Ne doktorlar ne mühendisler istedi de...

Çarşamba akşamı ana haber bültenleri, tüp bebek tedavisinin SSK kapsamına alındığını müjdeliyordu.

Artık maddi imkánı tüp bebek tedavisine elvermeyen çiftler de çocuk sahibi olabilecek yani. O çocuğa sahip olduktan sonra eğitimini karşılayacak kadar birikimleri olacağını umalım. ‘Her çocuk kendi kısmetiyle gelir’ derler ama bilindiği gibi bu çok zaman ‘Saldım çayıra mevlám kayıra’ şeklinde de yaşantılanabiliyor.

Neyse işte, ‘Allah bağışlasın!’ diyelim ve konunun o kısmını kapatalım...

Hani büyük konuşmuş da olmayayım ama şahsen çocuk meselesini epeyce bir süre önce kapatmış bir kadınım.

İstemiyorum kardeşim...

İleride kendi kıçımı toplayabildiğime kani olduğumda doğurmayı düşünebilirim belki, bilemiyorum...

Belki evlenirim, belki evlenmeden çocuk sahibi olurum, belki sperm bankasına başvururum, belki de evlat edinirim...

En büyük ihtimal de E seçeneği, yani hiçbiri...

Neticede benimki bilinçli bir tercih. Çocuk sahibi olmayı çok isteyip de sağlığı müsaade etmediği için olamayan bir kadının hissettikleri üzerine ahkám kesecek değilim...

Fakat, meselá, zaten üç-beş çocuğu olan kadınların, 50’sini geçtiği hálde bir çocuk daha doğurabilmesini, bir ‘başarı öyküsü’ olarak algılamaktan da acizim. Ayrıca elimde imkán olsaydı, tanıdığım birçok ebeveynin çocuk sahibi olmasını gayet faşizan bir tavırla yasaklayabilirdim.

Neyse işte...

Haftalık dergisi, kısırlık konusunu, yazı dizisi şeklinde ele almış. Tuğrul Tunalıgil’in hazırladığı dosyanın bu hafta yayınlanan ilk bölümünün başlığı: ‘En çok mühendis ve avukat spermi makbûl!’

Türkiye’de 10 milyon çift kısırken, 30 bin kadın, tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olmuş. AKP hükümeti izin vermediği için ülkede henüz bir sperm bankası bulunmuyor.

Türk Jinekoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Tıraş, zengin hastaların, tedavi olmak, sperm ve yumurta satın almak için Yunanistan, İran, Kıbrıs, Yunan Adaları ve son zamanlarda Kuzey Kıbrıs’a gittiğini, bunun da ciddi miktarda paranın yurt dışına çıkmasına neden olduğunu söylüyor.

2001 yılında KKTC’nin ilk tüp bebek merkezini açan Kuzey Kıbrıs Tüp Bebek Merkezi Başkanı Dr. Özgür Savaş, sperm donasyonu için spermleri yurt dışından, Danimarka’daki sperm bankasından ithal ettiklerini belirtmiş:

‘Merkez Danimarka’da ama spermler çeşitli uluslara aittir. Yani Danimarkalı da olabilir, Akdenizli spermi de olabilir. Özelliklerini sizin seçmeniz mümkündür. Siyah ten, yeşil göz, vb... Fiziki özelliklerinin yanı sıra sperm bağışçılarının mesleklerine de bakılıyor. Bilgisayar mühendisi, avukat, doktor gibi meslek grubundaki spermler revaçta...’

Kadın milletinin tarihinin meşhur klişesidir ya: ‘Ne doktorlar ne mühendisler istedi de varmadım...’

Demek ki ‘Çocuk da yaparım kariyer de’ çağında da bazı şeyler báki...

Hálá mesele ‘ne doktorlar, ne mühendisler’ meselesi biraz yani:

Ne doktorlar, ne mühendisler sevdim ki yoktular. Ben de n’apiim, beş-beş parasını saydım, spermini aldım.
Yazarın Tüm Yazıları