Önce disiplin

F.Bahçe kalecisi Volkan, maçın dışında yaptığı ufak bir hatayla kulübün geleceği açısından bir çuval inciri berbat etti.

Şu andaki Beşiktaş'ın içinde bulunduğu durum da disiplinsizlikten kaynaklanmaktadır. Daha hala olayı başka yerlerde arayan zavallılar var.

BEN Fenerbahçe'de yönetici veya futbol şube sorumlusu olsam, kaleci Volkan'a ceza verirdim. AB'ye girelim diyoruz, Avrupalı olalım diyoruz, ama hala doğu kafasıyla haraket ediyoruz.

Aptal adamdan sporcu da olmaz, futbolcu da. Özellikle futbol inanılmaz derecede zeka isteyen bir olaydır. Yoksa oynayamazsın. Ve Volkan'a kendi teknik adamı ‘‘aptallık yaptı’’ diyor. Doğru da söylüyor. Volkan inanılmaz bir çıkış yakaladı. Bu çıkışı yakalarken demek ki kendini iyi hazırladı ve konsantre etti. Ama maçın dışında yaptığı ufak hatayla kulübünün geleceği açısından bir çuval inciri berbat etti.

Bakınız arkadaşlar, futbol şakaya, ihmale ve dalga geçmeye gelmez. Bunun en büyük örneğini bu sene Beşiktaş takımı gösteriyor. Bu Beşiktaş takımı kadro olarak da, oyun olarak da, yönetim olarak da 1.5 yıl iyi şeyler yaptı. Ve ikinci yarıya girerken 11 puan öndeydi.

Bir F.Bahçe-Ç.Rizespor maçının tekrarına tepkiyi (ki orda haklı oldukları çok da yönler var) yönetimden görevli şahıslar veya menajer yapacağına sahneye Lucescu çıktı. Ve o Beşiktaş takımı gitti, şimdilerde gördüğünüz Beşiktaş geldi. Bundan sonra da işleri çok zor. Peki bütün bu hataları yaptınız, ama 5 kişinin atılmasıyla yarıda kalan maçtan sonra bu olaylara sebebiyet veren futbolcuları cezalandırsaydınız, ‘‘Oturun oturduğunuz yerde’’ deseydiniz, cezayı da kesseydiniz Fenerbahçe'yi bu duruma getirmeyecektiniz.

Seba olsaydı kapının önündeydiler

Siz ne yaptınız, atılan 5 futbolcuyu neredeyse kahraman ilan ettiniz. Ellerine ödül olarak bir tek prim vermediğiniz kaldı. Maalesef Lucescu- Sinan- futbolcular- Hüsnü Güreli derken, herkes birşeyi kaçırdı. Kulüp başkanı Serdar Bilgili çıkacaktı, masaya vuracaktı ve gürleyecekti. ‘‘Beyler Beşiktaş kulübü herkesin, her kafadan konuştuğu bir kulüp değildir. Hepiniz haddinizi bilin, burada başkan benim. Ben ne dersem odur’’ diyecekti.

Yine tekrar ediyorum. Kulüp başkanı Süleyman Seba olsaydı, o 5 futbolcu kendini attırabilir miydi? Attıramazdı. Ve hatta o 5 futbolcu kendini attırdıktan sonra Beşiktaş kulübünün kapısında bulurlardı. Başarı disiplinden gelir. Şu andaki Beşiktaş'ın içinde bulunduğu durum da disiplinsizlikten kaynaklanmaktadır. Daha hala olayı başka yerlerde arayan zavallılar var. İş bittikten sonra sizlere yol gösteren insan çok olacaktır. Ama nafile.

Şimdi anladınız mı?

MHK
, F.Bahçe-G.Saray maçına İsmet Arzuman'ı görevlendirdi. O da görevini MHK'nin istediği doğrultuda yaptı. Hatta Haluk Ulusoy'un istediği şekilde düdüğünü çaldı. Hiç toz kaldırmadı, sivri olmadı, gerektiği yerde tavrını koymadı, bazı şeyleri gördü, bazılarını da görmedi. Şimdi maçtan evvel ‘‘Neden Cem Papila olsaydı, daha iyi olurdu da, İsmet Arzuman tipindeki adam neden olmaz’’ dediğimi herkes daha iyi anlar.

Teşvik primi var

Teşvik primi var mı? Hem de köküne kadar. Ben futbolcuyken de vardı, şimdi de var. Ama bu teşvik primini alacak takımın yöneticileri bu işten haberdar olmazlar. Hatta teknik adamlar bile bilmez. Parayı gönderen kulübün yöneticileri de bu parayı resmi kimseyle yollamaz. İki tarafın da itimat ettiği bir aracı vardır. Maçtan evvel para ona teslim edilir. Eğer teşvik primini alan takım maçı kazanmışsa, müsabakadan sonra o para oynayan futbolculardan birine direkt olarak teslim edilir. Ve bu miktar o gün yedekler dahil sahaya çıkan kadroya, sus payı olarak da malzemeci ve masöre dağıtılır. Onun için de bunun ispatı çok zor olur.

Bana sorarsanız şike de suçtur, ahlaksızlıktır. Teşvik primi de.. Ama bazılarına göre birincisi hata oluyor, ikincisi hak.

