklamaya gerek var mı?’’

‘‘Başkaca açıklamaya gerek var mı?’’ diyen Özer Çiller, önceki gece Kanal-7'deki mülakatında, 27 Ekim 1995 tarihli açıklamasında ‘‘doğru söylemediğini’’ şu sözlerle itiraf ediyor:

‘‘Kuşadası'nda bir dostumun komşu arazisini satın almak istedik. Çiftliğin bizim olduğu anlaşılırsa, gene paparazziler evin içinde olacak. En iyisi Suna Pelister alsın, biz ona para verelim dedik. Böylece Pelister'i borçlandırdık. Daha sonra oraya gidip geldiğimiz ortaya çıkınca, basın bizi takibe aldı. ’’

İŞLERİNİ TASFİYE ETMEDİ

Özer Çiller, önceki geceki açıklamaları sırasında, ‘‘Eşim başbakan olduktan sonra işlerimi tasfiye ettim. Tansu Hanım başbakan olduktan sonra servetimde bir artış yok. Sadece bir iki gayrimenkul almışız’’ diyor.

Oysa, gerçekler Özer Bey'in ‘‘İşlerini tasfiye etmediğini’’ gösteriyor. Özer Çiller'in bu ifadesiyle gerçeği söylemediğini kanıtlamak için şu olgulara dikkat çekmek yeterli:

1) MARSAN DEVAM EDİYOR: Marsan Holding, Çillerler'in ‘‘aile şirketi’’. Hisselerinin tümü Özer ve Tansu Çiller'e ait olan Marsan, ticari faaliyetlerine devam ediyor. Yönetim kurulu başkanı da, Özer Çiller'den başkası değil. Marsan'ın faaliyetini sürdürdüğü, bu yılın başında TBMM Mal Varlığı Komisyonu'nda ele alınan devlet kayıtlarında da ortaya çıkmıştı.

2) GCD DEVAM EDİYOR: Özer Çiler'in iş hayatının sürdüğünün bir başka çarpıcı kanıtı, ABD'deki GCD şirketinin de faaliyetinin devam ediyor olması. Kanıtı, Özer Çiller’ in 7 Ocak 1997 tarihinde TBMM Mal Varlığı Komisyonu'na gönderdiği belge. Bu belge, GCD şirketinin yöneticisi Chistopher Gistis'in ABD'de noter huzurunda verdiği yeminli ifadesinin aslını ve Türkçe çevirisini içeriyor.

31 Aralık 1996 tarihinde verilen bu ifadeden şunları öğreniyoruz:

A) GCD şirketi faaliyettedir. Şirketin mal varlığında, Derry'de apartmanlara, Granite Hill'de iş merkezine ve Salem'de bir otel gözükmektedir. Taşınmazların hepsi de New Hampshire Eyaleti'ndedir. Şirketin 2 milyon 825 bin dolar borcu vardır. Özetle, faaliyette olan bir şirket söz konusudur.

B) Gistis'in ifadesine göre, GCD'nin hisselerinin yüzde 100'ünün mülkiyeti Marsan Holding'e aittir. Gistis'in belirttiğine göre, GCD'nin Yönetim Kurulu Başkanı Özer Çiller'dir.

Bizzat Özer Çiller'in TBMM'ye sunduğu bu bilgiler bile, ‘‘Ben, eşim başbakan olduktan sonra işlerimi tasyfiye ettim’’ derken doğruyu söylemediğini kanıtlamaya yetiyor.

3) ANTALYA'DAKİ OTEL: İş hayatından çekildiğini açıklayan Özer Çiller, 1995 yılında Antalya Beldibi'nde turistik tesis inşa eden ‘‘Aytaş Turizm İnşaat A.Ş’’ ile ilişkisi olduğu iddiaları ortaya atıldığında, ‘‘Bu şirkette bir bölüm hisseye sahip olduğunu’’ açıklamıştı. Oysa TBMM Mal Varlığı Komisyonu'nun 1995 yılında ortaya çıkarttığı noter kayıtları, Özer Çiller'in şirketteki hisselerin yüzde 82.47'sine sahip olduğunu göstermişti.

Ayrıca, Beldibi'ndeki pansiyon inşaatı büyük ölçüde 1994 ve 1995 yıllarında, yani Çiller'in başbakanlığı döneminde sürmüştü. Otel, halen müşterilerine hizmet vermeye devam ediyor. Özer Çiller'in iş hayatından çekilmediği, bu örnekten bir kez daha anlaşılıyor.

Yazarın Tüm Yazıları