Otorite kavgası

PARA ve rant kavgası son dönemde dünya sporunda ciddi bölünmeleri gündeme getirdi.

Basketbolda FIBA-ULEB çekişmesi ve bölünmesi ile başlayan, futbolda FIFA-UEFA ve Süper Lig çarpışmalarıyla süren patronların kavgasına, son dönemde Formula 1 ile artistik patinaj da eklendi. Artık uluslararası federasyonların yapısından ve yönetiminden memnun olmayanlar, ayrı bir oluşumla kendi programını yapıp, yönetimi ele almayı hedefliyor.

5 İngiliz takımı McLaren, Williams, Jordan, Arrows ve BAR geçen yılın baharında, Formula 1 pastasından yeterince pay alamadıklarını belirterek, yeni bir oluşumu gündeme getirdi. Formula 1'in TV izleyici oranlarındaki düşüşü ve azalan sponsor gelirleri bu takımları harekete geçirmişti. Uluslararası Otomobil Federasyonu'nun (FIA) eski başkan yardımcısı Neil Johnson'un yönetiminde GPT Ltd şirketini şekillendirdiler. Asıl amaç Formula 1'in kontrolünü Bernie Ecclestone'un elinden almaktı. Ferrari, Jaguar, Mercedes, BMW ve Renault, 2007 yılından itibaren kendilerinin organize edeceği, ayrı bir yarış takvimini de planlamaya koydu. Bu sezon ise yarış kurallarında yapılan değişikliklere gösterilen tepkilerle başlayan Formula 1'deki gerilim tırmanıyor. FIA gelecek ay 2003'de uygulamaya aldığı yarış kurallarını otomobil üreticileri ve takımlarla yeniden masaya yatıracak ve böylece ortamı da biraz yumuşatma imkanı bulacak.

Bizim için tehlike yok

Ancak Ferrari, Mercedes ve BMW'nin kendi yarış serilerini düzenleme istekleri daha da güçlendi. Öyle ki, gelirlerden daha fazla pay isteyen bu markalar, kendi yarış serilerini başlatma tarihini 2005'e çektiler. Ecclestone, 'Bizim 2007 yılına kadar sözleşmemiz var. Eğer kontratlarımızı bozarlarsa bunun cezasına katlanırlar. Konuyu mahkemede çözeriz' diyor. Pistteki bu savaşın nereye varacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ancak bir bölünme olursa, 2005'te takvimine gireceğimiz Formula 1'de 'Biz ne yaparız veya ne oluruz?' diye, Türkiye Otomobil ve Motor Sporları Federasyonu Başkanı Mümtaz Tahincioğlu'na sordum. Tahincioğlu'nun yanıtı ‘‘FIA bunun karşısında. Ayrıca bu markalar sadece Formula 1'de değil, diğer yarışlarda da mücadele ediyor. Eğer Formula 1'de kendi yarışlarını düzenlerlerse, diğer yarışlarda başlarını derde sokarlar. Böyle bir bölünme olsa bile bizi etkilemez. Çünkü biz pistimizi sunacağız. İyi bir pistimiz varsa, kim olursa olsun bizde yarışmak ister. Türkiye'nin takvimde olması konusunda bir tehdit yaşanmaz’’ oldu.

Ne varki, burada bir çelişki var. Çünkü artistik patinajda geçen hafta yaşanan bir gelişme aslında bu olayın boyutunun çok daha farklı olduğunu gösteriyor. Ulusal paten veya patinaj federasyonları kısa adı ISU olarak adlandırılan Uluslararası Paten Birliği'ne bağlı. Ancak Washington'daki Dünya Artistik Patinaj Şampiyonası sırasında kısa adı WSF olan Dünya Paten Federasyonu oluşumu ortaya çıktı. Bir çok eski olimpiyat madalyalı sporcu ve hakemler, 200.000 dolar kaynakla bu federasyonu kurduklarını belirttiler. Amaçlarını da dünyada paten sporunun idari patronu olmak diye açıkladılar. WSF, dünyada artistik patinajın iyi idare edilmediğini ve bu spor üzerine Salt Lake 2002 Olimpiyatı sonrası düşen gölgenin (şike skandalı ortaya çıkmıştı) temizlenemediğini belirtiyor. Paten sporuna, iç temizliği yaparak, saygınlığı yeniden kazandıracağını, bu spora yeni bir ivme getirileceğini iddia eden WSF, tüm ülke federasyonlarına ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi'ne (IOC) bir mektup gönderdi IOC, şu anda ISU'nun bu sporun patronu olarak tanıdığını belirterek, WSF'ye ilk duvarı ördü.

FIA da ateşe düşebilir

WSF'nin öncelikli eleştirilerinin hedefi ISU Başkanı Ottavio Cinquanta. Nasıl ki, Formula 1'de Ecclestone hanedanlığına son verilmek isteniyorsa, WSF de buzda Cinquanta'yı silmeyi hedefliyor.

Formula 1 için şu anda Tahincioğlu'nun söz ettiği gibi, bu tehlike fazla dikkate alınmasa da, önümüzdeki günlerde FIA'nın yönetiminin de ateşe düşmesi gündeme gelebilir. Unutmamak gerekir ki, patronlar büyük düşünür!

İLK RAUND Washington'daydı

ISU ile WSF arasındaki bölünmenin ilk kavgası Washington'daki Dünya Artistik Patinaj Şampiyonası sırasında yaşandı. Macar hakem Judit Furtst-Tombor, şampiyonada yarışmalar başlamadan 15 dakika önce görevden alındı. Bu karar, Macar sporcular ve yöneticiler arasında da sürpriz olarak karşılandı. Olayın ardında yatan gerçek hemen bir basın toplantısıyla açıklandı. Macar Federasyonu, Furtst-Tombor'un ISU'nun kurucuları listesinde yer aldığını ve bu yüzden yarışmalardan çektiğini açıkladı. Macarlar da, ISU'ya bağlı 80'i aşkın federasyon arasında yer alıyor. ISU, kurallarına göre, birliğin yapısına ve ilkelerine aykırı hareket edenler hiçbir organizasyonda görev alamıyor.

KURNAZ DAVIS

NBA ve basketbolcuları açısından en renkli istatistikler arasında triple-double (üç istatistikte çift haneli rakam) ile double-double'lar (iki istatistikte çift haneli rakam) gelir. Cleveland Cavaliers'li Ricky Davis geçtiğimiz günlerde oynanan Utah Jazz maçında ilk triple-double'ını yapmak için bir kurnazlığa başvurdu, ama yutturamadı. Cleveland'ın 122-95 kazandığı maçta 28 sayı üretip, 12 asist yapan Davis'in son anlara girilirken 9 ribaundu vardı. Bir ribaund daha alıp triple-double'a imza atmak isteyen Davis, topu sayı için değil de ribaund almak için potaya gönderdi. Ancak, NBA kurallarına da aykırı olan bu avantaj sağlama yöntemiyle hedefine ulaşamadı. Cleveland Coachu Keith Smart ise takımının skoreri Davis'e bu hareketinden dolayı para cezası verdi.
Yazarın Tüm Yazıları