Nurten'in konukları

Nurten ERK
Haberin Devamı

Koç, torunlarla zıplayacak


Koç Holding'in Endüstri ve Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı Tuğrul Kudatgobilik, 32 yıllık çalışma döneminde üç kuşak Koç'larla birlikte oldu. Tuğrul Bey, ‘‘Mustafa, Ömer, Ali. Üç torun da işlerini Koç isminin arkasına saklanmadan yapıyor. Üçüncü kuşak, bayrağı Koç'un zıplama döneminde devralacak’’ dedi.

Türkiye'nin dev kuruluşlarından Koç Topluluğu'nda 32 yıldır çalışan Tuğrul Kudatgobilik, Koç Ailesi'nin üç kuşağıyla çalışan ender bir yönetici. Vehbi Koç'un üniversiteden yeni mezun olarak işe aldığı Tuğrul Kudatgobilik, bugün Koç Holding Endüstri ve Halkla İlişkiler Bölümü Başkan Yardımcısı. Tuğrul Bey, Koç Topluluğu bünyesindeki 98 şirketin, 45 bin çalışanını ilgilendiren bir bölümün başında.

Rahmi Koç, Suna Kıraç, Sevgi Gönül ve Semahat Arsel'le yıllardır beraber çalışan Tuğrul Kudatgobilik; son birkaç yıldır da üçüncü kuşakla Mustafa, Ömer ve Ali Koç ile omuz omuza topluluğu 2000'li yıllara taşıyor. Tuğrul Kudatgobilik'le Koç'u ve gruptaki 32 yılını konuştuk:

Koç Holding'de işe başlamanızın öyküsü nedir?

- 1963'ten sonra endüstri ilişkileri önem kazanmıştı. 1967'de Vehbi Bey, kendisine ve Yönetim Kurulu'na bu konularda hizmet verecek birini arıyormuş. Benden önce bir Profesör varmış ama Vehbi Bey ne zaman arasa ya derste ya da toplantıda oluyormuş. Bunun üzerine Rahmi Bey'e ‘Bu konuları bilen bir genç bul, sabah 8’da gelsin, akşam 8'de çıksın'' demiş. Rahmi Bey de beni buldu. Doktora yapmak üzere ABD'ye gidecektim. Vehbi Bey ‘Bizde çalışmak için doktorandan vazgeçersen pişman olur musun’ diye sordu. ‘Hayır, Koç da benim için bir üniversitedir’ dedim. O da ‘Sen başla, sonra seni gönderirim’’ sözünü verdi. 2.5 yıl sonra beni London School of Economics'e master'a gönderdi.

Üç kuşaktır Koç'ta çalışmak nasıl bir duygu?

- Vehbi Bey'le çok yakın çalıştım. Ondan çok şey öğrendim. Pekçok şeyi yoktan vareden cesaretiyle, kararlılığıyla, bilgiyi başkalarıyla paylaşmasıyla ünlüydü. Danışmayı çok iyi bilirdi, çok iyi dinlerdi. Rahmi Bey, Suna Hanım, Sevgi Hanım, Semahat Hanım işi babalarından devraldıklarında en büyük avantajları Vehbi Bey'in ekibiyle çalışarak gelişmeleri oldu.

Bugün üçüncü kuşak da holdingde.

- Üç torun da dünyanın en iyi okullarında okudu. Mezun olur olmaz askerliklerini yaptılar ve hemen holdingde çalışmaya başladılar. Vehbi Bey'in kendi oğlu ve kızları için uyguladığı tatbikat, torunları için de geçerli oldu. Bu kadar büyük mali güce sahip insanların üçüncü jenerasyonları ya Avrupa'da jet sosyetenin içine girer, ya Amerika'da başka işler yaparlar. Halbuki Vehbi Bey'in torunları sabah 8'de gelip, akşam 8'de buradan çıkıyor. Kendilerine verilen vazifeyi Koç isminin arkasına saklanmadan, profesyonel yönetici şemsiyesi altında yapmaya gayret ediyor. Koç Ailesi'nin üçüncü jenerasyonu, zıplama, atlama devrinde bayrağı alacak. Onlar da buna göre kendilerini hazırladılar.

~ İkinci ve üçüncü kuşak arasında görüş ayrılığı yaşanıyor mu?

- Oluyor, olması da normal. Üçüncü kuşak buraya gelene kadar çok iyi okullarda okudu ve değişik kurumlar da çalıştılar. Bilgileri, görgüleri, bakış açıları değişik. Her konuda babaları ve halalarıyla, diğer yöneticilerle mutabık değiller. Öyle medeni bir eğitim almışlar ki ısrar ettikleri noktalarda ‘Koç’un torunuyum' diye değil, bir profesyonel olarak mücadele ediyorlar. Genç kuşak yöneticilerle daha kolay anlayışıyorlar tabii... Ama Rahmi Bey'in, Suna, Sevgi ve Semahat hanımın tecrübesiyle torunların dinamizmi birleşince ortaya güzel şeyler çıkıyor.

