Nefes alın...

Bekir COŞKUN

Hani bir deniz suyunda boğulmamak için çırpınırsınız...

Ağzınıza-burnunuza tuzlu sular dolar... Kollarınız yorulur işlemez, nefesiniz kesilir...

Ve bir-iki nefeslik olsun çocukların oyuncak simidine tutunursunuz...

Bayramlar işte öyle...

Bir-iki günlük nefes için tutunuyoruz...

Üzerimize dalga dalga gelen yaşam karşısında takatımız kesilirken, zaman içinde yüzmek bir çırpınışa dönüşürken, bir oyuncak simide canhiraş tutunmak bu...

Bir-iki gün olsun siyaset yok, kavga yok, vuruşmak yok, alışveriş yok, koşuşturmak yok, çırpınmak yok...

‘‘Bayram çocuklar için’’ derler ama, çocukların simidine ucundan ucundan tutunuverin...

*

Bugün bayram...

Nefes alın...

Çetesiz, raporsuz, mahkemesiz, anayasasız, irticasız, kurşunsuz, dayaksız, copsuz, sopasız, feryat-figansız, kan-revansız...

Tuzlu suda boğulmaya dönüşen yaşam içinde bayramlar, birer can simidi gibidir...

Peş peşe sıralanan sevgi sözcükleri...

Tokalaşan sıcak eller...

Üzerinizde gezinen bir çift güzel göz...

Bir yeni fistan, bir yeni ayakkabı, bir yeni çorap, bir yeni mendil, bir yeni yüz, bir yeni söz...

Bir yeni nefes...

*

Bayram gezmelerinde; gözlerinizi patlak patlak yapıp, dikelmiş saçlarınız, uzamış dudaklarınızla, insanlara ‘‘Ne olacak bu memleketin hali?’’ diye asla sormayın...

Ki onlar da koltuğun üzerine çıkıp, tek ayak üzerinde zıplayarak elleri ile hortlak taklidi yaparken, size ‘‘Susurluk çetesinin son durumunu’’ anlatmasanlar...

Gazeteler devlet adamlarının tatile gittiklerini müjdeliyorlar...

Dairelerin, bankaların, bürokrasinin, siyasetin kapalı olması ise, millet malının en azından birkaç gün güvencede olduğunu müjdeliyor...

*

Bugün bayram...

Hani bir denizde boğulmamak için çırpınırsınız...

Ve birazcık nefes almak için çocukların oyuncak simitlerine tutunursunuz...

Bayramlar işte öyle...

Bayramınız kutlu olsun...

---