Oktay Ekşi: Cezaevini yönetemeyen devlet

Oktay EKŞi
Haberin Devamı

Doğrusu cezaevinde çıkan bir çatışmada sadece 7 kişinin ölmesi bizim gibi özgür cezaevlerine sahip bir ülkeye yakışmazdı.

O nedenle Bayrampaşa katliamından sonra Ankara'daki Ulucanlar Cezaevi olayı çıkınca ‘‘Hah’’ dedik, ‘‘Olay da şanımıza yakışsın bari!’’

Neyse ki cezaevi isyanları Ümraniye, Gebze, Bartın, Çanakkale, Bursa, Aydın, Bergama, Çankırı ve Ceyhan cezaevlerine de sıçradı da, rahatladık.

Çünkü bu suretle anladık ki ‘‘Cezaevlerimizde -12 Eylül dönemi hariç- yaklaşık son 30 senedir uygulanan yönetim istikrarını korumaktadır.’’

Ülkemizin kaderine bu yıllar boyunca hükmetmiş olanlar, özellikle Adalet Bakanlığı koltuğuna üçer beşer defa oturup da devletin cezaevlerinde egemen olmasını sağlayamayanlar eserleriyle iftihar edebilirler.

Hele bunlardan ‘‘Cezaevlerine hákim değiliz’’ diyerek bir de kamuoyuna demeç verenler var ki... Dirayetleri ve ehliyetleri nedeniyle ne kadar saygı duysak(!), önlerinde tazim ile eğilsek(!) azdır.

Çünkü devlet adamlığı kalitelerini(!) bu suretle ortaya gösterdiler.

Bunları yazarken içimizden ne kadar yoğun bir tepki yükseldiğini, görevini yapmadan o makamları işgal edenlere veya görevini yapmak isteyenlere engel olan alçaklara ne kadar lanet okuduğumuzu anlatamayız.

Bu sütunda başka bir vesileyle daha önce ifade ettiğimiz gibi, bir ülkede bir sorun eğer 10 yıl 15 yıl devam etmiş, yani ona çözüm bulunamamışsa biliniz ki orada bir hırsızlık vardır.

Hırsızlık bu tür işlerde camiden musluk çalar gibi yapılmaz. Çete başları (örneğin cezaevlerine uyuşturucu gibi, silah gibi kaçak mal ve malzeme sokan şebekeleri yönetenler) devlet adına yetki kullananlarla ortaklık kurarlar. Bu, cezaevindeki en alt kademe görevlilerinden başlayarak payları arta arta en üst noktaya, hatta Ankara'daki bürokratlara (belki bakanlara) kadar çıkar. O yüzden de yıllar geçer, gazetelere ‘‘yeni cezaevleri yapılacak’’ diye demeçler verilir. Ama hiçbir şey değişmez.

Hırsızlığa ortak olmayan ama koltuğunda uyuyanlar bu kuralı bozmaz.

Bakın Amerika Birleşik Devletleri'nde artık adını ezberlediğimiz Melda Türker adında bir cezaevleri uzmanı Türk var. Bu hanım bizim bildiğimiz en az yedi-sekiz yıldan beri Türkiye'deki cezaevlerinin ıslahı ve modern ihtiyaçlara göre nasıl yapılması gerektiği hakkında yetkililere raporlar verir, projeler önerir. Ama bir arpa boyu yol alınmaz.

Yıllardır ‘‘Cezaevlerinin içine Adalet Bakanlığı, dışına jandarma (İçişleri Bakanlığı) karıştığı sürece bu işler düzelmez’’ denir. Kimse aldırmaz. Doğru mu değil mi bakmaz. Doğru ise önlemini almaz. Neden?

Cezaevlerinde toplanan ‘‘avanta’’dan iki tarafın da yetkilileri vazgeçemediği için olmasın?

Bu rezilliği bizim insanımız düzeltmeyecekse kim düzeltecek? Allah için söyleyin:

Bir bilen var mı?



Yazarın Tüm Yazıları