Oktay Ekşi: Hukuk yine hukuk

Oktay EKŞİ

Sevgili devletimiz ‘‘hukuk devleti olmak’’ konusunda istediği kadar gönülsüz olsun dursun, son günlerde gerçek hukuk adamları ayağa kalktılar ve seslerini yükselttiler. İşte örnekler:

Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer, düşünceleri ifade özgürlüğünün önemini anlatıyor.

Ankara 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcısı Cevdet Volkan, Abdullah Öcalan hakkında hazırladıkları İddianame'nin, duruşmada okunmadan önce birileri tarafından basına el altından sızdırılmasını ‘‘ahlaksızlık’’ olarak nitelendiriyor. ‘‘Kanun, yönetmelik ve genelgelere uymayan yargıç ve savcı, derhal istifa etmelidir’’ diyor.

Oysa biz biliyoruz ki bu sistemli olarak yapılıyor. Devleti pek sevdiğini ve koruduğunu sanan birileri -ki her yerde böyle gayretkeşler vardır- akıllarınca çok isabetli bir iş yapıyorlar ve yasalara göre duruşmada okununcaya kadar gizli kalması gereken ifadeleri, belgeleri, iddianameleri el altından basına sızdırıyorlar.

Hukukun ihlali onunla kalmıyor. Bir davanın avukatı ile sanığını özdeşleştiren birtakım ilkel kafalar, sanığa olan tepkilerini avukatlara yönlendiriyorlar. Hatta bu hukuk tanımazlığa bizzat polisin de katıldığı bildiriliyor. Örneğin Baki Gül isimli bir avukat, Fransız Haber Ajansı'na (AFP'ye) yaptığı açıklamada, Apo'nun önceki gün Ankara 2 No'lu DGM'de yapılan duruşmasına katılan 17 avukattan 7'sinin polis tarafından zorla araca sokulduğunu, dövüldükten sonra da bir pazar yerinde serbest bırakıldıklarını iddia ediyor.

Bu tabloyu gören, duyan, okuyan Batı ülkeleri kamuoyu ‘‘Bu adam acaba adil bir şekilde yargılanacak mı?’’ diye sordukları, hatta gözlemci göndermeye kalktıkları zaman da biz tepki gösteriyoruz. ‘‘Burası yamyamların ülkesi mi? Burada bir devlet var. Oturmuş bir yargı düzeni var’’ türünden laflarla ayağa kalkıyoruz.

Sadece şehit ailelerinin değil, aklı iz'anı olan her insanın Abdullah Öcalan isimli şerire tepki duyması normaldir. Çünkü bu katilin iki elinde 30 bini aşkın insanımızın kanı var.

Üstelik bu insanların tepkilerini hukuk içinde kalmak şartıyla ifade etmelerini sağlayacak önlemleri almak da devletin görevidir.

Ama hukuk devletinin en az birincisi kadar önemli öteki borcu da hem Apo'nun, hem de avukatlarının tam bir güven ve huzur içinde savunma yapmalarını sağlamaktır.

Anlaşılan, aklı başında hukukçularımız da böyle düşünüyorlar.

Ülkemizde bir hukuk devleti kurulması için bunca yıl politikacılara umut bağladık. Ama hálá sonuç alamadık. İhtimal o yüzden, hukukçular seslerini yükseltmek gereğini duydular.

Kutluyoruz. Devamını istiyoruz ve bekliyoruz.