Oya Berberoğlu: Ekonominin dümeni

Oya BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Bu Koalisyon Hükümeti kurulma aşamasındayken de ANAP, ‘‘Ekonomiyi biz biliriz, biz yönetelim, ekonominin başında biz olalım’’ havasındaydı.

Mali kirizle piyasalar allak bullak olunca, reel ekonomi de dibe doğru gidince, işdünyası açtı ağzını yumdu gözünü! (Sessiz çoğunluğun sesi çıkacak halde bile değil zaten...) Hükümet’te, ekonomi bürokrasisinde, ekonomik istikrar programında revizyon istekleri yükseliyor.

İşte şimdi yine ANAP tekrar, alttan alttan, ‘‘Ekonominin dümeni bizde olmalı, bu işi biz biliriz, yönetimi bize verin’’ havasına büründü.

Hükümet’teki bakanlık dağılımına hatırlayalım. Maliye Bakanlığı ANAP'ta, Özelleştirmeden Sorumlu Bakanlık ANAP'ta, Turizm ANAP'ta, Vakıfbank ANAP'ta. Yani ekonominin önemli ayaklarından bazıları koalisyonun küçük ortağı bu partide. Yanı sıra ekonomi bürokrasisinin başındakiler yine ANAP zamanının bürokratları. Hazine'nin bağlı olduğu bakanlık ile Halkbank DSP'de, dış ticaretin bağlı olduğu bakanlık, sanayi, tarım bakanlıkları ise MHP'de. DSP'li Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ekonomiyle ilgili görüşmeler ve kararlarda önde, hatta Hükümet'in direksiyonunda...

Bu Hükümet'in uygulamalarından, kararlarından, ekonomideki gidişattan her üç parti de eşit derecede sorumlu.

Sormazlarmı insana, ‘‘Ey ANAP siz sorumluluktan kaçmaya mı çalışıyorsunuz? Hükümette değilmisiniz ki ekonomiyi bize verin, düzeltelim’’ demeye getiriyorsunuz.

Ayrıca yıllarca ekonominin dümeni ANAP'ta değil miydi? Kronik enflasyon eseriniz değil mi? O dümen ekonomiyi bu hale getirmedi mi?

Hükümet'te revizyon olabilir, bazı bakanlar değişebilir. Ama ben bakanlıkların partiler arasında yer değiştireceğini sanmıyorum...

Changa'yı isteyen VIP

FOUR Seasons Otel'den geçen hafta cumartesi akşamı saat 19.30'da bir telefon geliyor.

‘‘VIP konuğumuz var, 4 kişilik yer ayırtmak istiyoruz’’ diyor. Karşı taraf, ‘‘Çok üzgünüm, restoranımız dolu’’ cevabını veriyor.

Aradan kısa bir süre geçiyor. Restoranda yer ayırtan 6 kişilik İtalyan grup, rezervasyonu iptal ediyor. Bunun üzerine Four Seasons'a telefon açılıyor, ‘‘Bir masamız boş eğer konuklarınız hálá bekliyorlarsa gelebilirler’’ deniliyor. Aradan 5-10 dakika geçiyor Four Seasons'tan restorna bir telefon daha geliyor. Diyorlar ki ‘‘Size kimin geleceğini söyleyememiştim, çünkü karşımda duruyordu. Kimin geleceğini biliyor musunuz?’’ Onlar da Mrs. Morgan adına ayırttınız diyorlar ve o an öğreniyorlar ki gelecek olan kişi, ünlü yıldız Cameron Diaz. Carli'nin Melekleri filminden de tanıdığınız Diaz, ‘ille de Changa’ yı istemiş.

Sözünü ettiğim restoranın adı Changa. Taksim Sıraselviler'de. 1 yıldır hizmet veriyor. Tarık Beyazıt ile Savaş Ertunç'un işletmeleri. İsim de çok ilginç. Changa, Afrika'nın güney ve orta bölgelerinde konuşulan Swahili lisanında karışım demekmiş. Restoranın isim annesi ise Serra Erener.

Adından da belli olduğu gibi buranın mutfağı karışım- bileşim üzerine kurulu. Modern mutfak denilebilir. Uzak Doğu ve Batı malzemelerini,pişirme tekniklerini aynı tabakta birleştiriyorlar.

