Ödülü yakın eden UZAK

Ödül konuşmasındaki bir jesti çok hoşuma gitti. Kazandığı ödül parasından 5 milyarı Hayatlar Birer Kırık Ayna filminin yönetmenleri Özgür Doğan ile Orhan Eskiköy'e vereceğini açıkladı. Ankara İletişim Fakültesi'nden iki genç öğrenci. Bir sanatçının genç yetenekleri desteklemesi örnek bir davranış.

Ceylan, yeni kuşak Türk sinemacılarının dışarda da ünlenen önemli, seyrettiğim adlarından biri.

Daha önceki iki uzun metrajlı filmi Kasaba ve Mayıs Sıkıntısı da ödül almıştı.

Uzak'ı seyrettim. Yalın sinema dili, bana huzurlu bir seyirci kimliği aşıladı. İnsanı gereksiz oyunlarla yormadan, yapay karmaşaya sokmadan, abartmalara, ustalık gösterilerine kaçmadan iyi film yapılacağını kanıtlayan bir film.

Ödül verme gerekçesinde de belirtildiği gibi, mekán-insan ilişkisini ne kadar ustaca yansıtıyor.

Yalnızlık en kolay kullanılabilen ama en çabuk basitliğe düşen bir tema'dır.

Oysa burada hüzün, sıkıntı öylesine içime işledi ki, zaman zaman Sait Faik'in öykülerinden satırlar geldi aklıma, bazan da Çehov'un süssüz usta dilinin tadını buldum.

Kişilerin davranışlarını sorgulamadım, yaşamın doğal akışı içinde bundan başka ne yapabilirlerdi...

Gerçeklerle hayaller, umutla umutsuzluk, yarınla bugün çarpışa çarpışa hepimizin hayatını örerler. Ve ortaya bir hiç çıkar çoğunlukla.

Cemil Kavukçu'nun senaryoya katkısının önemini yazmalıyım.

Ceylan'ın Uzak üzerine söylediklerinden bir bölümünü buraya aldım. Çünkü bu açıklama ya da notlama size filmi daha bilerek seyretmenizi sağlayacaktır:

‘‘Tutkusuz, renksiz ve tekdüze görünen hayatın sinemaya uyarlanması düşüncesi beni her zaman daha fazla heyecanlandırmıştır. Birbirine benzeyen günlerin hiçbir belirli iz bırakmadan, geçip gittiği, insanda bazen yoğun bir anlamsızlık duygusu yaratan ve sanki belli bir yaştan sonra varlığını daha da hissettiren bir ruh halinin bir filmime konu olabilmesi fikrini belli belirsiz bir şekilde uzun süredir içimde taşıyordum. Belki bu duyguya, kendisine katlanmayı mümkün kılacak bir anlam katabilmek ve de arada bir sempati bağı oluşturabilmek adına. Belki de bu, benim en otobiyografik filmim.’’

Uzak'ta hepimizin ruh otobiyografisinden kesitler var.

Seyrederken çağrışımlar selini yapay setlerle durdurmaya kalkışmazsanız, herkesi etkileyecek bir film.

* * *

FESTİVAL, çok önemli bir işlevi üstlendi.

Bizim seyircimize dünya sinemasının en iyi örnekleri tanıtılırken, festival aracılığıyla bizim sinemamız dünyaya tanıtıldı.

Buraya gelen yapımcılar, yönetmenler, yazarlar bizim filmlerimizi de dış dünyaya tavsiye edeceklerdir.

Kapanış gecesinde yerli ve yabancı jüri üyelerini izlerken Türkiye'nin böyle bir festivali yaşamasından mutluluk duydum.

* * *

NURİ Bilge Ceylan'a Cannes Film Festivali'nde başarılar diliyorum.