Önce Madrid'e uğrayın bir zahmet

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Türkiye'nin insan hakları siciline durmadan kırık not veren sıfırcı hocaların dikkatine...

Bugünlerde İspanya'da ilginç olaylar oluyor.

Durum bizdeki DEP olayının neredeyse tıpkısının aynısı.

* * *

7 Aralık günü İspanya'da mahkemenin aldığı karara bir bakın.

Bölücü terör örgütü ETA'ya yardım ettikleri için 23 siyasi 7'şer yıl hapse mahkûm oluyorlar.

Birileri çıkıp, ‘‘Canım, münasebetsiz ve faşist bir hâkimin şahsi görüşü’’ diyebilir.

Hayır, olay dün bir adım daha ileri gidiyor.

Mahkûm olan siyasiler, kendilerine 7 yıl hapis cezası veren yargıç hakkında reddi-hâkim istemi ile Anayasa Mahkemesi'ne gidiyor.

Yani, İspanya'nın en yüksek yargı makamına. Sonuç?

Sonuç dün alınıyor ve Anayasa Mahkemesi bu istemi reddediyor.

Buyrun size bir örnek olay.

* * *

Bu adamlar ne yapmış? Direkt olarak terör olaylarına mı karışmışlar?

Yooo...

Öyleyse niye mahkûm ediliyorlar?

Vallahi onu gidip, Avrupa Birliği'nin tam üyesi İspanyollar'a sorun.

Hani, şu durmadan bizim önümüze insan hakları faturasını koyup bahane arayan, düşünce özgürlüğüne sapına kadar bağlı İspanyollar'ın devletine ve yargı organlarına sorun.

Hani ayda üç beş defa Türkiye'ye gelip, Leyla Zana'nın cezaevindeki koğuşunu özgürlük kâbesine çevirip tavaf eden, ayda üç beş ödülle ödüllendiren Avrupa Birliği'nin tam üyesi İspanya'ya sorun.

Acaba ne farkı varmış orada 7 yıl yiyen siyasi kişilerle, Ankara'da yatan Leyla Zana'nın?

Siyasi bir örnek olaysa, arada zırnık kadar fark yok.

Biri ETA denen terör teşkilatının, öteki PKK denen terör teşkilatının aslında asli, görünürde fahri üyesi.

Biri ETA'ya yardım etmiş, öteki PKK'ya.

Biri İspanya'yı bölmek istiyor, öteki Türkiye'yi.

Söyler misiniz arada ne fark var? Aslında hiç yok.

Ama aslında çok var.

* * *

Hukuki ve siyasi açıdan hiç fark yok.

Ama fark şu. Olayların biri İspanya'da, öteki Türkiye'de oluyor.

Şimdi bizim Avrupalı dostlarımızdan şunu isteme hakkımız doğmuyor mu?

Kendilerine şöyle bir ricada bulunursak, bizi kırabilirler mi?

Leyla Zana'yı ziyaret etmeye gelecek arkadaşlar, buraya gelmeden önce bir zahmet İspanya'ya uğrayın.

Önce Avrupa Birliği içindeki bu lekeyi temizleyin, sonra sıra bize gelsin.

Haklı değil miyiz?

Öncelik sırası İspanya'nın değil mi?

Ne de olsa onlar Avrupa Birliği'nin tam üyesi.

Bizse aday üye bile değiliz. Onlar aile fotoğrafının tam göbeğinde poz veriyorlar, bizlerse fotoğrafın arabında bile görünmüyoruz.

* * *

Şimdi ne olacak? Bu acayip içtihat nasıl kayıtlardan düşürülecek?

Size manalı manalı bakan şu Türkler'e ne diyeceksiniz?

Yoksa Avrupa Birliği'nin sınırlarına kapağı attıktan sonra her şey serbest mi?

Şimdi merakla bekliyorum. Leyla Zana'ya kaç, İspanya'daki 23 kişiye kaç ziyaretçi gidecek?

Bakalım kimin reytingi daha yüksek?

Göreceğiz. İnsan hakları kavramının evrensel ölçülerinden, etnik azınlıklara yapılacak muamelenin uluslararası standartlarından söz eden bu arkadaşlar bakalım ne yapacaklar?

Avrupa Birliği'nin o muazzam evrensel duvarlarının dışında boynu bükük bekleyen bizler bunu merakla izliyoruz.



Yazarın Tüm Yazıları