Cameron Diaz o gece bizim Kalecik Karası şarabımızı içmiş. Diaz, üç kız arkadaşıyla geldiği Changa'da salatalar, dört ayrı başlangıç yemeği ve ana yemekler yemişler.

Söylemez: Gemiyi önce fareler terkediyor

YAŞANAN ekonomik çalkantı hakkında muhalefet ne diyor? DYP’den Ufuk Söylemez’e sorduk. DYP Genel Başkan Yardımcısı, eski Ekonomi Bakanlarından Söylemez, bakın neler diyor:

TÜSİAD ve TOBB, U dönüşü yaptı. Hükümet yanlısı çevrelerde panik ve şaşkınlık var. DYP olarak başından beri programın eksik ve yanlışlarını, pragramda insan unsurunun olmadığını, kura, fiyatlara, ücretlere ve kit ürünlerinin fiyatlarına baskı yapılarak enflasyonun kalıcı düşüşünün mümkün olamayacağını söylüyorduk.

Görüyoruz ki şimdi gemiyi önce fareler terkediyor. Hükümet yanlısı çevrelerden örneğin TÜSİAD ve bazı medya grupları, on yıl sonrasının planlarını yaptıklarını, on yıl sonrasını görebildiklerini beyan ederken on gün bile geçmeden Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşadığı en ağır finansal krize Türkiye'nin girdiğini görünce, U dönüşü yapmışlardır. Geç de olsa gerçekleri görerek programın eksik ve yanlışlarının ülkenin ve ekonominin kötü yönetildiğini dile getirmeye başlamalarını, ekonomik demokrasi açısından olumlu görüyorum.

ANAP'ın da Hükümet içindeki özellikle ekonomi yönetimine eleştirileri hem sorumluluktan kaçmak hem de çöküntüden koltuk çıkarmaya çalışmak gibi hiç de uygun ve etik olmayan bir tavra işaret etmektetir. Anap, Hükümet içinde, tabiri caizse, tavşana kaç tazıya tut demektedir. ANAP'ın bu tavrı da aynı TÜSİAD'ın tavrına benziyor.

Uluslararası büyük bankalar ve yatırım kuruluşları Türkiye'nin 20001 enflasyon hedefini de tutturamayacağını yazıyor, söylüyorlar. 2001 yıl sonu hedefi (Yüzde 10'du) yılın ilk üç ayında aşılacaktır. Kur böyle, cari açık, dış ticaret açığı böyle devam ederse, Türkiye'de biriken devalüasyanu kontrol etmek mümkün olmayacaktır.

IMF ile yeni müzakere

Ekonominin kötü yönetildiğini işaret edenleri, kimse enflasyon lobisi, dış düşman diye göstermeye kalkmasın. Program yara almıştır. Programın ve hükümetin kredibilitesi ağır biçimde sarsılmıştır. IMF ile yeniden müzakere süreci başlatılmalıdır. Tüm hedefler, bütçe ve program, tümüyle revize edilmelidir. Talep kısan, alım gücünü yok eden, fakirleştiren polikalar yerine arz yanlısı politikalara dönülmelidir. Ekonomi yönetimi ve Hükümet derhal değişmelidir. Demokrasilerde alternatifsiz hükümet olmaz. Biz demokratik muhalefeti yükseltmeye kararlıyız. Bu Hükümet’in de birçok alternatifi vardır. Hükümetin parlementoda düşyürülmesi gerekmektedir. Veya ANAP ile MHP Hükümet’ten çekilmelidir.

DYP olarak 6 ay içinde ekonomiyi doğru yöne çeviririz.

Hükümet ortakları koltuğa yapıştılar. Ekonomideki derinleşen kriz ve sosyal olayların gidererek kaos ortamını artırması Hükümet aleyhine döndürdü kamuoyunu. Parlamentoda sayısal çoğunluğu olsa bile destekleyen kamuoyunu yitirmek üzere olan Hükümet'in uzun süre kalabileceğini mümkün görmüyorum. Kamu vicdanı, kamuoyu hükümeti desteklemiyor.

Yazarın Tüm Yazıları