Ne zaman koşacaksın sen
Güncelleme Tarihi:
İsmail ER
Oluşturulma Tarihi: Eylül 21, 2004 01:33
Beşiktaş-Galatasaray maçı bitmiş, siyah beyazlı futbolcular, 2 puan daha kaybetmenin verdiği buruklukla soyunma odasının yolunu tutmuştu... Odada çıt çıkmıyordu. Herkes suskun bir şekilde oturuyordu. Bu sessizliği, Kaptan
‘Bırak koşmayı, biraz yürüsen, topu itsen gol olacak. Ama sen n’apıyorsun, sadece seyrediyorsun. Ne zaman koşacaksın sen.’
Senin adın bir marka
Kaptan’ın kızgınlığı dinmek bilmiyordu, hiç ara vermeden sözlerine devam etti:
‘Hani sen dünyanın en iyi beş golcüsünden biriydin. Carew adı bir marka. Bu ismi çok iyi değerlendirmek gerek. Bizim koşmaktan canımız çıkıyor, sen duruyorsun.’
Sergen, ardından diğer takım arkadaşlarına yöneldi, yine aynı sert ses tonuyla şunları söyledi:
‘Galatasaray, hem taraftardan hem bizden korktu. Onları ezmemiz lazımdı. Çok yazık oldu. Artık ne Başkan’ın, ne taraftarın yüzüne bakamaz olduk. Onlar bizim için her şeyi yapıyor, ama biz karşılığını veremiyoruz. Hiç olmazsa bundan sonraki maçlarda daha çok koşalım, mücadele edelim.’
Sergen’in ardından isyan etme sırası Okan’a gelmişti. O da forvetten şikayetçiydi. ‘Koşuyoruz, savaşıyoruz, o kadar gol pozisyonu hazırlıyoruz. Ama, hepsi heba olup gidiyor. Yazık bu verdiğimiz emeklere. Biraz dikkat edin arkadaşlar. Kendinize gelin’ diye sitem etti.
Hepinizden özür diliyorum
Sergen ve Okan’ın bu isyan dolu haykırışlarının ardından odadaki tüm gözler John Carew’e çevrildi. Sessizce bir köşede oturan Norveçli, ‘Hepinizden özür diliyorum arkadaşlar. Kötü oynadığımın farkındayım’ diyerek sözlerine başladı ve şöyle devam etti:
‘Geldiğim günden bu yana bekleneni veremediğimi biliyorum. Beşiktaş camiasının benden neler beklediğinin farkındayım. Size söz veriyorum, bundan sonra maçlarda çok daha farklı bir Carew izleyeceksiniz. El ele verip bu takımı zirveye taşıyacağız.’
Carew, sol ayağından sakatlandığı için oyundan çıkmak zorunda kaldığını da ifade edince Sergen tekrar patladı:
‘Bu mazeret değil. Ben de sakat sakat oynadım. Biraz fedakarlık yap’
Kaptan’ın bu sözleriyle ortam bir anda gerilince devreye Teknik Direktör Del Bosque ve yardımcıları girip, iki futbolcuyu sakinleştirdiler.
Senin adın bir marka
Kaptan’ın kızgınlığı dinmek bilmiyordu, hiç ara vermeden sözlerine devam etti:
‘Hani sen dünyanın en iyi beş golcüsünden biriydin. Carew adı bir marka. Bu ismi çok iyi değerlendirmek gerek. Bizim koşmaktan canımız çıkıyor, sen duruyorsun.’
Sergen, ardından diğer takım arkadaşlarına yöneldi, yine aynı sert ses tonuyla şunları söyledi:
‘Galatasaray, hem taraftardan hem bizden korktu. Onları ezmemiz lazımdı. Çok yazık oldu. Artık ne Başkan’ın, ne taraftarın yüzüne bakamaz olduk. Onlar bizim için her şeyi yapıyor, ama biz karşılığını veremiyoruz. Hiç olmazsa bundan sonraki maçlarda daha çok koşalım, mücadele edelim.’
Sergen’in ardından isyan etme sırası Okan’a gelmişti. O da forvetten şikayetçiydi. ‘Koşuyoruz, savaşıyoruz, o kadar gol pozisyonu hazırlıyoruz. Ama, hepsi heba olup gidiyor. Yazık bu verdiğimiz emeklere. Biraz dikkat edin arkadaşlar. Kendinize gelin’ diye sitem etti.
Hepinizden özür diliyorum
Sergen ve Okan’ın bu isyan dolu haykırışlarının ardından odadaki tüm gözler John Carew’e çevrildi. Sessizce bir köşede oturan Norveçli, ‘Hepinizden özür diliyorum arkadaşlar. Kötü oynadığımın farkındayım’ diyerek sözlerine başladı ve şöyle devam etti:
‘Geldiğim günden bu yana bekleneni veremediğimi biliyorum. Beşiktaş camiasının benden neler beklediğinin farkındayım. Size söz veriyorum, bundan sonra maçlarda çok daha farklı bir Carew izleyeceksiniz. El ele verip bu takımı zirveye taşıyacağız.’
Carew, sol ayağından sakatlandığı için oyundan çıkmak zorunda kaldığını da ifade edince Sergen tekrar patladı:
‘Bu mazeret değil. Ben de sakat sakat oynadım. Biraz fedakarlık yap’
Kaptan’ın bu sözleriyle ortam bir anda gerilince devreye Teknik Direktör Del Bosque ve yardımcıları girip, iki futbolcuyu sakinleştirdiler.