Ne diyelim, melekler Kargo’nun her daim yanında olsun

Efendim, bildiğiniz gibi Kargo, yanılıp Yıldızların Altında adlı bir cover albüm piyasaya sürdü.

Sen misin bunca zamandır orijinal parçalardan oluşan yeni bir albüm beklenirken böyle ‘lagar’ bir tavır sergileyen... Bir dayak yemedikleri kaldı.

Dağıla birleşe, yedi albüm ve sayısız konser boyu ürettikleri 11 yıllık müzikal kariyerlerinde yemedikleri sopayı, cover albüm yaptıkları için yediler.

Şahsen cover’lardan fazla hazzetmem. Zira pek çok müzisyen, şarkı cover’lamayı, dinleyicinin çok sevdiği popüler şarkıları; atıyorum, Etiler barlarında söylemek üzere repertuarına almakla karıştırdığı için, şarkıları orijinal haline hiçbir şey katmadan albümüne dahleder ki bu da insanda düpedüz kazıklandığı hissiyatını uyandırır.

Oysa adam gibi cover, Kargo’dan Selim Öztürk’ün de gayet isabetli bir şekilde belirtmiş olduğu gibi, bir nev’i ‘reenkarnasyon’dur şarkılar için.

Kargo, altısı Zeki Müren, Sezen Aksu, Tanju Okan, Aşkın Nur Yengi gibi sanatçıların hitlerinden, üçü bundan önceki albümleri Ateş ve Su’da yer alan kendi şarkılarından oluşan dokuz parçalık Yıldızların Altında’da, eski şarkılara ‘Kargo beni baştan yarat’ şeklinde yepisssyeni bir cila çekip adam gibi cover albümün nasıl bir şey olması gerektiğini cümle áleme göstermiş, tebrik ederiz.

Koray Candemir, Burak Karataş, Selim Öztürk ve Serkan Çeliköz’den oluşan Kargo, Milliyet’ten Yaprak Aras’a verdiği röportajda, durumu şöyle özetliyor:

‘İki-üç aylık bir stüdyo aşamasında 20-30 şarkı üretebiliyoruz ama aynı sürede dokuz-10 cover yapabildik. Yapılmış şarkıları yeniden yapmak daha zor.’

Kendi mesleğim açısından bakınca, arzın merkezinden, yerin en dibinden, taaaa gökkubbeye, arş-ı aláya kadar hak veresim geliyor.

Sorun editörlük yapan birine, anlatsın: Bir saat içinde oturup beş yazı ya da haber mi kaleme almak kolaydır, yoksa üzerinde ciddi çalışma gerektiren bir metni ‘rewrite’ etmek, yani baştan yazmak, yani düzeltmek, yani adam etmek mi?..

Yıldızların Altında öyle bir cover albümü ki, Koray Candemir, kendi şarkılarını bile cover’ladıklarını söylüyor.

KADINLAR ÇİÇEKTİR ÇİÇEKLER SU İSTER

Albümün ilk klibi, güftesi Ömer Bedrettin Uşaklı’ya, bestesi K. Ali Rızabey’e ait olan, albüme ismini veren klásik Yıldızların Altında’ya çekildi. Klipte aynı filmi iki ayrı versiyonla izliyoruz. Vaziyet, Asmalı Konak’ın sinema filminin sonu için çekilen farklı versiyonlarla ilgili geyiği hatırlatıyor.

Klibin ilk yarısı trajediyle, ikinci yarısı mutlu sonla nihayet buluyor.

Koray Candemir, bir köşeden çıkıp, bir blok boyu yürüyerek, manitasıyla buluşmaya gidiyor.

İlk seferde arkasından seslenen Serkan Çeliköz’e kulak asmıyor, jogging’e çıkmış gibi görünüp yolunu kesen Burak Karataş’a omuz atıp geçiyor, kendisine bir buket kır çiçeği uzatan çiçekçi kadını ve beraberindeki kör taklidi yapan Selim Öztürk’ü pas geçiyor.

Ve karşı kaldırımdaki manitaya el sallayıp karşıdan karşıya geçerken otomobil altında kalıyor.

Mesajınız var: Acele giden ecele gider, sürat felakettir ve saire... Yayayken bile...

Hemen akabinde, silbaştan aynı senaryoyu izliyoruz. Koray, yine aynı mesafeyi katediyor.

Arkasından seslenen Serkan’a yine kulak asmıyor, önünü kesen Burak’ı yine başarılı bir slalomla aşıyor ve fakat son kademede, çok şükür ki Selim’in kör değneği olaya; ‘Bi’ dur da çiçekleri kokla birader’ şeklinde müdahale ediyor.

Koray duruyor, gülümseyerek kadının uzattığı çiçekleri alıyor. Eyvah, ı-nı-nı-nııın, yine karşıdan karşıya geçmesi gerek, fakat arada birkaç saniye çiçekçiyle oyalandığı için, bu kez trafik kazasını saniye farkıyla atlatıyor.

Mesajınız var: Kadınlar çiçektir ve çiçekler su ister? Yok be, bu uymadı... Eeem, eski Impulse deodorant reklamının (Bir gün tanımadığınız bir erkek size çiçek verirse, sebebi Impulse’dır!) fikriyatını ‘cover’lamayı denesek olur mu acaba?: Bir gün tanımadığınız bir kadın size çiçek uzatırsa sebebi hayatınızı kurtarıp sevaba girmektir.

Neyse işte, neticede bizim aşıklar, yola serpiştirilmiş Melek Biraderler sayesinde kazasız belasız birbirlerine kavuşuyorlar.

Onları Melek Biraderler diye anmakta beis yok, zira klibin sonunda el ele tutuşan, kol kola giren, sarılışan ve mutlu çiftin ardından ‘Ah ah ah, bak yine aşk kazandı’ ifadesiyle bakan Selim, Burak ve Serkan’ın sırtında kanatlar çıkıyor. Evet efen’im, bildiğiniz melek kanatları (Tabii tam bu noktada ‘Kardeşim, ‘bildiğimiz melek kanadı’ diye bir şey mi var?’ diye de sorulabilir ama ne bileyim işte, penguen kanadı olmadığı muhakkak en azından...) çıkıyor!

Kargo, melekler konusunda hayli düşünce mesaisi verdiğini tahmin ettiğimiz bir grup. Sen Bir Meleksin adlı bir albümleri de var bildiğiniz gibi...

Ne diyelim; melekler Kargo’nun her daim yanında olsun. ‘Şeytan da düşmüş bir melektir’ diyecek olan çıkarsa, eh, o zaman da kumar jargonuyla dileriz: Şeytanları bol olsun.
Yazarın Tüm Yazıları