Orman kanunu

SON yayın ihalesini Digitürk aldı. Bundan sonra başka bir grup alabilir. İsim önemli değil. Bugün Türkiye'de futbol, naklen yayından gelen parayla yürüyor. Bu gelir kesilirse iddia ediyorum, Türkiye'de en fazla 5 tane kulüp kalır. Ve sen bu görevi yapan insanların kameralarının objektiflerini özel güvenlik birimlerince kapattırıp, görev yaptırmıyorsun. Bu hem orman kanunudur, hem de kulüplerin bindikleri dalları kesmesidir.

Terim'in rekoru

FATİH Terim
Galatasaray'a geleli 1.5 yıl oldu. Ve şu anda da deniz bitti.. Genelde bir yerde hata yapıyoruz. Fatih Terim, Fenerbahçe maçını kazansaydı, bugün de Villarreal'i eleseydi, bu iki maç onun seneye tekrar Galatasaray'da kalmasını sağlayacak mıydı?

Çünkü 1.5 yıldır yaptıklarının yüzde 80'i yanlış. İşte herşey ortada. G.Saray dergisinin kapağında resmi çıkan bir çok futbolcu şu anda yok. Hayrettir ve enteresandır, en son sayının kapağında da Terim'in resmi var. Ve Galatasaray camiasının önde gelen isimleri ‘‘Fatih Terim'in istifa etmeye hakkı yok, kendisi ayrılamaz ancak sezon sonu görevden alınır’’ diyorlar.

Dünyanın hiçbir yerinde transferde bu kadar başarısız olan, saha neticelerinde bu kadar başarısız olan kimse görevde kalmamıştır. Aslında Fatih Terim'in bu olayı belki de futbolda dünya rekorudur.

Bozuk para TAŞIYIN

ANKARA-İstanbul arasını eğer otobandan gidecekseniz, önce bulunduğunuz büyükşehirde bir umumi tuvalete gidin. İster büyük, ister ufak ihtiyacınızı giderin, sonra orayı terkederken kapıdaki adama 10 milyon verip, paranın üzerini 500 binlik, özellikle 250 binlik olarak alın.

Çünkü otobana Ankara'dan girip, Abant'tan çıktığınızda ödeyeceğiniz para 1 milyon 750 bin lira. Kaynaşlı'dan girip, İstanbul'daki gişelerde ödeyeceniz para ise 3 milyon 750 bin lira. Geçenlerde bir AKP milletvekili Ankara gişelerinde kendisine 50 bin lira para üstü veremeyen görevli hakkında dava açmış. Ne yapsaydı yani adam. O parayı nasıl bulacaktı. Sen vermeye mecbursun. Ben geçerken de bir gişe görevlisi 250 bin lira istedi, ben ise ona 100 bin lira verebildim. Yani o görevlinin bana 150 bin lirası geçti. Her kim ise o AKP milletvekili, görevlinin bozuk parasıyla uğraşacağına paraları düz hale getirirse daha doğru yapmaz mı?

Bir daha maça sokmayın

BAZI emniyet müdürleri diyor ki, ‘‘Maçlar emniyetle bitti, hiç bir olay olmadı.’’ Ama bir şeyi düşünmüyorlar. Ortada gezen potansiyel suç işleyecek kişiler var. Ve bunlar her grupta mevcut.

Bakın.. Pazar günü F.Bahçe-G.Saray maçı öncesi konuk takımı taşıyan otobüslerin camları, bizzat G.Saraylı taraftarlarca içeriden kırıldı. Bu sezon Trabzon'a giden F.Bahçe seyircisinin otobüsünde döner bıçakları çıktı, geçen hafta Trabzon'dan, Samsun'a giden, Trabzonlu seyirciler yolda Fenerbahçe Derneği'ni basıp bir kızı komaya soktular, diğerlerini dövdüler. Ben Emniyet Müdürüleri'nin yerinde olsam (olsam değil, onların yapması gerekirdi) maçtan önce de maçtan sonra da bu eylemi yapanların otobüsünü emniyet müdürlüğüne çekerdim. Hepsinin fotoğrafını çeker, parmak izini alır, ‘‘Bir daha maça giremezler’’ listesine sokardım. Eğer maçtan önce yapmışlarsa, maçın bitimine kadar da o seyirciyi bırakmazdım. Bunları böyle yaparsanız, olacak ve olabilecek olayların önüne geçersiniz. Yoksa havanda su dövmeye devam edersiniz.

Tribüne emniyet şeridi

İSTANBUL polisi yıllarca uğraştı ve otobanlarla köprüye giden yollardaki emniyet şeridi ihlalini engelledi. Artık emniyet şeridine giren, anında cezayı yiyor. Bunu niçin yapıyorlar. Cankurtaran, itfaiye geçtiğinde, kaza olduğunda trafik polisi olay yerine çok çabuk ulaşsın diye.

Peki hiç dikkatinizi çekiyor mu? İstanbul'da oynanan büyük maçlarda aynen Almanya ve İngiltere'de olduğu gibi maçın oynandığı statta merdivenleri boş görüyor musunuz? Bizdeki statların hepsinde silme insan görüntüsü var. Çıkabilecek herhangi bir panikte kaç insanımız telef olur, düşündünüz mü? Cevap: Olduğu zaman görüşürüz.
Yazarın Tüm Yazıları