Ne birlik ama

KULÜPLERİN yöneticileri bir araya geliyor ama savaş baltaları ellerinde. Sorunun yaratıcılarından, sorunun çözümü bekleniyor.

Haberin Devamı

Ne yazık ki yanlış bir haritayla doğru hedefi bulmaya çalışıyoruz. Yanlış düşünceler de yanlış tedaviler gibi ölümcül sonuçlar verebilir. Mehmet Ali Aydınlar’ın istifasından hemen sonra Kulüpler Birliği toplanma kararı aldı. Türk futbolunun yaşadığı bu devasa olayların çözümü doğrultusunda en etkili olacağı düşünülen kurum şüphesiz Kulüpler Birliği’dir.
Herkes pür dikkat Kulüpler Birliği’nden nasıl bir karar çıkacağını bekliyor.
Ve ülke futbolunun en üst düzey kulüplerinin yöneticilerinin toplantısı sonrasında yapılan açıklamada ki net mesaj şu: “TFF’de daha önce başkanlık yapmış olanların başkan adayı olmaması.”
Bu kadar uzun süren toplantıda yalnızca kimlerin aday olmaması gerektiği mi görüşüldü?
Elbette hayır.
Bu toplantının hesaplaşma için de uygun bir ortam oluşturduğunu söyleyebiliriz. İyi kurgulanmış olmasa da çokça, ithamlar, tehditler ve çatışmaların yer aldığı bir toplantı. İşte Türk Futbolu’nun en prestijli vitrininde yer alan hizmet görüntüleri bunlar.
Açıkçası; Türk futbolunun yoğun bakımda olduğu bir dönemde ona hayat vermesi gereken yöneticiler kendi çıkarları ve haklılıklarının kavgasını veriyor.
Bilinmesi gereken şudur. Yaşamak için yaşatmak gerekir.
Buna en güzel örnek şudur. 7 Şubat 2011 tarihinde medyadan öğrendiğimiz kadarıyla Bayern Münih 2006 yılında çok zor durumda bulunan Borussia Dortmund’a iki milyon Euro borç verdi. Ve hiçbir güvence istemeden verdiği bu borçla Borussia Dortmund krizden çıktığı gibi, bugün Bundesliga’da lider durumda. Bayern Münih ise ikinci.

Haberin Devamı

Spor yaşatma savaşıdır

Borussia Dortmund Başkanı Watzke olayı şu sözlerle doğruluyor: “Bayern Münih 2006 Mart ayında bizim için kader anı olan bir zamanda yardımımıza koştu, kulübümüz rahatladı. O günler aklıma geldiğinde hala vücudumda titremeler oluşuyor, ateşler basıyor.”
Bu örnekten şu çıkıyor. Rakibin olsa dahi “Spor, bir yaşatma savaşıdır.” Bizde de Kulüpler Birliği için ilke ve ahlak sınavı niteliğinde bir olay yaşanmıştır. Ankaragücü Kulübü’nün ekonomik zorluklardan ötürü futbolcuları serbest kaldı. Dönemin Ankaragücü başkanı, serbest kalan oyuncularının alınmaması için kulüp yetkililerinden ricada bulundu. Ve kendisine bu konuda güvence verilmesine rağmen, birkaç kulüp dışında kalanlar bu durumu kaçırılmayacak bir fırsat görmüş olacaklar ki serbest kalan oyuncuları talan ettiler.
Bizdeki örnekten ne anlıyoruz? Yok et ki, var olasın!

Haberin Devamı

GÜCÜN GÜÇSÜZLÜĞÜ

TÜRK Futbolu’nun yaşadığı yetersizlik, gücünün zayıflığından değil gücünü kullanma kabiliyetine sahip olmamasındandır. Bu duruma neden olan en önemli etken, konu bilgisi yeterli, iletişime açık, bütünüyle Türk Futbolu’nu kucaklayabilecek yetkinlikte yöneticilerin görev almasının engellenmesidir.
Ülke futbolunda adil ve güvenli bir rekabet ortamı yaratılmalıdır. Bunun için de öncelikle bilgisi, kişiliği ve duyarlılığı ile bu büyük görevi siyaset, kişisel çıkarları ve birilerin adına değil, Türk Futbolu adına yönetebilecek yeterlilikte bir Yönetim Kurulu oluşturabilmek kararlılığı gerekmektedir.
Ne yazık ki, “Kulüpler Birliği” devamlı olarak uygulamalarında barış ekeceğine, mayın döşedi. Artık bu zor durumdan çıkabilmek için her şeyden önce uyanmaya, arınmaya, aydınlanmaya ve hep beraber yola koyulmaya ihtiyaç var.
Bugüne kadar ki TFF Genel Kurul seçimlerinde iki kriter geçerli olmuştur.

1-Siyasetin belirledikleri.

Haberin Devamı

2-Kulüplerin kendi çıkarlarına uygun olarak önerdikleri.
Yani, futbolunun adamı değil. Çoğunlukla herkesin adamı olma kaypaklığına sahip olanlar tercih edildi. Herkesin adamı olmak adam olmamaktır. Bulunduğumuz yere baktığımızda futbolun bu çirkeften, kirlilikten ve yetersizlikten kurtulması için doğru yönetici tercihleri yapılması bir temenni değil, bir zorunluluktur.
Yanlış insanlara değer vermek, doğru insanları yok etmenin en etkin yoludur. Hiç bir şey kendiliğinden doğru ve yanlış, iyi ya da kötü değildir. Bir şeyin ne olduğu bizim ne olduğumuza bağlıdır. Yani, biz neysek olan da odur.

Yazarın Tüm Yazıları