Nevruz olayı

Güncelleme Tarihi:

Nevruz olayı
Oluşturulma Tarihi: Mart 21, 2002 00:00

TÜRKİYE'de hangi taşı kaldırsak, altından aynı terör örgütü çıkıyor. Geçmişte yaşadığımız kanlı olaylar henüz belleklerden silinmedi. Silinmesi de çok uzun zaman alacak. Bugün nevruz kutlamaları var. Baharın gelişini müjdeleyen, Ortadoğu ve Asya'da yüzyıllardan beri kutlanan bir bayram günü. Halaylar çekilir, ateşler yakılır, kırlarda piknik yapılır, gülünür, eğlenilir. Terör örgütü, böyle bir bayram gününü bile yıllar boyu cehenneme çevirmişti. Nevruz ve pek çok başka günler, bu kanlı örgüt için cehenneme çevrilmesi gereken günlerdi. Yakın geçmişi anımsayınız. Güneydoğu'nun pek çok kentinde nevruz kutlaması bahanesiyle kadınları ve çocukları sokağa salıp olay yaratırlardı. Bu olaylarda ne yazık ki kan dökülürdü. Örgütün ‘‘aslan yürekli’’ militanları ise kadınların ve çocukların arkasına sığınırdı. Biz bu acı olayları yaşadık. Bütün amaçları, her şeyi ve her günü bahane ederek olay yaratmak, insanlarımızı birbirine kırdırmaktı. Başaramadılar. Anadolu insanının sağduyusu hep egemen oldu. Anadolu insanı bu oyuna düşmedi. ***PKK'nın Almanya'da yayınlanan gazetesi ve Avrupa'dan yayın yapan televizyonu, günlerden beri yine nevruz kaşıması yapıyor. Bugün olaylar çıkması için tahrikler sinsice gerçekleşiyor. ‘‘Kürdistan nevruza hazır... Nevruz geldi... Kitleler yine sokaklara dökülecek...’’Almanya bu tahrikleri seyretmekle yetiniyor. Türkiye'nin topraklarından ‘‘Kürdistan’’ diye söz edilmesine göz yumuyor. İşte size bir AB ülkesinin Türkiye'ye karşı tavrı! Biliyorsunuz, AB kurallarına göre ülkelerin sınırlarına ve bütünlüğüne saygı gösterilir!Türkiye hariç! Bugün nevruz. PKK oyunu bakalım tutacak mı!İnsanlarımızda sağduyunun egemen olmasını dilerim. KENTİLYONA ALIŞALIM! BURADA ısrarla bir konu üzerinde duruyorum. İstanbul ve Ankara'nın milli görüşçü büyükşehir belediyeleri ile onlara bağlı kuruluşlarda olanlar. Devlet bütçesinde her türlü parasal kısıtlama yapılırken, bu iki belediye ve bağlı kuruluşlarda neler olduğu, paraların nasıl su gibi harcandığı! Şimdi size bir belge açıklayacağım ve şok olacaksınız. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı EGO'ya yazılan 22 Ekim 2001 tarih ve 81339 sayılı yazıdan bir bölüm:‘‘Hazine garantisi altında sağlamış olduğunuz kredilerden 30 Eylül 2001 tarihi itibarıyla 405 katrilyon 985 trilyon TL'ye ulaşan vadesi geçmiş borçlarınıza ilişkin olarak bir ödeme planı sunulması, aksi takdirde yasal yollara başvurulacağının bilinmesi hususunda gereği önemle rica olunur.’’ Yazının altında Hazine Müsteşar Yardımcısı Hakan Özyıldız'ın imzası var.***Sevgili okuyucularım, Türkiye'nin 2002 yılı toplam bütçesinin ne kadar olduğunu biliyor musunuz? 98 katrilyon lira! Türkiye bu 98 katrilyon lira ile maaş ödeyecek, borç ödeyecek, yatırım yapacak, diğer bütün harcamalarını gerçekleştirecek. Öte yanda ise sadece EGO'nun Hazine'ye borcu 405 katrilyon. Devlet bütçesinin 4 katından fazla!Böyle şey olmaz. Dünyanın hiçbir yerinde olmaz... Ve dikkatinizi çekerim, bu borç sadece bir kuruluşa, EGO'ya ait. Büyükşehir Belediyesi, ona bağlı ASKİ ve diğer kuruluşların ve İstanbul'un borçları dahil değil! Şimdi soruyorum ve Hazine Müsteşarlığı'ndan net bir yanıt bekliyorum: 1- İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri ile onlara bağlı kuruluşların bugün itibarıyla Hazine'ye ödenmemiş borçları ne kadardır? Dökümü ve toplamı nedir? 2- Bu rezaletin sorumluları kimlerdir? Bu duruma kimler göz yummuştur?3- Bu katrilyonlar nasıl tahsil edilecektir?Ben dün öğrendim, katrilyondan sonra gelen kentilyon imiş! Bu iki belediye ile bağlı kuruluşların borçları, büyük olasılıkla kentilyonu geçmiş olabilir. Türkiye bu ekonomik çöküşe bir günde gelmedi. Bizi bu duruma özellikle getirdiler. Hadisenin içinde kasıt vardı, ihmal vardı, peşkeş, vurgun, avanta, rüşvet, kirli siyaset, her şey vardı. Evet, bu sorular üzerinde ısrarla duracağım. Hazine'den yanıt bekliyorum.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!