32 yılda Koç’ta neler değişti?

- Koç Holding, Türkiye'nin değişik kapalı ekonomik devrelerinde ortaya çıktı. 12 işkolunun 7-8'inde lider olarak bugüne geldik. Ama bugün global ekonominin getirdiği bir değişim var. Artık Türk toplumu Avrupa ve dünyanın tüm imkanlarını iç piyayada bulma imkanına sahip. Ürettiğimiz mal ve hizmetler dünya standartında ve hatta onlardan daha iyi olmalı ki, satabilelim. Bu~ nedenle Toplam Kalite Yönetimi 1991'de hayat tarzımız haline geldi. Koç 2000 Projesi, bizim en büyük görülmez hamlemiz oldu. 2500'den fazla yöneticimiz toplam kalite eğitiminden geçti. Bugün 70'den fazla şirketimiz ISO 9000 ve ISO 14000 belgesine sahip.

Gümrük Birliği, Koç'un rekabet gücünü etkiledi mi?

- Çalıştığımız iş kollarında kendimizi yenileme, bu rekabete ayak uydurma, sistemimizi hiç zedelemeden devam etme imkanı bulduk. Piyasa kaybettiğimiz yerler olmuştur, hakiki piyasaya değerlerine inmişizdir, bazı yerlerde gerilemiş gibi görülmemize rağmen sistemin içinde kalmışızdır. Sistemin bu mücadelede yıkılmayacağını gösterdik.

TUĞRUL KUDATGOBİLİK

Koç Holding Endüstri ve Halkla İlişkiler Bölümü Başkan Yardımcısı Tuğrul Kudatgobilik, 1940 İstanbul doğumlu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra London School of Economics'de ekonomi master'ı yaptı. 1967'de Koç Topluluğu'na katıldı. 1977-1981 arasında Arçelik Genel Müdür Yardımcılığı yaptı. 1985 yılından bu yana Türkiye İşveren Sendikaları (TİSK) Yönetim Kurulu ve 1994'den bugüne de TİSK Yürütme Kurulu üyeliği görevini sürdürüyor. 1988'den bu yana Avrupa İşveren Teşkilatı (UNICE) Sosyal İşler ve Endüstri İlişkiler Komitesi'nde TÜSİAD ve TİSK'i temsil ediyor. 1992'den bugüne Avrupa Personel Yöneticileri Derneği (EAPM) Delegeler Kurulu Üyeliğini yürütüyor. 1995 yılından bu yana da Türkiye-Avrupa Birliği (AB) arasında kurulan Karma İstişare Komite Üyesi.

Koç'un kârı 98'de yüzde 12-15 geriledi

Topluluk 1998'i nasıl geçirdi?

- Asya Krizi ve global durgunluk bize de yansıdı. Buna rağmen hedeflenen cirolar tutturuldu, ama kârda şirketten şirkete yüzde 12-15 bir gerileme oldu. Ama planlanmış bütün yatırımlar devam ediyor.

Ciro ve kârınızdaki azalma çalışanlarınıza yansıdı mı?

- Direkt olarak büyük bir yansıma olduğu söylenemez. Karşılıklı anlaşmalarla pek çok olayı kendi içinde çözme imkanı bulduk. Ücretli izinleri öne alarak, kısmi duraklamalar yaparak bu darboğazı beraber geçtik.

Türkiye'de endüstri ilişkileri 30 yılda nereden nereye geldi?

- Bugün iç ve dış pazarlarda başarı elde ettiysek, bunda çalışanımızın payı çok büyük. Çalışanlarımızı ve sendikalarını yönetimin bir parçası ve sosyal ortağımız olarak görüyoruz. Bugün bir işçinin üretim bandını durdurma hakkı var. 20 yıl önce bunu düşünmek bile mümkün değildi.

Türkiye-Avrupa Birliği arasında kurulan Karma İstişare Komitesi'nde üyesiniz. Türkiye'nin AB ile entegrasyona ne zaman hazır olacak?

- Ekonomik olarak Türkiye bugün Avrupa ile entegrasyona daha yakın. Türkiye 2000’lerde Avrupa'nın beşinci büyük ticari partneri olacak. 2005-2007 döneminde Türkiye'nin beşinci ticari partneri olarak bu organizasyonun içinde yer alacağına inanıyorum.



Yazarın Tüm Yazıları