Ne sihirdir ne keramet

BerlinDikkat: Aşağıdaki yazıda anlatılanlar bilimkurgu öyküsü olmayıp tamamen gerçektir. Yazıda anlatılan olaylar, geçtiğimiz hafta Berlin'de gerçekleşen International Internet Associatess Symposium dahilinde Sun Microsystems tarafından tanıtılan teknolojik yeniliklerden esinlenerek kurgulanmışlardır. Öyküde geçen olayların gerçekleşebilmesi için gerekli teknoloji şimdiden hazırdır, uygulanabilmeleri için gereken altyapının kurulması ise an meselesidir.***Uyandığımda, başım çatlayacak gibiydi. Berlin Hilton Otel'indeki odamda olduğumu kavramam için on, onbeş saniye geçmesi gerekti. Anlaşılan gece içkiyi yine biraz fazla kaçırmıştım. Otel odasındaki yatağıma nasıl ulaşabildiğimi hatırlayamıyordum.Anımsayabildiğim son olay, işsiz sokakta yolumu kesen Neo Nazi bozması iki dazlak kafaydı. İçki içince saldırganlaşmak adetimden değildir. Ne yaptılar, ne ettiler tam hatırlayamıyorum ama kafamın tasını attıracak denli, densizleştiklerinden eminim.Suratlarının ortasına yedikleri birer yumrukla devrilmelerini hatırlayınca elimde olmadan sağ orta parmağımdaki yeni yüzüğe bakıyorum. Sun Microsystems'in güzel halkla ilişkiler görevlisi parmağıma takarken, elini yakalamış, 'Nişanlandığımıza göre, bu akşam için yapacağım daveti reddetme şansın kalmadı' sarkıntıma hoş bir gülümsemeyle karşılık vermişti.Hemen ardından da, 'Yüzüğün içindeki mikro-bilgisayara yüklediğimiz kişisel bilgileri bizzat verdiğinizi unutuyorsunuz galiba. Doldurduğunuz formda yanlış hatırlamıyorsam, evli olduğunuzu beyan etmiştiniz', diyerek sırnaşık saldırımı ustaca bir manevrayla püskürtmeyi başarmıştı.Tüm kişisel bilgilerimin, banka hesap numaralarımın, Internet üzerinde kullandığım şifrelerin içinde bir yerlere kayıtlı olduğu yüzüğün ilk kullanımında, muşta görevi gördüğünü bilseler, bu olaydan bir reklam senaryosu çıkartırlardı herhalde.Gece o halimle otel odasının kapısını yüzükle açıp açmadığımı hatırlayamıyordum. Yatağımdan fırlayıp, odanın kapısını açtım. Kat hizmetlisi için, karşısında don paça bir adam görmek olağan olaylar arasındaydı anlaşılan. Aldırmadan yanımdan geçip giderken, ben de kapının anahtar deliğine göz attım. Daha doğrusu anahtar deliğinin olması gereken yere...Birgün önce kullanmış olduğum anahtar deliğinin yerinde yeller esiyordu. Hepsinde konferans için Berlin'e gelmiş olan gazetecilerin kaldığı, kattaki tüm kapılar da aynı değişikliğe uğramıştı; anahtar delikleri yerine yuvarlak metal parçaları. Kapımı kapattım, kolu çevirip kilitli olduğundan emin oldum ve yüzüğümü uzatıp yuvarlak metale değdirdim, üzerinde numara tuşları bulunan ufak panelden yüzüğümde de kayıtlı olan şifremi girdim; klik...Yarım saat sonra giyinmiş, kahvaltı için aşağıya inmiştim. Restorana girerken Maitre d'Hotel dosya kağıdı büyüklüğünde bir mukavvayı bana doğru uzattı. Üzerindeki tanıdık metal yuvarlağı görür görmez yüzüğümü uzattım, mukavvanın bana donuk yüzündeki tuşları tıkladım; trink...Geceki saldırının etkisinden kurtulamamıştım. Kahvaltıdan hemen sonra bankanın yolunu tuttum. Cüzdanımdaki tüm parayı hesabıma geçirdim. Bankadan çıkıp önündeki ATM'ye uğradım. Yüzüğümü dayayıp 300 DM yükledim. Artık içim rahattı. İstanbul'a döner dönmez nüfus cüzdanımı, pasaportumu, otomobil ve amatör yat kaptanlığı ehliyetimi hemen yüzüğüme yüklemeye karar verdim. İkinci isim ise otomobilimin ve evimin kilitlerini değiştirmek olacak...http://www.list2000.com.tr/interaktifyurtsan@ibm.net
Yazarın Tüm Yazıları