Nereden çıktı bu stad

Avrupalı üstü açılıp kapanan birbirinden modern statlar inşa ediyor. Temelini attığımız Olimpiyat Stadı'nın bir ayağı yok. Çünkü sadece bir bölümü kapatılmış.

PROJE DEĞİŞSİN

Sayın Cumhurbaşkanımız'dan ve Başbakanımız'dan bu projenin, hemen değiştirilmesini istiyoruz. 90 milyon dolara malolacak bu stadın maliyetine biraz daha ilave yapılarak 2000 yılına uyacak bir stadın inşaatının gerçekleşmesini bekliyoruz.

İki gün önce Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel, Başbakanımız Mesut Yılmaz, Spordan Sorumlu Bakanımız ve her zaman sporun içinde olmuş Yücel Seçkiner, üst düzey yöneticiler, sporun önde gelenleri birleştiler ve Olimpiyat Stadı'nın İkitelli'de Olimpik Park içindeki temelini attılar. Buraya kadar herşey güzel. Eskiden beri hep ne diyoruz, İstanbul'un en az 60-70 bin kişilik bir stadyuma ihtiyacı vardı. Zira, büyük maçlarda tribünler dolup taşar, dışarıda binlerce izleyici kalır ve tüm sporseverlerden ve futbolseverlerden şikayetler diz boyudur. Şimdi yapılacak bu 80 bin kişilik dev stadyumla İstanbul'un büyük bir sorunu halolacak, bu kesin. Bunu yapanları da, bu olayın temelini atanları da alkışlamamak mümkün değil.

FARKA BİR BAKIN

Amaaa, stadın maketini gördükten sonra hayretler içerisinde kaldım. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız tüm ülkelerin statlarını çok iyi biliyorlar, eski yapılmış olanlar var, tabii ki onlar kullanılıyor. Ama yeni yapılanların modelleri asla İstanbul'da yapılacak stadyumun maketine benzemiyor. Benzemesi de zaten mümkün değil.

Olimpiyat Stadı adını verdiğimiz bu stat adeta topal bir insan gibi, bir ayağı yok. Artık dünyanın her yerinde modern statlar üstü kapalı yapılıyor. Yahut da sadece futbol oynanacak, spor yapılacak alan açık fakat seyredenler kesin ve kesin kapalı tribünlerde izliyorlar. Hatta bu statlarda tavandaki açıklığı bile otomatik açıp kapatan sistemler var. Fransa'nın Dünya Kupası finallerine evsahipliği yapacağı Paris'te inşaatı tamamlanmak üzere olan Stad de France'ın bizim Olimpiyat Stadı'yla hiçbir benzerliği yok. Görmek istiyorsanız, Hürriyet Gazetesi'nin manşetteki fotoğraflarına bir de İstanbul'da yapılacak Olimpiyat Stadı'nın maketine bakın. Aralarındaki farkı göreceksiniz. Sayın Cumhurbaşkanımız'dan ve Başbakanımız'dan bu projenin yeniden yapılmasını istiyoruz ve hemen hemen 90 milyon dolara malolacak bu stadın maliyetine biraz daha ilave edilerek 2000 yılına uyacak bir stadın inşaatının gerçekleşmesini bekliyoruz. Son pişmanlık fayda etmez sayın Cumhurbaşkanım ve sayın Başbakanım. Herhalde sizlere yalnış bilgilerle donatmışlar. Yapmış olmak için değil, batılı ülkelerin seviyesine çıkmak için stadyum istiyoruz.

TEKNOLOJİ HARİKASI

Ben ABD'deki Dünya Kupası finallerini açık stadyumlardan izledim, ama o stadyumlar yıllar önce yapılmış. Dünya Kupası'nın açılış maçında Chicago'da birden bire yağmur bastırınca, tribünleri dolduran 60 bini aşkın izleyici kaçacak yer aradı. Arena Stadyumu, son yıllarda yapılan modern teknolojinin en üst seviyesindeki ve ihtiyaca fevkalade cevap veren, Amsterdam ve Ajax'ın gurur tablosu bir stadyum. Buz gibi ve yağışlı bir havada 50 bin kişi tribünlerde tiyatrodaki gibi Hollanda-Türkiye maçını izledik. Nefis bir zemindi. İtalyanlar tüm eski statlarını bu yeni anlayışa göre değiştirdiler. Büyük masraflar yaparak tüm tribünleri kapalı hale getirdiler. Demek ki, herkes modern stat anlayışını başka türlü yorumluyor. Biz ise bambaşka.

Bu stadın projesini kim yapmış Allah aşkına, Türkiye'yi bu kadar geri mi görüyorlar? En son Dortmund'da Borussia Dortmund-G.Saray maçını izledik. Açık diye bir tribün kalmamış, sadece sahanın üstünden göğü görebiliyorsunuz o kadar. Parc des Princes Stadı, belki bizlerin oynadığı zamanda açık tribünleri vardı, ama ya şimdi? Onu da modernleştirmişler, açık tribünü yok. Bizim ise 2008 yılında Olimpiyat yapacağız diye sunduğumuz Olimpiyat Stadı'nın maketine bir bakın. Bu stat asla ve asla Türk ulusuna 2008 yılında olimpiyat yapmak şansını vermez. Hepimizin arzusu ve rüyası, inşallah yaşımız da buna müsade eder, bir olimpiyatın İstanbul'da yapılmasıdır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Ama böylesine cılız, hiçbir sorunu karşılamayacak ve yapıldığı anda dahi açılışında sevinç değil, hüzünle karşılanacak bir stadı ben istemiyorum. Bu stadı kim kabul ettiyse ve devlet büyüklerine kimler nasıl fevkalade diye gösterdiyse, onlara bravo doğrusu. Sevgili Sinan Erdem, lütfen başta sen -ki, Türk olimpizmine en büyük hizmeti vermiş bir ağabeyimizsin- ne kadar rahatsız olursan ol bu konuyla ilgilen. Zira, bu stadyum en başta senin eserin olacak.