Ona neyse sana ne!

YİRMİ yıl kadar önce Paris'te taksiyle bir Fransız arkadaşımın evine gidiyorduk. Cumhurbaşkanı seçimlerinden birkaç gün önceydi. Milliyetçi-ırkçı olduğunu bildiğim bir adayı epeyce eleştirdim. Konuşmalarımızı bir süre dinleyen şoför söze karışıp, bana:

Siz bir yabancısınız, bir Fransız Cumhurbaşkanı adayı hakkında böyle konuşamazsınız! dedi.

Bu kişi köy muhtarı seçilmiyor. Fransa'ya cumhurbaşkanı olmaya aday... Bu nedenle Fransa Cumhurbaşkanı'nın kişilik ve kimliği bir yabancıyı da ilgilendirir, dedim.

* * *

Nuray Mert'in, 19 Ekim tarihinde Hürriyet Pazar'da yayımlanan Adonis'le yaptığımız söyleşiyi eleştiren ‘‘Modern Müslüman’’ (Radikal, 28.10.03) başlıklı yazısını okuyunca aklıma bu olay geldi.

Nuray Mert, Adonis'i ‘‘İslam'ın içinden biri’’ olarak tanımladığım için eleştiriyor beni. Adonis kendini ‘‘ateist’’ olarak tanıttığı için karşı çıkıyor bu tanımlamaya: Arap asıllı, Müslüman bir ailede doğmuş, çocuk yaşta hafız olmuş, Kuran dersi vermiş, felsefe eğitimi görmüş ve sonunda ‘‘ateist’’liği seçmiş birini, Nuray Mert'e göre, İslam'ın içinden saymamamız gerekiyormuş.

Demek ki Nuray Mert'e göre Adonis, ateist olunca İslam konusundaki derin bilgisini yitirmiş oluyor... Din bilgisinden yoksun bir Müslüman ancak bağnaz bir mümin olur! Adonis işte bu bilgiden yoksun, geleneksel bağnaz müminleri eleştiriyor.

* * *

Bir akademisyen gazete yazarının ‘‘Sen onlardan değilsin! Sen artık Müslüman değilsin! O halde eleştiri hakkına sahip değilsin!’’ diyebilmesi komik bir durum.

İslam dini, Araplar için sadece din olmadığı, aynı zamanda bir dil, bir uygarlık, bir kültür, bir yaşama tarzı, sanatların ve edebiyatın yönlendiricisi olduğu için Müslüman olsun-olmasın bütün Arapları kuşatır. Bu olguyu Arap toplumlarını tanıyan herkes bilir!

Nuray Mert, Adonis'in monoteislerin de inançlarından kuşku duymaları, bu kuşkularını cesaretle dile getirmeleri gerektiğini söylemesini ‘‘Saçmalık, cahillik, küstahlık!’’ olarak tanımlıyor. Nuray Mert, Marx'ın kapitalizmi eleştirmesine izin vermiyor mu acaba?

* * *

‘‘İmam-hatip okul ve liselerinde öğrendikleri yarım yamalak Arapça ile Kuran'dan ve İslam'dan uzak düşenlerin onun (Adonis'in) söylediklerini anlamaları ne yazık ki mümkün değil’’ dememi şöyle değerlendiriyor:

‘‘Bu akla göre, ateist Arap'ın dine mesafesi, Arap olmayan Müslüman'dan fazla. Ne diyeyim, ibretlik bir akıl yürütme.’’

Nuray Mert'
in ibretlik olmayan aklına göre, yeterli Arapça bilmediği için Kuran'ı ve mealini ancak ezberleyen bir yeniyetme Türk, ciddi bir din eğitimi görmüş, hafız unvanı almış, felsefe doktorası yapmış, ateist olmuş, Arap áleminin en büyük, en önemli aydınlarından biri sayılan Adonis'ten daha yakın olabilirmiş İslam'a.

Kendi mantığına göre kökten İslamcı sayılması gereken Nuray Mert bilim işlerinde ‘‘Sana ne!’’ yöntemini benimsediğine göre: Olsun bakalım!
Yazarın Tüm Yazıları