Ostrorog Yalısı’nı nasıl satın aldım

Rahmi Koç, tarihi kont Ostrorog Yalısı’nı nasıl aldığını arkadaşımız Yener Süsoy’a anlattı. Koç, ilk görüşte hayran kaldığı yalı için ‘Rüyam gerçek oldu’ dedi.Rahmi Koç, 9 Ekim 1930 Perşembe günü saat 16.00’da Ankara Keçiören’de bugün Vehbi Koç Müzesi olan evde, Viyana yapımı sarı bir yatakta dünyaya gelmiş... - Ostroroglarla 1964’ten beri komşuyduk. Daha sonra Ostroroglar’a gidip gelmelerimiz sıklaştı. Yalının eskiliği, orijinalliği, konumu, rengi beni çok cezbetmişti. Bahçedeki çam ağacı 200 senelik, bugün ha deseniz bulamazsınız. Ostrorog Yalısı 19. yüzyılın başlarında inşa edilmiş. Uzun yıllar Hariciye Nazırı Server Paşa oturmuş. Yalı 1904’te Polonya asıllı Kont Leon Ostrorog’a geçmiş. Ostrorog, Osmanlı Hükümeti’nin davetiyle gelmiş, İslam hukuku uzmanı bir Türkiye aşığı. Jean Ostrorog öldükten sonra karısı İşka, ne hikmetse mali bakımdan zor duruma düştü. Benim yakın ahbabımdı, çağırırdı, oturup saatlerce konuşurduk. Sobada yakacağı olmazsa, damı akarsa beni çağırırdı, hallederdik. Çok sevdiği şampanyası bitince bana telefon ederdi. Ben de koltuğumun altına bir şişe şampanya alıp giderdim. KONTESİN ARZUSUKont Ostrorog Yalısı denizden bakıldığında birleştirilmiş iki yalı gibi görünüyor. Bunlardan küçük olanı selamlık, büyük olanı ise Harem.- Hayır, ben hiçbir zaman kontese ima yoluyla bile yalıyı satın alma teklifi yapmadım. Çünkü öğrendim ki, ölünceye kadar orada yaşamak üzere bir vasiyet yapılmış. O bana her zaman ‘Biz bakamıyoruz artık, ancak senin gibi bir adam burayı alırsa yalı yaşamaya devam eder’ derdi. Öldükten sonra Jean’ın ilk eşinden olan kızı Anne yalıyı kozmetik olarak biraz adam etti. Yazları kalırlardı, ecnebi misafirler orada 3 ay falan otururlar, yenilir, içilir, kokteyller verilirdi. Anne kanser olup İstanbul’a gelemez olunca çocukları yalıyı satmaya karar vermiş. Courchevel’de kayak kayıyorum, bir gün Mihta Bilgişin beni telefonla aradı. Ödüm patladı, İstanbul’da mühim bir şey mi var diye. ‘Sana müjde, yalı satılıyor’ dedi. ‘Güzel ama, ne istiyorlar?’ dedim, ‘30 milyon dolar’ dedi.Pahalı mı, kelepir mi?- Dostuma teşekkür ettim, ‘Benim o kadar para verip yalı alacak halim yok’ dedim. Anne’in kızı Anjel’le çok çetin pazarlıklar yaptık, kaç defa vazgeçtik. Son verdiğim rakamda anlaştık ve böylece Ostrorog Yalısı rüyam hakikat oldu. Aldıktan birkaç ay sonra ekonomik kriz oldu. Birkaç ay daha gecikseydik, belki de yalıyı yarı fiyatına almak mümkün olurdu. 6 Kasım 2000’de satın aldığım yalıya restorasyondan sonra 2003 Ağustosu’nda taşındım.BAHÇE DÜZENİ RAHMİ KOÇ’UNRahmi Koç’la sabah kahvaltısı yaptığımız yemek odasının duvarları orijinali gibi koyu pembe. Yemek masası ve iskemleler Ostrorog ailesinden kalma. Yemek odası takımının üzeri Rahmi Bey’in adının baş harflerini taşıyan bardak takımıyla zenginleştirmiş.Rahmi Koç’un yalıdaki çalışma odasının eski adı Pierre Loti Odası. Ostroroglar’ın önemli bir dostu olan Loti yalıya geldiğinde bu odada kalırmış. Restorasyonu yapan mimar Neşe Ergin, odaya denize sırtı dönük çalışılacak şekilde bir yazı masası koymuş. Üzerinde bir kağıtlık ve ayağı Çin vazosu olan bir abajur yer alıyor. Bir gemi maketi, antika bir saat, küçük bir derviş figürü ile bir yerküre de var. Çalışma masasının önünde, büyük bir Avrupa tipi rahle üzerinde en eski Latince yazma duruyor.Çin Odası’nda Stanislas Ostrorog’un sefirlik yaptığı Uzakdoğu’dan getirdiği eserlerle donatılmış. Rahmi Bey, Çin kırmızısı boyalı odaya üzeri çeşitli tonda kırmızı yastıkların olduğu bir sedir yaptırmış. Çin yapımı dolaplar, porselenler, toprak Çin figürleri ve kapları bu odada bir araya toplanmış.Büyük yalının arkasındaki bahçe iki setten oluşuyor. Duvar dibindeki 48 basamaklı merdiven bunları birbirine bağlıyor. Bizans ve Osmanlı devri taş eserleriyle yapılan düzenlemeyi Rahmi Bey bizzat yapmış.
Yazarın Tüm Yazıları